“Arama Motoru” İdeolojisi
Gürcan Banger
BİR
Türkiye’de bazı günlerde, 7-8 gazetenin benzer manşetlerle yayınlandığına tanık olduk. Siyasal yandaşlık adına, enformasyon yönünden bir ‘haber-yorum tröstü’ oluşturuldu. Bu duruma eşlik eden radyo ve TV kanalları da oldu. Olmaya da devam ediyor. Ülkede çok sayıda gazete, radyo ve TV kanalı var. Birini beğenmezseniz diğerini izleyebilirsiniz. Ama eğer bunların tümü ‘resmi ideolojinin’ yaygınlaştırılması amacına yönelmişse sayıca çokluk, enformasyon edinme özgürlüğü anlamına gelmez. Sonuçta; çokluk ve çeşitlilik görüntüsü altında ‘resmi ideoloji’ zihinlere enjekte edilir.
İnternet Ortamı
Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, günlük yaşamımızı hayli değiştirdi. Giderek küçülen ve taşınması kolaylaşan bilgisayarlar ve akıllı cep telefonları İnternet ortamında yer almamızı kolaylaştırdı. Artık kolayca bu yeni medyandaki içeriklere erişebiliyoruz. Aynı şekilde yeni medyanın ruhuna uygun olarak kendi oluşturduğumuz içerikleri, İnternette başka insanlarla paylaşabiliyoruz. Facebook, Twitter, LinkedIn, Instagram veya Pinterest gibi uygulamalar neredeyse (teknolojiye erişebilen) hepimiz için günlük yaşamın unsurları haline geldiler.
İlginç bir yeni durum var. Örneğin bundan 10 yıl kadar önce bilgisayar ve İnternet kullanımı ile ilgili bir ankette, kişilere “Günde ne kadar zamanınızı bilgisayar başında ve İnternet ortamında geçiyorsunuz?” gibi bir soru sorabilirdiniz. Bugün ise (gene teknolojiye erişebilenler için) bilgisayar esaslı bir cihaz ile İnternete ulaşmak günlük yaşama eklemlenmiş sıradan bir faaliyet haline geldi. Eğer İnternete bağlanabilen bir akıllı cep telefonunuz varsa, günün tüm saatlerinde İnternet ortamındasınız demektir.
Sosyal medyanın gelişimi, enformasyon edinme sürecine farklı ve hızlı bir boyut getirdi. Pek çok enformasyonu (haberi) e-gazeteler sayesinden hızla edinebiliyoruz. Eğer dikkatli ve seçici bir Twitter kullanıcı iseniz, bir olaya ya da habere ilişkin bilgi ve resme anında ulaşma imkânınız var demektir. Bunda akıllı telefon, tablet bilgisayar veya kamera gibi İnternete bağlı cihazların gelişmesi sayesinde kullanıcıların haber muhabiri veya yorumcu (özetle, içerik geliştirici) haline dönüşmesinin etkisi oldu, oluyor.
Bir de; İngilizcede blog diye isimlendirilen ağ günceleri var. Web 2.0 diye adlandırılan şemsiye yazılım teknolojisi sayesinde, İnternet ortamında (bir site yaratarak) bulunmak kolay hale geldi. İnternetteki ağ günceleri, amatör ya da profesyonel kişiler veya kuruluşlar tarafından geliştiriliyor. Buralarda pek çok farklı konuda ve türde enformasyon bulmak mümkün… Sosyal ve kültürel konularda ‘resmi ideoloji’ lehinde veya aleyhinde olabilen haber, yorum veya bakış açıları yansıtılabiliyor.
Değişen Dünya
Yukarıda çizilen manzara bilişim, iletişim, İnternet ve yazılım teknolojilerindeki gelişmelerin, bireyler için daha özgür bir dünya yarattığı gibi bir sonuca götürüyor. Diğer yandan yaşadığımız çağ enformasyonun hızla çoğalıp çeşitlendiği bir dönemi de oluşturuyor. Geçmişin hiçbir döneminde bilgi hacmi ve çeşitliliği bu denli hızlı artmamıştı. Eskiden enformasyonu bulmak ve ona erişmek ciddi bir sorun idi. Şimdi ise bilgi çok ve çeşitli; dolayısıyla işe yarayacak olanı süzüp ayıklayabilmek gerekiyor. İş bununla da kalmıyor. Enformasyon yanında (yanlış veya kötü niyetli olabilen) dezenformasyon da var ve hızla artıyor. İnternet bunun en belirgin ortamlarından birisi… Çoğalan enformasyon ortamında, istenen enformasyona ulaşmak için arama motoru ismini verdiğimiz uygulamalardan yararlanıyoruz. Bu dönemde en yaygın bilinen örneklerin başında Google ve Yandex gibi arama motorları geliyor. Daha az bilinen ve kullanılan başkaları da var. Bu yazılımlara aradığımız konu ile ilgili anahtar sözcükleri vererek, enformasyona ulaşmaya çalışıyoruz.
Arama motorları, artık pazarlama iletişimi (tanıtım ve reklâm) ortamı haline dönüştü. Yüksek oranda kullanımları nedeniyle önemli miktarlarda reklâm alıyorlar. Reklâm olarak alınan İnternet adreslerini ise karşınıza çıkan listenin en üstünde farklı bir şekilde (örneğin farklı renkle) veriyorlar. Sizin verdiğiniz anahtar sözcükler karşılığında bir liste oluşturmak için kullandıkları bir algoritma (iş ve kurallar manzumesi) var. Listeyi, bu algoritma belirliyor. Tam bu noktada akla şu soru geliyor: Ya arama motorunun kullandığı algoritma, oluşturduğu adresler (bağlantılar) listesini bir ‘resmi ideolojiye’ bağımlı olarak hazırlıyorsa? Ya sadece bizim görüp okuyup bilmemize ve ‘resmi ezber’ yapmamıza yönelik bir seçimi karşımıza getiriyorsa? Bu durumda, özgürlük sandığımız bir ortamda ‘birinci sınıf kalitede’ manipüle ediliyor olmuyor muyuz?
İKİ
Arama motoru, İnternet ortamında aranan içeriği bulmak için kullanılan bir yazılımdır. Bir arama motoru tarama robotu, arama dizini ve kullanıcı arayüzü olmak üzere üç bileşenden oluşur. Arama motoru İnternette bulduğu sonuçları kullanıcıya bir liste halinde sunar.
Nasıl Arar?
Bu kısa tanımlamadan sonra kısaca sürecin işleyişine bakalım. Arama motoru, bir kitap dizini mantığı ile çalışır. Bu nedenle arama işlemleri öncesinde kitabın endeksinin (içindekiler dizininin) hazırlanması gerekir. İnternet söz konusu olunca bu görevi tarama robotu yerine getirir. Siteleri örümcek gibi isimlerle anılan yazılımlarla otomatik olarak inceleyerek arama dizinini oluşturur. Böylece bu ön işlem sayesinde sitelerin arama motoru tarafından daha kolay bulunması için bir endeks altyapısı (fihrist) hazırlanmış olur. Arama işlemi bu dizinler kullanılarak yapılır.
İnternette arama yapmak isteyen kişi, arama satırına bulmak istediği konu ile ilgili anahtar sözcükleri yazar. “Ara” komutu düğmesinin tıklanması ile bu sözcüklerin bulunduğu İnternet siteleri bir liste halinde kullanıcının karşısına getirilir. Eğer anahtar sözcüklerin belirlenmesi doğru yapılmazsa arama motoru konuyla ilgisiz ve kullanıcıya hitap etmeyen listeler de oluşturabilir.
Arama motoru, yukarıda özetlediğim işlemler (site tarama ve içerik arama işlemleri) için kendine özgü bir algoritma kullanır. Matematikte ve bilişimde bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için çizilen yola algoritma adı verilir. Algoritma, adımlar halinde yapılacak işleri (kuşkuya yer bırakmayacak biçimde) tanımlar. Her arama motorunun tarama-endeksleme-arama işlemleri için kullandığı algoritma (veya yaklaşım) bir diğer arama motoruna oranla farklıdır. Bu nedenle aynı anahtar sözcüklerle aradığınız halde her arama motoru yaptığınız arama sonucunda karşınıza farklı listeler çıkarır. Google, Yandex, Bing, Altavista veya Yahoo gibi farklı arama motorları kullanarak bu durumu deneyebilirsiniz.
Tartışma Noktaları
Arama motoru konusu, Google’ın büyük başarısı ile birlikte bir ekonomik iş haline dönüştü. İnternet kullanıcılarının en sık yararlandıkları uygulamalar olmaları nedeniyle artık arama motoru sayfaları ciddi miktarlarda reklam alıyor ve gelir elde ediyorlar. Bunların bir başka gelir kaynağı ise bazı anahtar sözcükleri ve liste sıralarını satarak oluşuyor. Örneğin bilgisayar, cep telefonu ya da kitap gibi alışveriş yönünden çok kullanılan sözcüklerden birisi arattığınızda sayfanın en üstünde ücretli reklâm satırlarını görebilirsiniz. Şimdilik bu satırlar farklı renk ya da küçük simgelerle belirtiliyor. Diğer satırlar ise genellikle İnternet sitelerinin kullanım yoğunluğu veya konuyla ilgi düzeyine göre hazırlanıyor.
İnternet sitenizin bir arama motoru fihristinde bulunmasını sağlamak için anahtar sözcükleriniz ile başvurmalısınız. Siteniz uygun görülürse endekse dâhil edilecektir. Site sayısının çığ gibi büyüdüğü çağımızda gelecekte hangi sitelerin hangi şartlarla arama motoru fihristine dâhil edileceğini kestirmek mümkün değil. Sanki özgürlük olarak kabul edilen İnternet, bir yandan da kendi etrafını yeni süzgeç duvarlar ile donatıyor. Belki de bu süzgeçlerin oluşmasında giderek arama motoruna yapacağımız parasal ödemeler veya iktidarın sahibi ‘resmi ideoloji’ etkili olacak. Gelecekte sizin muhalif İnternet sitenizin arama motoru fihristlerinde yer alması mümkün olacak mı?
Bugün arama motoru algoritmasının ‘demokratik’ olduğunu sorgusuz biçimde kabul ediyoruz. Karşımıza getirdiği listenin kullanım sıklığı veya ilgililik gibi genel geçer kurallara tabi olduğunu varsayıyoruz. Birey olarak manipüle edilmemizi hedefleyen bir liste ile karşılaşmayacağımıza inanıyoruz. Gerçekten durum bugün böyle mi? Geleceğin arama motoru algoritmaları ‘demokratik’ olmaya devam edecek mi?
Arama motoru uygulamalarını kurup yönetenler yukarıda anlattığım sorulara hazırladıkları etik kurallar, ahlaki sözleşmeler veya gizlilik taahhütleri ile cevap vermeye çalışıyorlar. Bu yükümlülük söylemlerinin küresel ve ulusal iktidar sahipleri karşısında ne denli geçerli ve sürdürülebilir olduğunu ise zaman içinde göreceğiz. İnternetin ‘saf demokrasi’ anlamına geldiği yanlışına düşmeyin! Muhtemelen daha göreceklerimiz var.