Akıllı Üretim
Gürcan Banger
Akıllı üretim, müşterinin beklenti ve görüşleri ile deneyimini tedarik (değer) zincirinin her adımına eklemlemek için enformasyondan ve imalat bilgisinden yararlanmaya çalışır. Bu çaba; müşteri taleplerine hızlı cevap veren, kaynak tüketimini azaltan, rekabet gücünü yükselten, çevre, sağlık ve güvenlik şartlarını yerine getiren, uyumlu ve performans odaklı bir üretim girişimini mümkün kılar. Endüstriyel internet alanındaki gelişmeler daha fazla sayıda makine ve aracın birbiriyle kesintisiz iletişimini sağlıyor. Böylece üretim sistemlerinin işletilmesi ve denetlenmesine yönelik simülasyon ve optimizasyon yazılımlarının önü açılarak yeni inovasyonlara yol veriyor. Otomasyon ve veri toplama (sensor) teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde akıllı sistemler ve araçlar daha fazla veri üretiyor ve iletiyor. Böylece verimliliği artırmak, atığı azaltmak, rekabetçiliği iyileştirmek için inovasyon, planlama, tasarım yapma, uygulama ve yönetme temelli yeni kolaylıklar ortaya çıkıyor.
Sanayi; akıllı üretimi geliştirme ve kullanma yolunda ilerlerken bilgi temelli üretimden tam anlamıyla yararlanmak için gerekli altyapının ve yeteneklerin henüz istenen ölçüde geliştirilmemiş olduğu anlaşılıyor. Bu bağlamda müşteri bilgi ve deneyimi ile taleplerinin, işletmelerin veri işleme, siber güvenlik ve sistem kurma maliyetleri ile eklemlenmesinde ciddi zorluklar olabileceği görülüyor. Akıllı üretimi başarmak üzere bu zorlukları aşmak için hangi eylemleri nasıl önceliklendirmek gerektiği gibi bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz.
Makine teknolojisinde basit elektro-mekanik denetim uygulamaları, çoktan tarihe karıştı. Teknolojik gelişmelere bakıldığında; basit otomasyon donanımlı makineler için ömrünü tamamlamak üzere denebilir. Günümüzün makineleri, pek çok diğer alanda olduğu gibi makine tasarım ve üretiminde de bilişim teknolojisi (BT) uzmanlarının yer almasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle işletmelerdeki BT liderlerinin, yüksek düzeyli otomasyona sahip akıllı makinelerin iş yapma biçimlerinde yarattığı fırsatları, tehditleri ve etkileri dikkate almaları gerekiyor. Makineleşmedeki değişim işletmelerin kısmen ya da bütünüyle yeniden yapılanmaları sonucunu doğuracak.
Çalışanlarla akıllı makineler arasında oluşacak yeni işbirliği ve birlikte çalışma, bir yandan bazı kişileri daha etkili ve verimli yaparken, diğer yandan endüstrilerin yapısını ve rekabetçi dengesinin önemli ölçüde değiştirecek. Üretim mekânlarında bazı işgücü türlerinin akıllı makinelerle ikame edilmesi maliyet ve risk azaltma açılarından beklenen gelişmelerden birisidir. Böyle bir durumda BT, yeni üretim yaklaşımlarının odak noktasında olacak. İş gücüne daha az ihtiyaç duyulan bu bağlamda fabrikalar çok daha teknolojik olarak makineleşmiş hale gelebilir; iş gücü maliyetleri nedeniyle göç eden fabrikaların gelişmiş ülkelere geri dönmeleri beklenebilir.
Birkaç yıl içinde ‘ne olup bittiğinin kendiliğinden farkında olup önlem alan’ makineler ve bunların yer aldığı ‘ışıksız fabrikalar’ görebilir miyiz? Buna “Evet” cevabı vermek için henüz erken. Ancak akıllı makineler, robotik ve yapay akıl alanlarında çok ciddi çalışmalar olduğunu söyleyebiliriz. Yazılım tarafında robot teknolojisinin Android gibi açık kaynak kodlu platformlarda gelişmesi öngörülüyor. Bu durum, bağımsız geliştiriciler tarafından yenilikçi ürün ve hizmetlerin oluşturulmasının önünü açabilir.
Yeni türden otomasyonun sadece fabrika ortamında gelişeceğini öngörmek konuya ‘at gözlüğü’ ile bakmak olur. Akıllı makineler, robotik ve yapay zekâ alanlarındaki çalışmalar lojistik, sağlık hizmetleri, yaşlı bakımı, mekân temizliği ve gözetim gibi konularda da etkili sonuçlar doğuracak. Doğal olarak bu teknolojiler konusunda farkındalığa sahip olup, gerekli yatırımı yapan şirketler yeni pazar fırsatlarının da yararlanıcıları olacaklar.