Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi *** YENi ***
Kaç ciltti hatırlamıyorum; ama çocukluğumda Hayat Ansiklopedisi’ne sahip olmak benim en önemli ayrıcalıklarımdan birisiydi. O günün bilgi açlığıyla boş zamanlarımı o ansiklopedinin sayfalarını büyük bir iştahla okumaya ayırırdım.
Daha sonraki yıllarda değişik vesilelerle başka ansiklopediler de toplumumuzun yaşamına girdi. Hala evlerde mobilya görevini yerine getirmeye devam edenler vardır. Bugün ansiklopediler, yanyıncıların da pek ilgisini çekmiyor. Çünkü artık ansiklopedilerin uzun ömürlü olması mümkün değil. Bilgi üretiminde ve bilgiyi ulaştırma teknolojilerinde çılgınca bir hızlanma var. Bu nedenle bilgi, ansiklopediler dönemine göre çok büyük hızla eskiyor. Özellikle teknik kitapların başında böyle bir sorun var. Ömürleri birkaç yıldan fazla olamıyor.
Günümüzde eğitim, süreklilik gösteren bir unsuru oldu yaşamın. Sınai ve ticari işler, işgücünün her an daha nitelikli hale gelmesini zorunlu kılıyor. Bu nedenle insanların eğitimini, okul sonrasında da sürdürmesi bir zorunluluk haline dönüştü. Okul sonrası eğitim, bir olmazsa olmaz durumuna geldi.
Küreselleşmenin etkisiyle, örneğin şirketler ve kurumlar sınırlar ötesinde büyüdüler. Çoğu çok uluslu olan şirketlerin birden fazla ve değişik uzaklıklarda şubeleri, bölümleri var. Bu nedenle farklı bölgelerdeki şirket personelinin benzer eğitimleri alması gibi yeni bir sorun oluştu. Bu nedenle bilişim ve iletişim araçlarından eğitim amaçlı olarak daha fazla yararlanılması gerekiyor.
20’nci yüzyılın ilk yarısına kadar öğrenciliğin bir yaşı vardı. Yaklaşık olarak 20-23 yaş dolayında insanlar eğitim / öğretim ihtiyaçlarını karşılamış ve kendilerince yaşama hazırlanmış oluyorlardı. Bugünün dünyasına baktığımızda; eğitim ihtiyacının insanlar 40’lı yaşlara gelseler bile sürdüğünü görüyoruz. Neredeyse yaşamın tamamı bir eğitim süreci haline dönüştü.
Sadece bilgi ihtiyacı değişmiyor; bu ihtiyacın karşılanmasında da farklılıklar oluştu. Eskiye oranla hayli farklı eğitim / öğretim teknikleri kullanılıyor. Bu dönemde çalışma koşulları giderek esnekleşiyor. Esnek üretim sistemlerine geçiş bu değişimin ifadelerinden bir tanesi. Özellikle fikir işçilerinin çalışma koşullarındaki esneklik dikkati çekiyor. Bu değişim nedeniyle fikir işçilerinin bilgi ihtiyaçlarının karşılanmasının da esnek modellerle yapılması isteniyor. Uzaktan öğretim, Internet ortamında öğretim gibi yeni dallar, bu nedenle daha fazla ilgi görüyor.
Eğer bilgiye ulaşamıyorsanız, onu yok sayabilirsiniz. Bu dönemde bilgiye erişim yollarında da işleri kolaylaştıran bir değişim gözleniyor. Çünkü okuyucular, araştırmacılar, fikir işçileri, ihtiyaç duydukları bilgiye daha hızlı, daha kolay erişmeyi talep ediyorlar. Çünkü insan kaynaklarının, zamanın ve finansın verimli kullanılması bugünün önemli yönelimlerinin başında geliyor.
Tüm bu değişimler alışageldiğimiz bazı klasik kavramların değişmesine neden oluyor. Bilginin kitap gibi depolandığı ortamlar değişiyor. Yerini sayısal bilişim ortamları alıyor. Internet’in önemi giderek artıyor. Eğitim sistemlerinde ciddi gelişmeler gözleniyor. Kütüphane kavramı yerine bilgi-belge merkezi olarak anılan çok daha gelişkin merkezlerden söz edilmeye başladı.
Bir üniversite kenti olmak isteyen Eskişehir’in de bu değişim ve dönüşümün dışında kalması mümkün değil. Üniversite kütüphaneleri ve dar kapsamlı halk ve semt kütüphaneleri ile yetinme dönemi bitmiştir. Eskişehir, halkın eğitim ihtiyacını karşılamak üzere geleceğe yeni bir bakış açısı ile yürümelidir.