İnternet Seni Dünyaya Hükümdar Yapar

İnternet Seni Dünyaya Hükümdar Yapar

Gürcan Banger

Sosyal yaşam içinde farklı ortam ve yakınlıklarda tanıdığımız kişiler var. Onları tanımakla kalmıyoruz; zaman içinde –önyargılı da olsa– kişilik yapıları ve davranış modelleri hakkında görüş geliştiriyoruz. Bu kişilerle İnternet ortamında da iletişimimiz oluyor. Onları Facebook, Twitter, LinkedIn ya da FourSquare gibi sosyal medya platformlarında ‘arkadaş’ olarak yazılı ve görsel iletişim yakınlığında bulunduruyoruz. Böylesi bir ikili yaşam bize kişilerin gerçek yaşam ile sanal dünya arasındaki kimlik ve davranış modelleri konusunda –kimi zaman kendiliğinden– kıyaslama yapma imkânı sağlıyor. Dikkatli bir sosyal medya izleyicisi iseniz; bildiğimiz kişiliğin sanal dünyada kimlik ve benlik farklılaşmasını görmek gerçekten ilginç oluyor.

İnternet, Benlik ve Statü

İnternet kimi zaman uzakları gösteren bir dürbün, bazen ayrıntıları görebileceğimiz mikroskop gibidir. Sanal dünyaya sistematik bakış birey ve toplum hakkında bize pek çok veri sağlayabilir. İnternet ortamında üretilen veri ve enformasyonun pazarlamaya ve ürün geliştirmeye konu olmasının ardındaki neden budur.

İnternet ve özellikle sosyal medya bazı insanlar için bir bireysel ayna fonksiyonuna da sahiptir. Kişiler oradaki görünümlerine bakıp kıyaslamalar yaparak değişim ihtiyacı hissedebilirler. Kimi zaman ise İnternet, kişi için kendisini çok daha büyük ve görkemli gördüğü bir dev aynasına dönüşür. Bu aynada kendisini –maddi ya da manevi olarak– bir dev olarak görürken algı dağarcığındaki diğer insanlar dünyanın güçsüz ve akılsız, zavallı cüceleri oluverirler. Sosyal medya ortamında dünyaya yukarıdan bakan, öğütçü tavırları ile baskın olmaya çalışan İnternet kullanıcılarının durumları muhtemelen budur.

Yaşamı denetlemek zordur. Yönetmek için yeterli güce sahip olamadığımız pek çok unsur olduğu gibi istediğimizi yapmak için yeterli kaynağa sahip değiliz. Ama İnternet söz konusu olduğunda birey, kendi bakış açısından ‘sanal dünyanın tanrısı’ düzeyine terfi eder. Sanal yaşam, gerçeğine oranla çok daha kolay yönetilip denetlenebilir. Kendinizi bu dünyasın tanrısı olarak görmeniz hiçbir engel yoktur. İstediğiniz söylersiniz, dünyaya istediğiniz gibi bakarsınız, kendinizi diğer insanlar karşısında arzu ve hayal ettiğiniz makama konumlarsınız. “Siz zavallı aptallar; gerçekte ne olup bittiğinin ve ne yapmanız gerektiğinin farkında değilsiniz” demekten sizi alıkoyan bir engel yoktur. İnternet, bunu geçmişin iletişim araçlarına oranla çok daha kolay yapmanızı sağlar.

Pek çoğumuzun bir makamı, statüsü veya kartviziti yoktur. Gerçekten çok çabaladığımız halde başlangıç veya fırsat adaletsizliği nedeniyle hayal ettiğimiz noktalara ulaşmamış olabiliriz. Bu durum, bizim cesaret, güven ve girişimcilik eksikliğimizden de kaynaklanabilir. Hâlbuki İnternetin ve sosyal medyanın imkânları bireye cesaret ve güven sağlar. Gerçek dünyada başaramadığı farklılaşmayı sanal dünyada yeni kimlik ve benlik kurgulaması ile sağlayabilir. İnternette arzu ettiğiniz konumu ve statüyü sağlamak kolaydır. Bir benlik kurgularsınız, sosyal medyaya bu benliği sunarsınız; olur biter.

İnternet ve Ruhsallık

Sanatın neredeyse tüm dallarında yaratı, kendinden geçmenin (transın) sonuçlarından birisidir. Örneğin gerçek yazar, eserini nasıl bir düşünce ve duygu süreci içinde yazdığını hatırlamaz. Bu nedenle sanatçıya eserini nasıl bir etkiyle meydana getirdiğini sormak doğru bir yaklaşım olmaz.

Tümüyle aynı olmamakla birlikte İnternette benlik oluşturma ve geliştirmede sanatçının yaratı sürecine benzer. Kişi, İnternet ile gerçek yaşamdan sanal dünyaya geçer. Burada yeni benlik ve ruh hali ile konumlanır. Gerçek dünyaya geri döndüğünde ise sanal âlemdeki düşünce, duygu ve eylemini tam anlamıyla hatırlayacağı kuşkuludur.

Sonuç olarak; her bireyin iç benliğine dayalı bir yaratı potansiyeli var. Kanımca İnternetin ve sosyal medyanın bugünkü şekliyle kullanımı bu yaratıcı benliğin tüketimi anlamına geliyor.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor. Son yayınları: "Endüstri 4.0 ve Akıllı İşletme", Dorlion Yayınları, Eylül 2016; "Endüstri 4.0 Ekstra", Dorlion Yayınları, Mayıs 2017.
Bu yazı İnternet, Medya / Basın, Sosyal medya kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın