Bayram, İnsan Ruhunun İmecesidir

Savaş

Bayram, İnsan Ruhunun İmecesidir

Gürcan Banger

Bayram; yaşamın, dolayısıyla insanın ruhunun aynasıdır. Yaşamın kendisi gibi acılar ve tatlılar arasında bir koşuşturma olarak geçer. Öncesinde ve sonrasında da böyledir. Doğaldır ki; yaşam gibi; bayramın da muhteva ve şekil olan yanları var. Örneğin yemek yapmanın, tatlı hazırlamanın veya konuklara ikram için hazırlık yapmanın kendisi bir şekil şartını yerine getiriyor. Yürekten ve içten olanı ise bayramın özü… Birkaç dilim baklava, çocuklara cep harçlığı veya akrabalara verilecek yemek, ulusal ya da dini törenler, birtakım ritüeller; türüne bağlı olarak bayramın muhtevasının takdim şekli… Ama önemli olan; sevgi, saygı ve dayanışmayı bu vesile ile yüceltebilmek…

Yaşama Farklı Bakışlar
Hepimizin yaşama farklı bakışı var. Kimisi bardağın dolu tarafını, bazısı ise boş tarafını görerek uzatıyor elini yaşama. Kendi adıma; olumsuz olduğum zamanlar da bile, iyilik sözleri sarf etmeye çalışırım. Mutsuzluğu yaygınlaştırmanın doğaya ve yaşama karşı haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Çocukların mutluluğuna yönelik bayramlarda; yoksulluk veya eksiklik nedeniyle bayramın lezzetini yaşayamayan çocuklar aklıma takılır. Bir dini bayramda örneğin yeni bayramlık giysilerden söz edildiğinde; üstüne giyecek düzgün bir giysisi olmayan çocuklar zihnime düşer. Yoksullara yardım etmenin değer ve önemini ağırlaştırılmış biçimde hatırlarım.

Yaşamı, Onun İçinde Öğrenmek…
Gerçekten aç kalmamış olanın, aç olanın halini anlaması kolay değil. Karda, kışta, ayazda sokaklarda sersefil yaşamış olmayan, barınacak bir yeri olmayanın veya bedenini koruyacak giysisi bulunmayanın halini kolayca anlayamaz. Açlık ve yoksulluk için empati yapmak, yaşanmadıkça müşkül iştir. Kendini aç ve yoksul olanın yerine koyabilmek, bilge mertebesine erişmiş olmak kadar zordur. Ama bu empati öğrenilebilir. Öğrenilmelidir de. Çünkü yaşam kazanmak olduğu kadar paylaşmaktır.

Bayram bir başka yönüyle bir barış mesajıdır. Mevcut yakınlıkların bir kez daha pekiştirilmesi vesilesidir. Kırgınlıkların giderilebilmesi için fırsattır. Bir başkasına karşı kabahat işlemiş olanın, özür dileyip barış yollarını açmaya çalışmasıdır. Kırgın veya kızgın olanın, kendisine uzatılan barış çiçeğini kabul edip özür dileyene tekrar yüreğini açması günleridir.

Bayram

Bayram Barış Günüdür
Bayram günleri barışı, barışmayı sevmemiz ve kin ile kavgayı yaşamımızdan silip atmamız için özel zamanlardır. Kin ve kavga, yaşamımızda var olduğu sürece başka sorunların oluşmasını engellememiz mümkün değildir. Barış, hem kendimizin hem de çevremizdeki insanların geleceğe ve yaşama sevgiyle bağlanma aracıdır. Bayram ise barışı yakalamak için bize sağlanmış anlamlı fırsatlar demetidir.

Barışı yakalamak, sözün ötesinde girişime ihtiyaç duyan bir iştir. Onun için emek vermek gerekir. Bazen hataları düzeltmeye gayret edebilmek, bu yürekliliği gösterebilmek gerekir. Takıntılarımızdan, saplantı türünde alışkanlıklarımızdan, inatçı tavırlarımızdan, yobaz iddialarımızdan kurtulup barışı yakalayabiliriz bayram günlerinde.

Kendini, içindeki iyiliği ve güzelliği ifade edebilmek, kimi zaman cesaret ve girişimcilik ister. Bayram günleri kalkanlarımızı indirip içimizdeki iyiliği ve dostluğu cesurca gösterebileceğimiz özel dönemlerdir. Bayram, bire kırk veren verimli toprak gibidir. Karşıya uzattığımız bir tohum tanesi, bir insanî zenginlik hasadı olarak bize geri döner.

İnsan ve Bayram
Anlamın odağında insan var. Yaşama bakışımız, onunla ilgili yeni anlamlar üretmemize vesile oluyor. Dünya ve yaşam, bizden bağımsız da olsa rotasında olmayı sürdürüyor. Dünya zamanı bizim onu anlamlandırmamızdan bağımsız olarak kendince akıp gidiyor. Kendi sonsuz yürüyüşünde, kendi bildiği gibi… Bir insan olarak bu akışı bazen yavaş, bazen hızlı gibi algılıyoruz. Onu, kendimizce koyduğumuz başlangıç ve bitiş işaretleriyle farklı şekillerde anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyoruz. Başa ve sona koyduğumuz işaretler, kimi zaman mutlu bazen acı anlamlar oluyor.

Mutlu ve Hüzünlü Günlerimiz
Mutlu veya hüzünlü geçirdiğiniz özel günleri hatırlayın. Bayram günlerini bayram yapan, ona sevinç veya hüzün katan bizim ona dokunma biçimimiz değil midir? Bu özel günlerde kendimize bakıp, yaşamı kavrama biçimimize çeki düzen vermeye çabalıyoruz. Adına yıldönümü veya bayram diyelim, diğerlerinden ayırıp adlandırarak anlamlandığımız günler o ana kadar olan yaşam tarzımızı yeniden gözden geçirip, çevremize ve yaşama daha olumlu bir bakış açısı geliştirmeyi güdüler. Kendimizi yeni ve taze farkındalık ve teşviklerle yaşama yeniden bağlamaya çalışırız. Zamanın geri gelmeyecek anlarından dersler çıkarıp gelecek için yeni kararlarla güç toplarız. Uzakları ve uzaklaşmışları yakın etmeye gayret ederiz.

Yaşama şöyle bir baktığımızda, nice çetin bir mücadelenin sürdüğünü görmek zor olmuyor. Yaşam, her an giderek daha fazla çaba gerektiren bir yarışa benziyor. Bu koşuşturmanın adına rekabet diyerek kendimizi bu hızlı yaşama uyumlulaştırmaya çalışıyoruz. Uyum sürecinde daha güçlü olanlar, bu yarışta daha kolay yer alıyor. Güçsüzlerin daha yarışın ortalarında kaybetmeye mahkûm olduklarını fark ediyoruz. İşte; bayramlar bu noktada farklı bir anlam kazanıyor. Ailemizle, yakınlarımızla, tanışlarımızla ve arkadaşlarımızla yepyeni yaşam enerjisi yüklediğimiz anlar olarak…

Fırsatlar
Bazıları için yaşam, sanki daha fazla fırsatlar sunuyor. Şanslıların yaşamına bardağın dolu tarafından baktığımızda, böyle yaşamlara gıpta ettiğimiz oluyor. Ama madalyonun her iki yüzünün de kendine özgü problemleri var. Bir hayal dünyasında yaşar gibi gerçekte yaşamda yer almak, pek mümkün değil. Acı ve mutluluk, sevinç ve keder, kazanç ve kayıp kolaylıkla aynı yaşamda yer bulabiliyor. Ama yaşamın tonlarını ve renklerini görebilmek bizim elimizde. Yaşamın en zor anlarında bile yaşamanın tadına varabilmek, bizim kendi gücümüzle gerçekleştirebileceğimiz bir olgu.

Bazen yaşamı oluşturan nesne ve öznelerin anlam ve önceliklerini karıştırıyoruz. Araç olan ile amaç, birbirinin yerini alıyor. Mutlu olmayı amaçlarken, araçlara sahip olma fikrine takılıp kalıyoruz. Dünyanın anlamı nedir? Mutlu olmak mı, sahip olmak mı? Mutluluk, her zaman sahip olmanın doğal sonucu olmuyor.

Akılla ve Duyguyla Mutluluk
Mutluluğu kabul edilebilir ölçüde coşkuyla, ama acıyı mutlaka akılla karşılamak gerekir. Yaşamın devam ettiğini ve her acının bir ders olduğunu iyi kavramalı insan. Sevilen bir kişinin kaybedildiği durumda, onu sevenlerin tepkilerini dikkatle izlerim. Ölümü bile saygı ve ağırbaşlılıkla karşılayan insanlara her zaman gıpta etmişimdir. Onların, ölümün sadece bir anın bitişi ve bir başkasının başlangıcı olduğunu iyi bildiklerini ve yaşama buna göre hazırlandıklarını düşünürüm.

Farklı dinlerin, farklı halkların türlü çeşitli bayramları var. Ama bir bayramın ana fikri; iyi niyet, saygı, hoşgörü, barış içinde bir arada yaşama ve sosyal dayanışma demekse eğer, o bayram hepimizin bayramı demektir. Çünkü paylaşmamız gereken, Dünyada giderek eksilen ve ama hepimizi yakından ilgilendiren daha çok sevgidir. O bayramlar ki; sevgiyi ve saygıyı kendimize bir kez daha hatırlatma, kendimizi ve çevremizi bunlarla anlamlandırma günleridir.

Nice bayramlara; yaşam sevinciyle, sağlıkla ve güzellikle…

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Bayram, Mutluluk kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bayram, İnsan Ruhunun İmecesidir için 1 cevap

  1. Ahmet Karatepe der ki:

    Sayın Gürcan Hocam,ben de imecenize katılıyorum ve her iki BAYRAMINIZI ruhumun en derin duygularıyla kutluyorum.
    Saygılar sunarım…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir