Konuşmak, insanın diğer canlı varlıklardan ayırt eden en önemli özelliklerden birisidir. Beden dili dışında duygu ve düşüncelerimizi anlatmanın en önemli araçlarından birisidir konuşmak. Ama nedense çoğu zaman bu özelliğimizi kullanmakta cimri davranırız.
Pek çok insan aşkı kendi içinde yaşamayı tercih eder. Sevdiğini bilir, sevildiğini bilir; ama bunu ifade etmez.
Fakat herkes ne kadar sevildiğini bilmek, bunu duymak ister. Yaşamın bazı anlarını ve alanlarını paylaşıyor olmamız yeterli değildir, sevildiğimizi sözcüklere dökülmüş olarak duymayı isteriz. Sevdiğimiz için farklı, önemli, ayrıcalıklı olduğumuzu bu sözcüklerde okumayı özleriz. Ruhun aşka doyabilmesi için aşkın sözcüklerde dile gelmesi ölümsüzlük suyu ile yıkanma gibidir. Sözcükler, aşkın biteviye kendini canlı tutabilmesi için vazgeçilmezdir.
Bazı kişiler duygularını ifade etmek için bir şiirin mısraları gibi cümleler kurmayı isterler. Bu konuda da başarılı olmayınca suskun kalmayı tercih ederek güzel ifadeler oluşturamamanın üzüntüsüne düşerler.
Sözler duygularla iç içe geçince kendiliğinden şiirsel bir havaya bürünürler. Önemli olan, hissettiğini söylemeyi istemektir. Duyguları ifade edebilmek için söz ustası olmak gerekmez.
Herkesin aşkı duymaya ihtiyacı vardır. Seven ve sevilen insanlar, yürekten gelen sözcükleri duymak isterler. Bu sözcükler, “Seni çok seviyorum” gibi kalıplaşmış cümlelerden fazlası olmalıdır.
Kendi yürek sesini çok fazla dinleyen insanlar, aşkı çok fazla yaşadıklarını düşünebilirler. İnsanın kendisiyle yaptığı aşırı yoğun konuşmalar, karşı tarafa sevginin ifade edilmesini ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Karşı tarafa duyguları ifade etmemek aşkın geleceği açısından ciddi bir tehlikedir. Karşıda bir ilgisizlik, kayıtsızlık duygusu yaratabilir.
Aşk, iki tarafın olduğu bir ilişkidir. Aşk, paylaşımın vazgeçilmez olduğu bir ilişkidir. Sözcükleri esirgemek, aşkın beslendiği paylaşım kanallarını yok etmekle eşdeğerdir. Paylaşım fikrini unutarak aşkı kendi başlarına yaşamak isteyen kişiler, yalnız kalma riskini akıllarında tutmalıdırlar.
Sözcükler, aşkın büyülü içkisidir. Duygularla yüklenmiş paylaşılan sözcükler, aşkı sıradanlaşmaktan alıkoyar.
“Ben sevgimi ifade edemem” demek asla kabul edilebilir bir tez olamaz. Toplumumuzda duyguları sözlerle ifade etmekten geri durulması öğretilir. Heyecanı, duyguları saklamak gerektiği önerilir. Bu öğütler, giderek bir davranış modeli haline dönüşür. Hele ki; sevginin anne-baba tarafından ifade edilmediği aile ortamlarında sevgi sözcüklerini kullanmamak alışkanlık haline gelir. Ama unutmamalıyız ki; hiçbir şey, aşkı sözcükler kadar koruyup geliştiremez.
Aşkınızı sevdiğinize korkusuzca ifade edin. Cesaretinize değdiğini göreceksiniz.
Gürcan Banger