Ahlak, Moralite, Etik, Vicdan

Ahlak, Moralite, Etik, Vicdan

Gürcan Banger

Bazı kavramları –hatta sözcükleri– günlük konuşmalarda kullanırken iyi bildiğimizi düşünürüz. Ama bu ‘iyi’ bildiklerimiz konusunda ciddi bir araştırma yaptığımızda adeta ayaklarımız yerden kesilir. Pek çok kavram ve sözcük, bizim bildiğimizden hayli farklı olduğunu görerek şaşırırız. Geçtiğimiz günlerde sözünü ettiğim, Elisabeth Roudinesco’nun ‘sapıklığın değişen kavramsal tarihini’ ele aldığı “İçimizde Karanlık Yan” kitabı bende böyle bir etki yaptı. Pek çok kavramı, kendi mutfağımda yeniden gözden geçirme ihtiyacı duydum.

Ahlak
Ahlak da alıştığımız biçimde kullanıverdiğimiz kavramlardan bir başkası… Muhtemelen ne olduğu konusunda herhangi kitap okumamış, araştırma yapmamış olabiliriz. Çoğu zaman kendimize, ailemize veya yaşadığımız topluma göre ölçekleyerek, kullanıyor ve yorumluyoruz. Ahlak, bir insan toplumu içinde yaşayan kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri veya kurallarıdır. Bu davranış kalıpları; genelde inanç, töre, yasa veya alışkanlıklar gibi nedenlerden kaynaklanır. Ahlak sözcüğünü, günlük dilde çeşitliliği olan bir ufku ifade etmek üzere kullanırız. Hâlbuki ahlaki kural ve değerleri, etik ve moral olmak üzere iki farklı kategoride düşünebiliriz. Günlük yaşamı ilgilendiren ve bu bağlamda kullanılan ahlak anlayışı moralite, daha uzun soluklu olan ve zamanla fazlaca değişmeyen ahlak anlayışı ise etik olarak bilinir.

Ahlak duygusu, kendisini insanların neyi yapıp yapmayacakları konusunda bir bilinç olarak açığa vurur. İnsanın davranış modelindeki kısıtlamalar veya özgürlükler, büyük ölçüde dolaysız olarak kendi dışındaki faktörlerden kaynaklanır. Örneğin yasa, söz konusu davranışın yapılmamasını istiyorsa yapılmamalıdır. Çünkü bu örnekte yasa, ahlaklı olanı tanımlamaktadır. Yasaya veya toplumsal değerlere uygun davranmamak, ahlaksızlık olarak kabul edilir. Ana güç, bireyin dışında toplumun zora dayalı gücüdür. “Nedir zor?” diye sorduğumuzda; ahlaksızlığın adalet tarafından cezalandırılması veya toplumsal soyutlama gibi zor kullanım örneklerini sayabiliriz.

Vicdan
Ahlakı sağlamca tanımlamadan, vicdanı doğru bir tanım noktasına yerleştirmek mümkün olamaz. Ahlaki değer ve kurallar, sosyal bir gerçeklik olarak bireyin dışında vardır; ama vicdan, ahlakı da içeren sosyal kültürün birey tarafından içselleştirilmesi ile bağlantılıdır. Birey söz konusu olduğunda ise, ahlakın her birey tarafından içselleştirilmesi farklı olacaktır. Bu noktada bireysel ahlak ve yargı mekanizması gibi görünen vicdanın tanımlamasını yapabiliriz.

Vicdan; bireyi kendi davranışları konusunda bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlaki değerleri hakkında birinci elden ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan iç unsurdur. Yukarıda belirttiğim gibi; vicdan, bir yanıyla bireysel ahlaki değerler sistemi ve buna bağlı içsel yargı mekanizmasıdır. En önemli özelliklerinden birisi, dış faktörler olan moral ve etiğe kıyasla içsel olmasıdır.

Kavramsal Çeşitlilik
Kavramlar çağa, topluma, kültüre ve baskın dine değişiklik gösterir. Benzer şekilde dünyadaki duygusal ve zihinsel çeşitlilik, yaşayan insan sayısına eşittir. Ruhen birbirinin tam kopyası olan insan örnekleri bulmanız imkânsızdır. Bunu, insanların vicdani oluşumları için de söyleyebiliriz. Çünkü bir içsel unsur olan insan vicdanının oluşumunda, bireysel özellikler çok fazla etkili olurlar. Vicdani değerler olarak tanımladığımız unsurlar ise, ancak insan topluluklarının ortalama değerlerini ifade etmekten öteye geçmezler. Eğer vicdan konusu, sosyal ve küresel düzeylerde bir sorun teşkil ediyorsa; bunun birincil nedeni, insanın içsellikleriyle dışsallıklarının kimi zaman çelişiyor olmasıdır. Bu çelişmenin yönetilmesi ve çözülmesi ise adalet sisteminin zenginliği ve etkinliği ile toplumda saygı, hoşgörü, empati ve adalet duygularının gelişmişliğiyle ilgilidir.

Kurumlar, kavramlar ve tanımlar; çağa, topluma ve kültüre bağlı olarak değişiyor. Ahlak ve ahlaksızlık kavramları da bundan ayrı değil. Konunun odağı değişirken, ilgili kurum veya kavramın sahibi ve koruyucusu da değişiyor. Bugün ahlakı ve ahlaksızlığı düne göre farklı tanımlıyoruz. Gelecekte nasıl tanımlayıp, yaşama eklemleyeceğimiz ise sanattan hukuka kadar çok fazla aktörü ilgilendiriyor.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı Ahlak - Etik, Vicdan kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir