Bugün Benim Doğum Günüm

Bugün Benim Doğum Günüm

Gürcan Banger

Herkesin kendince bir mesleği ve yaşamını kazandığı bir işi var. Birisi emeğiyle çalışan işçi, bir başkası yönetici veya diğeri ev kadını… Her emek, bir diğeri kadar değerli ve önemli… Mesleklerden birisi de tiyatro oyunculuğu. Diğerlerinde olduğu gibi; profesyonel oyuncular da emeklerinin karşılığında bir ücret alıyorlar. Ama bir tiyatro oyuncusu için en az aldığı ücret kadar değerli olan şey, sahnede beğenilip alkışlanması… Çünkü o alkışlar, oyuncuya bir sonraki oyun için güç ve enerji veriyor. Alkışlanmayı istemeyen ve beklemeyen gerçek bir tiyatro oyuncusunun varlığına şahit oldunuz mu?

Bilinen biçimde söylersek; yaşam da bir tiyatro oyunu gibi… Doğumumuzla başlıyor ve ölüm dediğimiz anla birlikte sona eriyor. Kimi zaman başkalarının oluşturduğu, bazı durumlarda oluşumuna bizim katkı verdiğimiz bir sahnede oynuyoruz. Oyun arkadaşlarımız kendi seçtiklerimiz olduğu gibi, tesadüflerin görkemiyle yaşamımıza karışmış kişiler de olabiliyor. Bazen köklü bir ağaç gibi durduğumuz zemini biliyoruz; bazen kurumuş bir güz yaprağı gibi rüzgârla oradan buraya savruluyoruz. Muhtemelen insan yaşamını eğlenceli hale getiren unsurlardan birisi yaşamımızın ihtimallerle dolu olması…

Yaşam adı verilen sahnede yer alan kişiler olarak (yaşamın tiyatro oyuncuları olarak) bir sonraki adım için bizlerin de güce ve enerjiye ihtiyacımız var. Yaptıklarımız nedeniyle fark edilmek, imkân dâhilindeyse alkışlanmak istiyoruz. İşte; doğum günlerinin böyle bir anlamı var. “İyi ki; doğdun” ya da “Doğum günün kutlu olsun” şeklinde bir onaylama almak, yaşamımızın bir sonraki aşaması için bize güç ve enerji veriyor. Tiyatro oyuncusu için alkış ne ise herhangi bir insan için de kutlamalar benzer anlama geliyor.

Doğum günü, geleneğimizde pek bilinen bir konu değildir. Genelde kırsalda doğmuş ve / veya yaşı “ömrün ortasını biraz geçmiş” olanlarımız için kutlanması, sonradan “adet” olmuş bir gündür. Ya ağaçlar çiçek açtığında doğmuşuzdur ya yere kar düştüğünde ya da koyunlar kuzuladığında… Doğum tarihleri (evde doğum yapıldığından, doğumun ve işin gücün telaşından, nüfus kağıdının askerlik nedeniyle fazla önemsenmemesinden) unutulup sonradan “olsa olsa yöntemiyle” nüfusa kayıt ettirilmiş tarihlerdir. Özetle; yaşı 40’ın altında olanlarımız bir yana; doğum tarihimiz, takvimdeki tarihlerden birisidir sadece.

Ama doğum günü bir vesiledir. Ulusal ve dinsel bayramlar gibi bir mutluluk vesilesidir. Yılbaşı gibi bir yeniden yürüyüşün başlangıcıdır. Her günün hay huyundan başımızı kaldırıp yaşama farklı bakabilmek için bir fırsattır.

Doğum günü, yaşamla hesaplaşmada sürekli ertelediğimiz muhasebeleştirmenin de bir fırsatı olabilir. Ya da bize bu hesaplaşmayı hatırlatır. İlerlemekte olan zamanın işaretini vererek değiştirilmesi gereken şeyler varsa, onları bir an önce dikkate almamızı teklif eder.

Doğum günü, sadece bir eğlence yerinde aile veya arkadaşlarla kutlanan bir gün değildir. Doğum günü, evde pasta kesilip meyveli gazoz içilen bir gün değildir. Doğum günü, kimsenin hatırlamadığı günlerden herhangi bir gün de değildir. Doğum günü özel bir gündür. Doğum günü, sizin farklılığınızın başladığı, her tekrarında ruhen yenileşip aklen zenginleşme kararları alacağınız farklı bir gündür.

Bugünü düşündüğümde aklımdan geçenleri sizinle paylaşmak istiyorum. Düşünüyorum da; insan kendine gülebildiğinde insani özelliklerini biraz daha fazla ifade etmiş oluyor. Kendini fazlaca ciddiye almadan eleştirebilmek, başka insanlarla olan iletişimi de kolaylaştırıyor. Zaten mizah, yaşamda iletişimi güçlendiren en önemli unsurlardan birisi değil mi!

Bir arkadaşıma mektup yazdığımda onun için gönül zenginliği, neşe ve yaşam sevinci diliyorum. Çünkü yaşamımızda bunlar olmadığında anlamlar, değerler ve sevgiler de yitip gidiyor.

Bir işe başlarken iyi niyete çok fazla inanırım. İsteklilik olmazsa beklentiler de yerine gelmez. Yaşama dokunurken öncelikle ve kaçınılmaz biçimde gülümsemeye istekli olmalıyız. Olaylarda, durumlarda önemi ve ciddiyeti algıladığımız kadar komikliği de görmeliyiz. Sinerjiyi ve motivasyonu yaratan, çoğu zaman (yaşamın komik yanlarıyla zenginleşen) neşe ve yaşam sevincidir.

Ne yazık ki; bir başkası ile aramızda oluşan kırgınlığı ve dargınlığı, olumlu yönde çözmek yerine gerginliği tırmandırmayı seçeriz çoğu zaman. Savaşmak hoşumuza gider. Bazılarımızda ortamı germek, bir karakter özelliği haline gelmiştir. Bu gibi durumlarda kendimize yukarıdan bakıp olayı geren yanımızdaki komikliği görebilmeliyiz. Yaşamın tadını çıkarıp keyfini sürmek yerine onu gererek sevimsizleştiren yanımızla alay etmeyi becerebilmeliyiz.

Bugün, benim doğum günüm. Bugünle birlikte düne oranla yaşamımda daha fazla gülümsediğim, yaşam sevincimi artırarak iyi niyetimi, sevgilerimi ve yaşamın sahnesindeki güç ve enerjimi daha fazla paylaştığım bir döneme başlamak istiyorum. Öyle kendi başıma, kendimce bir dilek işte…

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Doğum günü kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bugün Benim Doğum Günüm için 1 cevap

  1. kız oyunu der ki:

    Yani sabahtan beri bir sürü blog açıp kapattım ama sonunda doğru düzgün bir tane bulabildim. Yazı için çok teşekkür çok işime yaradı. Umarım sizinkisi gibi bloglar çoğalır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir