Demokrasi, Katılımcı Demokrasi ve Yönetişim
Gürcan Banger
Hepimizin zaman zaman şikâyet ettiği konuların başında gelen demokrasinin öğretileceği bir okul var mı? Demokrasi ve yurttaşlık eğitimi, öncelikle mevcut sistemin içinde yer alan eğitim kurumlarında verilmelidir. İlköğretim düzeyinden üniversite aşamasına kadar demokrasi için yurttaşlık eğitiminde değişik yaklaşım ve modellerle denenebilir. Ama ülkemizi düşündüğümde; demokrasi eksenli yurttaşlık eğitiminin yetişkinleri de yaygın olarak hedef alması gerektiği kanaatindeyim. Siyasetin fanatik angajmanlarının dışında kalmak üzere; bu tür bir eğitimin sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve üniversitelerin enstitü ve kulüpleri tarafından verilebileceğini düşünüyorum.
Demokrasi eğitimin odağı
Demokrasi eğitimi; kendisini yurttaşlık bilgisi, katılımcı yurttaşlık yetkinlikleri, bilişsel yurttaşlık becerileri ile saygınlık, dürüstlük, özdisiplin, hoşgörü ve vatanseverlik gibi yurttaşlık erdemleri üzerine odaklayabilir. Yine bu eğitimlerde demokratik yönetişim ve vatandaşlık gibi konuların üzerinde de durulabilir. Özel olarak anayasa, hukukun üstünlüğü, insan hakları, toplumsal cinsiyet ve birey hukuku gibi alt dalların ele alınmasında da yarar görürüm.
Kanımca; demokrasi konusunda yetişkinler için yaygın eğitimin önemli özelliklerinden birisi, bu süreçte alternatif eğitim tekniklerinin kullanılması olmalıdır. Bu bağlamda örnek olayların üretilmesi ve eğitime katılanların bu olaylar hakkında bir kamusal alan diye düşünülebilecek bir görüşme, tartışma ve iletişim ortamı oluşturmaları yararlı olur. Örnek olayların bulunması ve seçilmesi için gazetelerden, dergilerden, TV kanallarının haber kuşaklarından ve eğitime katılanların başından geçen olaylardan yararlanılabilir.
Demokrasi eğitiminin temel niteliklerinden birisi, bu sürece katılanların karar üretme ve verme süreçlerindeki beceri ve yetkinliklerinin geliştirilmesi olmalıdır. Eğitime katılan yetişkinler, bir karar ağacını izler gibi her adımda olacakları öngörebilmeli ve paydaşların nasıl etkileneceği konusunda fikirler geliştirmelidir.
İnsanın öğrenme yetisinin ana araçlarından birisi karşılaştırmalar yapmaktır. Bu nedenle demokrasi ve yurttaşlık kavramlarının, değişik ülke ve toplumlar göz önüne alınarak karşılaştırmalı olarak öğrenilmesi yararlı olur. Böylece katılımcılar, değişik ortamlardaki koşullar hakkında empatik olma ve bu şartlar altında yetkinliklerini sınama imkânına da sahip olabileceklerdir.
Demokrasi, uzlaşma ve ortak payda
Demokrasi, öz olarak bir toplum içinde yaşama kuralları demektir. Bu nedenle demokrasi, ancak bir toplum var olduğunda söz konusu olur. Bu nedenle kavramın özüne uygun olarak demokrasi eğitiminin, birlikte öğrenim yaklaşımlarına uygun olarak yapılması önerilir. Bu süreçte liderlik, görüşme, uzlaşma, ortak payda geliştirme ve çatışma yönetimi gibi unsurlar kullanılacaktır.
Edebiyat, hiç kuşkusuz demokrasi eğitimi için en önemli araçlardan birisidir. Bu nedenle demokrasi eğitiminde öğretici edebi eserlerin kullanılması düşünülebilir. Esasen demokrasinin eriştiği gelişim noktasında bazı edebi eserlerin çok ciddi katkıları olduğu da bilinmektedir.
Son olarak; gerek içerik gerekse eğitim modeli olarak demokrasi eğitimi için bir toplam yaklaşım geliştirmek durumundayız. Her ne kadar yetişkinler için demokrasi ve yurttaşlık eğitimi konusunda ülkemizde geliştirilmiş bir metodoloji ve kurumsallaşma olmasa da; bu yönlü başarılı uygulamalar gerçekleştirilebilir.
Katılımcı demokrasi
Eski çağlarda tüm yurttaşların kararlara doğrudan katılımına dayanan yönetim anlayışı, zamanla zorunlu değişime uğrayarak sınırlı katılım ve kısıtlı temsil hakkı veren bir biçime dönüştü. Böylece gerçek yönetim fonksiyonunu, seçilmiş bir siyasal ve/veya profesyonel gruba bırakan sıkıntılı bir temsil sistemine dönüştü.
Bugün temsili demokrasi sisteminin halkın gerçek ihtiyaçlarını karşılamadığı ortadadır. Çünkü temsili demokrasi; toplum içinden bireyleri, parlamento veya meclis adı verilen ortamda bir araya getirerek doğrudan demokrasinin bir benzerini oluşturmaya çalışmakta. Ama böyle bir durumda demokrasinin temel unsuru birey, pasif bir konumda kalıyor.
Temsili demokrasi krizini aşabilmek için demokrasi kavramında yeni açılımlar aranmakta: Bunlardan birincisi, bireyleri süreçlere doğrudan katmayı hedefleyen katılımcı demokrasi anlayışı; ikincisi ise toplulukları hedef alan çoğulcu ve çok kültürcü demokrasi anlayışıdır.
Temsili demokrasinin sıkıntıları
Bugün için temsili demokrasinin sıkıntılarını aşmak için; ne küresel ne de ulusal ölçekte gerekli, yeterli ve kolayca uygulanabilir yeni bir modeli yaratabildiğimiz söylenemez. Ama halkı, temsili demokrasinin süreçlerine, katılımcı ve çoğulcu demokrasi çerçevesinde katabiliriz. Böylece karma bir sistem oluşturarak temsili demokrasinin bazı sorunlarını aşma fırsatı doğacaktır.
Katılımcı demokrasi; tüm vatandaşların görüşlerini açıklama hakkına sahip olduğu (ki bu fikre kamusal alan diyoruz), kendi yaşamlarını etkileyen çevresel, ekonomik, sosyal veya siyasal tartışmalara doğrudan katılabildiği, yetki ve sorumluluğun yerel ve bölgesel topluluklarda bulunduğu, yalnız zorunlu hallerde daha üst yönetim basamaklarına devredildiği bir sistemi tanımlama yetkinliğine sahip
Katılımcı demokrasi, pasif bir yurttaşlık profili ile gerçekleşemez. Yurttaşların gönüllü, istekli, girişimci ve aktif olmaları istenir. Katılımcı demokrasinin yönetme felsefesi, yönetişim anlayışı üzerine kurulmuştur. Yönetim yaklaşımı; yöneten ve yönetilen üzerine kurulurken yönetişim anlayışı, aktör sayısını artırıp hiyerarşiyi kaldırmayı hedefler.
Katılımcı demokrasi ve yönetişim
Katılımcı demokrasi anlayışını temel alan bir yönetişim anlayışı bize neler kazandırır? Bu demokratik model ile seçmenler karar mekanizmalarında yer alır, erk sahibi olur ve kararları etkilerler. Yurttaşlar pasiflikten kurtulup harekete geçerek alternatif ve dengeleyici paralel bir güç oluştururlar. Böylece vatandaşların politikaya olan güvensizlik, ilgisizlikleri aşılabilir; yozlaşmanın önü alınabilir.
Katılımcı demokrasi uygulamaları ile halk öğrenir, bilgisi artar ve böylece genel anlamda politik kültür değişir. Çünkü politik kültürde kalıcı değişim daima aşağıdan başlar. Katılımcı demokrasi, hem bir karar verme aracı hem de bir iyileştirme sürecidir. Katılımcı demokrasi halkın sürekli eğitimini, katılımını ve birlikte karar verip iş yapabilmesini sağlar. Katılımcı demokrasi ortamında seçmenlerin politikayı seçim dışında da etkileme olanağı doğar. Katılımcı demokratik bir ortam vatandaşlara ödev ve sorumluluk yükler; yurttaş olmanın gereklerini kavramalarına yardımcı olur. Temsili demokrasinin yarattığı seçen ile seçilen arasındaki mesafeyi kaldırır. Katılımcı demokrasi sayesinde politikacı ile halkın ilişkisinin kesilmesi önlenir. Katılımcı demokrasi, bir krize girmiş olan temsili demokrasinin pek çok eksiğini tamamlar ve onun aşılmasını sağlayarak demokratik gelişimin önünü açar. Aktif olmak isteyen vatandaşlara, kendilerine ilişkin kararlara katılma olanağı verir.
Son söz: Katılmak istiyor musun? Yoksa beleşçi motivasyonu ile idare mi edeceksin?