Akıllı Makineler ve Yaklaşan Gelecek

Gürcan Banger

Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile artan ve çeşitlenen bilgi miktarı geleneksel döneme ait olan bazı kavramların adeta ‘içini boşaltıyor’. Bunlardan birisi de klasik arz-talep yasası olabilir. Günümüzde pazarı arzın mı talebin mi yönettiğine karar vermek kolay değil. Mevcut iş-işletme-pazar durumuna baktığımızda geçerli ekonomik düzenin sadece mal ve hizmetleri yeniden üretmekle yetinmediğine, aynı zamanda yeni ihtiyaçlar –hatta yeni problemler– ‘yarattığına’ tanık oluyoruz. Dolayısıyla günümüzde pazar-müşteri yapısı hem arz hem de talep tarafından karmaşık etkileşimler içinde oluşturuluyor. Bu karmaşıklıkta işletmelerin giderek daha fazla oranda ileri teknolojiye ve pazar-müşteri enformasyonuna sahip olmaları yanında tüketicilerin ürün ve hizmetlerle ilgili bilgilere daha kolay ulaşmaları etkili oluyor. Artık hem doğrudan tüketim hem de sanayi malları bakımından işletmeler açısından üretim, müşteriler açısından erişim geçmişe oranla çok daha kolay bir düzeye geldi.

Başlarken
Günümüzde iş-işletme dünyasında yeni kavramların oluşumu yukarıda özetlediğim, ikili yapı tarafından etkileşimli olarak sağlanıyor. Akıllı makine kavramı için de durum farklı değil. Akıllı makine; tasarımı sırasında öngörülen fonksiyonları yerine getirmesi yanında, donanım ve yazılım olarak gömülü halde yapay zekâ (karar üretebilme ve verebilme otonomisi) içeren, kendi durumunun farkındalığına, ağ üzerinden çalışanlar ve diğer sistemlerle iletişim kurabilme özelliklerine sahip olan makine (tezgâh, sistem, cihaz, nesne) türüdür. Düşünce olarak kökeni geçmişe uzansa da akıllı makine olgusunun gerçekleşmesine yol açan unsurlardan birisi 20’nci yüzyılın son çeyreğinden başlayıp sürekli hızlanarak yol alan bilim ve teknolojideki gelişmelerdir. İkinci unsur ise hem tüketici hem de sınai mal ve hizmetler pazarlarında oluşan ihtiyaç, talep ve beklentilerdir. Tüketiciler tahammülsüz biçimde ürün ve hizmetlere ‘hemen, şimdi ve burada’ erişmek isterken, işletmeler de rekabetçi pazarda bu taleplere daha hızlı ve tatmin edici cevap verebilmek için akıllı teknolojilere ve makinelere ihtiyaç duyuyor. Bu ikili etki daha hızlı, esnek, kendi durumunun farkında, öğrenebilen, giderek artan oranda otonomiye sahip ve kablolu veya kablosuz ağlar üzerinden iletişebilir makinelerin ortaya çıkışını sağlıyor.

Bir yandan işletme ortamındaki özelde makineler genelde diğer nesneler akıllı ve iletişebilir hale gelirken, bunların İnternet’le olan bağlantısı sapladığı entegrasyon ile hem işletme hem de müşteri tarafından daha yüksek değer imkânları yaratıyor. Akıllı nesnelerin derlediği verileri ağ üzerinden bulut bilişim ortamına iletmeleri, verilerin gene bulutta yer alan analizci yazılımlar tarafından enformasyona dönüştürülerek işletme merkezine iletilmesi işletmenin bir bütün olarak yönetim ve denetim şartlarını iyileştiriyor. Bu sayede maliyet azaltma, arıza sürelerinin kısaltılması, kalite ve çıktı artışı sağlanarak rekabetçi üstünlükler sağlanabiliyor. Bu kazanımlara ilişkin başarılı örnekler yaygınlaştıkça akıllı makine tercihlerinin sektör ve işletmelerdeki artışına tanık olacağız.

Akıllı makine olgusunu daha sağlam kavrayabilmek için bunların kendilerine atanmış fonksiyon ve görevler dışında hangi temel özellikleri taşıdığına göz atmak yararlı olur. ‘Standart’ akıllı makinenin ilk özelliği kendi durumu hakkındaki farkındalıktır. Kendisine atanmış parametrelerden herhangi bir sapma olması durumunda bunun farkına varır ve ağ üzerinden ilgili operatörü bilgilendirir. Bu tür bir makine durum tespiti için farklı ‘duyu’ özelliklerine sahip sensörlerle donatılmış olup gömülü donanım ve yazılım aracılığı ile yapay zekâ (yetkilendirildiği ölçüde ‘rasyonel’ karar üretme ve karar verme becerisi) sergileyebilirler. Böylece ‘rasyonel’ karar ve seçim için insan operatörü ihtiyaç duyulmayan durumlar için makineye bir otonomi niteliği sağlanmış olur.

Akıllı makineler için tipik özelliklerden birisi operatörler ve diğer makinelerle iletişim kurabilme olarak söylenebilecek ‘bağlantılılık’ becerisidir. Bu tür makineler Endüstriyel İnternet ağı üzerinden IP temelli olmak üzere çevre ile doğrudan iletişim yapabilir. Bu özellik sayesinde akıllı makine geleneksel cihazların ve otomasyonun yapabildiklerinin çok ötesine geçerek veri paylaşımı gerçekleştirir, üretim planlamasında etkin olarak yer alır. Akıllı makineler sayesinde yeni teknolojik dönemin en önemli unsurlarından birisi olan operasyonel ve bilişsel (bilişim-iletişim) teknolojilerin birbirine eklemlenmesi meydana gelir. Böylece üretimde oluşan verilerin kurumsal yönetim süreçlerine yansıması ve katkı yapması imkânı oluşur. Olumlu etkilenecek yönetim fonksiyonları arasında stok denetimi, operatör çizelgelemesi, bakım yönetimi, enerji yönetimi ve ürün ikamesi gibi alanları sayabiliriz –ki bunlara başkaları da eklenebilir.

Akıllı makine için ‘standart’ olması beklenen bir farklılık, bu tür cihazların ‘tak-kullan’ özelliğidir. Sisteme dâhil edilecek yeni akıllı makinenin farklı imalatçılar tarafından üretilmiş cihazlardan oluşan mevcut sistemle uyumlu olması ve kolay entegrasyonu istenen bir durumdur. Yeni makinenin sisteme eklenmesinde geçecek zamanın kısa olması ve bu konuda kaynak israfının oluşmaması akıllı makine teknolojisinin bir özelliği olmalıdır. Keza; bakım-onarım hızı ve kolaylığı da yeni teknolojilerin tercih nedenlerinden bir başkasını oluşturacaktır.

İşletme (fabrika) içindeki nesnelerin Endüstriyel İnternet üzerinden erişime açılmasının bazı riskler ve tehditler oluşturmaması açısından akıllı makine olgusunun sağlaması gereken bir diğer gereklilik mahremiyet ve siber güvenliktir. Akıllı makinenin güvenlik özelliğinin içsel olarak sağlanacak biçimde tasarlanması beklenir. Makinede içsel olarak yer alan bu özellik hem operatörlerin güvenliğini sağlama alırken hem de ağa bağlanmanın risklerini en aza indirecektir. Endüstriyel İnternet ortamında siber (bilişsel) güvenlik mikro düzeyde akıllı makine, makro düzeyde ise sistemlerin sistemi (işletme sistemi) tarafından sağlanır.

Her teknolojik değişimi destekleyen bazı payandalar bulunur. Akıllı makine teknolojisinin yaygınlaşmasına yol açacak yönelimlerin başında mobilitenin ve mobil cihazların çoğalması yer alacak. Her iş-işletme temel fonksiyonunda giderek daha fazla ağırlığa sahip olması beklenen mobil cihazlar akıllı makineler tarafından üretilen verilerin toplanması ve analiz edilmesi süreçlerine aktif olarak katılacak. Dolayısıyla akıllı makine teknolojisine yaklaşırken dikkate almamız gereken iki önemli konu mobil cihazlar ve veri yönetimi olmak durumundadır.

Mobil cihazların sanayi sektörlerinde ve işletmelerde kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Bu nedenle operatörler bir makinenin veya cihazın fiziksel olarak yakınında olmadan da onu yönetme, denetleme, performansını ölçme ve durumunu öğrenme imkânlarına sahip olabiliyor. Böylece operatörler akıllı makinenin problemlerini uzaktan teşhis etmek ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak gibi bir üstünlüğe erişiyor. Sonuç olarak bu durum, işletme yönetimini yakından ilgilendiren maliyet azalmasına, toplam performans ve kârlılık yükselmesine neden olacak.

Akıllı makineler kendi durumlarını içlerine yerleştirilmiş sensörlerden elde ettikleri büyük miktardaki veriler sayesinde ‘biliyorlar’. Buna karşılık toplanan veriler, yönetilmesi mümkün olmayan boyutlara ulaşarak gerçek zamanlı, hızlı karar verme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle akıllı makinenin belirlenmiş oranda otonomiye sahip olarak sensörlerden gelen verileri kendi başına değerlendirebilmesi gerekir. Tüm verilerin değerlendirilmeden merkezi bilişim sistemine hızlı kararları engelleyen gönderilmesi gecikmelere yol açabilir. Makine tarafından verilere denetlenerek kendi üzerinde önceden belirlenmiş parametreleri ihlal eden verilerin merkezi sisteme gönderilmesi yığılmayı önleyici ve kolaylaştırıcı etki yapar. Özetle; merkezi sistemde (örneğin bulut bilişim ortamında) yedeklenen veriler meydana gelmiş olayları daha sonra incelemek açısından yararlı olacaktır, ama kritik olmayan verilerin gereksiz depolanması da kaynak israfı anlamına gelir.

Teknolojik Değişim: Evrim ya da Devrim
Geçmişin ‘sanayi devrimi’ olarak sözü edilen değişim ve dönüşümlerine baktığımızda; neredeyse tümünün arka planında (buhar gücü, elektrik, otomasyon gibi) belli bir teknolojinin varlığından söz edebiliriz. Günümüzde ise sosyal ve ekonomik yaşamı etkileyeceğini beklediğimiz çok sayıda geliştirilmiş veya yeni teknoloji aynı anda sahneye çıkıyor. Bu kez tek bir teknoloji, henüz erken dönemini yaşadığımız yeni sanayi devriminin itici gücü olarak ortaya çıkmıyor. Bilişim, iletişim ve İnternet teknolojileri değişimde baskın gibi durmakla birlikte dikkati çeken nokta, mevcut ve yeni teknolojilerin birbirine eklemlenerek daha karmaşık kombinler oluşturmalarıdır. Bu eklemlenme yönelimi ile birlikte çok farklı sektör ve yaşam alanları dönüşüm sürecinin öznesi veya nesnesi oluyor.

Yaşanan bu karmaşık süreç, kullanılan “Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti, Endüstriyel İnternet, akıllı üretim” gibi farklı kavramlar nedeniyle zihinsel karışıklığa neden oluyor. Bu kavramlar farklı tanımlansa da sonuçta birbirleri ile kesişen anlar oluşturduğu da bir başka gerçektir. Endüstri 4.0 veya akıllı üretim kavramları genel olarak üretim alanı başta olmak üzere tüm tedarik zinciri boyunca artan otomasyon ve esnekliği, altyapının dijitalleşmesi, fabrika hiyerarşisinde operasyonel üretimde farklı otonomi türlerinin oluşması, üretim hatlarının ve parti büyüklüklerinin farklılaşması vb. gibi konuları ifade eder. Şimdilik bir evrimleşme gibi görünen bu sürecin ekosistemi ile birlikte fabrika olgusunu tümden değiştireceğini öngörebiliriz. Diğer yandan Nesnelerin İnterneti veya Endüstriyel İnternet olgusu, öncelikle tedarik zinciri boyunda –ürün dâhil olmak üzere– her aşamadaki sistemlerin, cihazların, makinelerin ve artifaktların yapay zekâlı ve iletişebilir olmasını anlatır. Bu nesneler donandıkları sensörler aracılığı ile kendileri veya çevreleri ile ilgili durum verileri toplayabilirler. Aynı zamanda İnternet üzerinden birbirleri, operatörler ve merkezi yönetim sistemi (örneğin kurumsal kaynak planlama) ile iletişim kurabilirler. Verinin akış yolları üzerinde bulut bilişim platformları, büyük veri yığınları ve bu yığınsal verileri enformasyona dönüştürecek analitik yazılımlar yer alır.

Akıllı Makineler
Yukarıda sözü edilen yeni kavramların hiçbiri, sadece teknolojik veya teknik bir değişim veya ikame gibi yorumlanamaz. Sözü edilen tüm ileri teknolojiler, yaşamın –bu arada sanayinin de– her alanını dönüştürmeye aday bir vizyon (ya da bir vizyonun değişim parçaları) anlamına gelir.

Bu vizyonun yol göstericiliğinde üretim alanlarındaki makineler daha kaliteli öngörüler içeren planlama ve pazar-müşteri ihtiyaçlarını daha iyi tatmin eden çözümler üretmek üzere dönüşüme uğruyor. Akıllı makine ifadesi, geleneksel makine kavramına oranla ağ üzerinden iletişebilen, daha esnek, verimli, güvenli ve gömülü halde bulunan elektronik donanım ve yazılım ile kısmi otonomiye sahip cihaz türüdür. Bu makine, ağ üzerinden iletilen talepleri yerine getirebilir, komutlara hızla cevap verebilir, kendi durumu hakkında enformasyon iletebilir. İşlemekte olduğu ‘akıllı ürün’ ile iletişim kurabilir, işbirlikçi özelliği sayesinde kendisi ile çalışan operatörlerin işlerini kolaylaştırır. Bakım ve onarım ihtiyaçları konusunda veri iletebildiği için öngörülü (kestirimci) bakım yaklaşımına uygundur. Bu sayılanlar sayesinde akıllı makine, toplam sahip olma maliyeti açısından üstünlükler sağlar.

Akıllı makinelerin ekonomik ve teknolojik gelişimi değişik faktörlerin etkisi altında oluşuyor. Şöyle ki, bir yandan pazar-müşteri yapısındaki değişim daha hızlı, çevik, farklı ve tatmin edici, ‘hemen, şimdi, burada’ türünde çözümler ararken, üreticiler de bu cevabı verebilmek için imkân arayışı içindeler. Bilim ve teknolojideki gelişmeler ise bu arayışlara cevap verebilecek bir düzeye yükseldi. Dolayısıyla akıllı makine olgusuna pazar-müşteri ve teknolojinin durum ve duruşları açısından bakmamız gerekiyor.

Akıllı makine olgusu, basit olarak söylendiğinde birbirine eklemlenmiş teknolojiler toplamıdır. İşletmeleri bu tür yeni teknoloji kombinlerini kullanmaya teşvik eden (edecek olan) ise pazardaki sert rekabetin oluşturduğu inovasyon ve düşük maliyet baskısıdır. Akıllı makine yapısının payandaları, kolon ve kirişleri olan teknolojilerin başında ‘bağlantılılık’ ile ilgili olanlar ilk sıraları alır. Örneğin bir bilişim-iletişim ağ teknolojisi olan Ethernet, elektronik nesneler arasında sağlıklı veri akışına imkân veren bağlantıyı sağlar. Hizmet temelli modeller ve güvenlik yönetimi için bir zemin oluşturur. Gene bu bağlamda; hızlı veri girişine imkân tanıyan RFID, Zigbee, Bluetooth gibi kablosuz bağlantı türlerinden de söz edebiliriz. Ayrıca Ethernet tabanlı cihazlardaki bağlantı noktalarının (giriş-çıkış kapılarının) sayı ve tür olarak çoğalması akıllı cihazların çevre donanımı ile daha gelişmiş bağlantılar yapabilmesine olanak sağlıyor.

Akıllı makine olgusunu destekleyen unsurlardan birisi bu tür sistemlerle iletişim kurmayı sağlayacak olan mobilitedir. Akıllı telefon, tablet, taşınabilir bilgisayar, (gözlük, saat, giysi, baret gibi) giyilebilir teknoloji ürünleri günümüzde ve gelecekte akıllı makinelerle iletişim kurmakta ve veri alışverişi yapmakta önemli cihazlar olmayı sürdürecek. Gerek akıllı makinelerin gerekse mobil cihazların teknolojik olarak güçlenip fiyat olarak ucuzlayarak yaygınlaşmalarının altında elektronik sektöründeki iki önemli gelişme var. Bunlardan birincisi; merkezi işlemcilerin işlem yapma güç ve hızlarının artması, farklı amaçlara yönelik yeni işlemci türlerinin geliştirilmesi ve işlemci fiyatlarının düşmesidir. İkincisi ise daha iyi veri yönetimi, hız ve güvenlik sağlayacak olan yeni bellek yongaları ve depolama cihazlarının geliştirilmesidir. Gerek işlemci gerekse bellek alanındaki ilerlemeler ve fiyat düşüşleri akıllı makinelerde ‘akıl ve iletişim’ (durum bilgisi algılama, bunları iletme, atanmış parametrelere aykırı durumlarda operatör müdahalesi olmadan karar üretme ve yerine getirme) özelliklerinin kullanımını mümkün kılıyor.

Akıllı makineler üzerlerine ve içlerine monte edilmiş sensörler sayesinde kendi durumları ve çevre şartları ile ilgili veri toplar ve bunları bulut bilişim depoları ve kurumsal kaynak planlaması ERP gibi tanımlanmış noktalara iletirler. Kimi durumlarda operasyonel müdahaleye gerek kalmadan –içerdikleri gömülü donanım ve yazılım sayesinde– aktüatörleri (sürücüleri) kumanda ederler. Yapay zekâ ve iletişebilirlik yönlerinden gelişen sensörler akıllı makine olgusunun ilerleyişine önemli katkılar yapıyor.

Geçmişte makine teknolojisinin –dolayısıyla işletme ekonomisinin– en önemli problemlerinden birisi ‘enerji tüketimi’ idi. Elektrik, elektronik, mekanik ve otomasyon alanlarındaki gelişmeler makinelerin enerji tüketimlerini azaltan tasarımların yaratılmasına imkân veriyor. Günümüzde ve gelecekte enerji tüketiminin azaltılması makine tasarımının en önemli kriterleri arasında yer almaya devam edecek. ‘İyi tasarım’ anlayışının yaygınlaşması ile başta aşırı ısı yayımı –bir başka deyişle, enerjinin ısı olarak çevreye atılması– başta olmak üzere gürültü, radyasyon, çeşitli atıklar vb. gibi çevre kirliliği yaratacak olumsuz faktörler hızla azalacak.

Henüz erken dönemine tanık olduğumuz değişimin en önemli unsurlarından birisinin ‘sayısallaşma (dijitalleşme)’ olduğunu söyleyebiliriz. Bu yönelimin –yukarıda değinilen yanları dışında– bir başka boyutu, işletme (fabrika) ortamında fiziksel iş akışına paralel olarak yürüyen bir dijital akışın varlığıdır. Yeni işletmede iş birimleri (departmanlar, takımlar, fiziksel sistemler), yeni bilişim-iletişim ağı sayesinde bir dikey entegrasyon içinde yer alırlar. Bir diğer entegrasyon ise işletmenin kendi tedarik zinciri (ekosistemindeki paydaşlar) ile kurduğu yatay entegrasyondur. Böylece işletme iç ve dış bağlantılarıyla ‘yaygın işletme’ haline dönüşür. Yaygın işletmede fiziksel süreçlerin, faaliyetlerin ve iş adımlarının sanal kopyaları simülasyon halinde ağ ortamında akar, işlenir, depolanır. Bilişim-iletişim ağı işletme yönetiminin toplam performansını yükseltmek için önemli bir teknolojik yardımcıdır. Anlaşılacağı gibi; akıllı makineler de bağlantılı biçimde bu ağda yer alırlar.

Akıllı makine ile bağlantılı bir diğer teknoloji ise giyilebilir cihazlar eşliğinde ‘artırılmış gerçeklik ve biyometrik tanıma’ alanıyla ilgilidir. Biyometrik tanıma, akıllı makine ile operatör arasında kullanım, kimi zaman makineye atanmış programı dışında zorunlu bir iş yaptırma yetkisinin onaylanma aracıdır. Diğer yandan giyilebilir cihazlarla birlikte artırılmış gerçeklik ise makine ile operatör arasındaki işbirliğini ve etkileşimi kolaylaştırıcı ve operatörün güvenliğini artırırken onun performansını iyileştirici etki yapar.

Akıllı makine olgusunun pazar-müşteri boyutu, birbirleri ile arayüzü olan iki alandan oluşuyor. Bu arayüzün bir tarafında akıllı makineleri üretim amaçlı kullanan işletmeler bulunuyor. Diğer tarafta ise akıllı makine teknolojisi kullanılarak imal edilen ürünlerin tüketicileri yer alıyor. Akıllı makineleri de kapsayan yeni teknolojilerin ortaya çıkışı, makine operatörlerinin ve işletme sistemlerini kullanan çalışanların beklentilerinin artışına neden oluyor. Yeni teknolojiler söz konusu olduğunda bir başka zorunlu değişim mevcut veya yeni çalışanların eğitiminde oluşur. Kısaca; yeni teknolojiler, hem içerik hem de biçim (metodoloji ve materyal) olarak yeni eğitim yaklaşımları anlamına gelir.

Sosyal yaşamda veya çalışma ortamında İnternet kullanımının artması, insanların her alanda bu yönlü taleplerinin ve kullanım beklentilerinin artmasına neden oluyor. Aynen müşterilerin ürünlere ‘hemen, şimdi, burada’ şeklinde yaklaştıkları gibi işletme ortamında da çalışanların üretim verilerine benzer biçimde erişme isteklerinin artacağını öngörebiliriz. Bu amaçla mobil cihazların ve (elektronik gözlük, saat, giysi, baret vb. gibi) giyilebilir teknoloji ürünleri söz konusu verilere erişmek için daha yaygın biçimde kullanılacak. Bu cihazların kullanımındaki ‘tak-kullan’ benzeri kolaylığın operatörler ve sistem kullanıcısı çalışanlar tarafından akıllı makineler için de talep edileceği söylenebilir. Günümüzde bilgisayar ve İnternet konusunda fazlaca bilgisi olmayan birçok kişi, sosyal medya platformlarının kolay kullanım imkânlarından yararlanıyor. Keza; akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlarda da benzer kullanım kolaylıkları var. İşletme (fabrika) ortamında akıllı makine, yönetim paneli vb. sistemlerin kullanımına ve mobil cihazların işletme sistemlerine bağlantılanmasına yönelik olarak eşdeğer kullanım kolaylıklarının geliştirilmesi gerekiyor.

İşletmelerin akıllı makine teknolojisinden beklentileri arasında ‘esneklik’ özelliği ilk sıralarda yer alır. Dolayısıyla esneklik, akıllı makine tasarımının öncelikli ve temel ilkeleri arasında yer alır. Esneklik kavramı; üretim hattında hızlı ürün değiştirebilme, tek bir ürüne kadar düşebilen veya çok büyük miktarlara çıkabilen parti büyüklüğü veya aynı hatta birden fazla ürün imal edebilme vb. gibi farklı anlamlara gelebilir. İnovasyonun giderek daha önemli hale geldiği günümüzde ürünün pazara çıkışındaki gerçek zamanlı hız yeni kârlılık kaynaklarından birisidir. Keza; akıllı makinelerin katılımıyla oluşturulmuş üretim sistemi bireyselleştirilmiş ürün konusunda da esnek ve becerili olmak durumundadır.

Akıllı makinelerin başka hangi beklentilere cevap olabileceği veya bu teknolojiden nelerin beklendiği konusunda kısa bir özet yapabiliriz. Akıllı makine sistemleri ürünün, üretim ve veri akışının izlenmesi için gerekli şartları sağlamalıdır. Geleneksel yaklaşımlara oranla maliyet düşüşüne imkân vermelidir. Varlık yönetimi açısından toplam sahip olma maliyetini iyileştirmelidir. Tedarik zinciri yönetimini iyileştirmeyi de sağlayacak biçimde gerçek zamanlı veri yönetimine imkân vermelidir. Yeni ile mevcut (eski) teknolojilerin birbirleriyle entegrasyonu kolayca gerçekleştirilebilmelidir. Yeni teknoloji sayesinde ürün kalitesi yükselmeli; çevreye olan olumsuz etkiler azalmalıdır. Kendi durumuna ve hikâyesine ilişkin ilettiği veriler sayesinde bakım-onarım işlerini kolaylaştırmalıdır. Makine kendisini ve operatörünün veya çevresindeki diğer çalışanların güvenliğini sağlayacak biçimde tasarlanmış olması gerekir.

Özetleyelim. Akıllı makine, geleneksel (eski) makine teknolojisine oranla ağ üzerinden iletişebilen, daha esnek, verimli, güvenli ve gömülü halde bulunan elektronik donanım ve yazılım ile kısmi otonomiye sahip fiziksel sistem türüdür. Bu tür makine, ağ üzerinden iletilen komutları yerine getirebilir, istenenlere hızla cevap verebilir, kendi durumu ve hikâyesi hakkında veri iletebilir. O sırada imaline katkı yaptığı ‘akıllı ürün’ ile yerel ağ bağlantısı üzerinden iletişim kurabilir, işbirlikçi özelliği sayesinde kendisi ile çalışan operatörlerin işlerini kolaylaştırır.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Akıl, Değişim, Gelecek, Sanayi - Endüstri, Teknoloji kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir