Endüstri 4.0 mı, Endüstriyel İnternet mi? – 1

Endüstri 4.0 mı, Endüstriyel İnternet mi? – 1

Gürcan Banger

İşletme ve sanayi çerçevesinde yeni teknolojilerin gelişimi birlikte ilgi çeken konulardan birisi bu sürecin nasıl isimlendirileceği oluyor. Endüstri 4.0 ve Endüstriyel İnternet ifadelerinin dünya üzerinde en yaygın kullanılanlar arasında olduğunu görüyoruz. Son sözü baştan söyleme pahasına; bu iki kavramın birbiri ile rekabet etmediğini belirtebiliriz. Ortak noktaları, çalışan alanları ve birbirlerini tamamlayan yanları var. Ayrılan ve ortaklaşa kullandıkları unsurlar olmakla birlikte son noktada Nesnelerin İnterneti olgusunda birleşiyorlar.

Bir küresel bütün sanayi; İnternet üzerinden bağlantılılığın, büyük verinin, analitiklerin ve daha yüksek süreç hızlarının farkına ve önemine giderek daha fazla varıyor. Yeni teknolojilerin gündemimize taşıdığı inovasyonlar geleneksel üretimi ve değer zincirinin buna bağlı diğer halkalarını görülmedik ölçüde değişime zorluyor. Yeni teknolojilerdeki gelişmelerle birlikte üretimin (makineler, tezgâhlar ve cihazlar gibi) fiziksel araçları, bilişimin (yazılım ve süreç geliştirme gibi) bilişsel araçları ile bütünleşiyor. Bu bütünleşmenin sonucunda oluşan yeni türden üretim varlıklarına “siber-fiziksel sistemler (SFS)” adı veriliyor. SFS, bir makinenin içine bilişim ve iletişim donanım ve yazılımı eklenmesi sayesinde makineye yapay zekâ ve iletişebilirlik özelliklerinin kazandırılmasıyla ilgili, Almanya kökenli bir kavramdır. Bu sayede makine, kendi durumu ile verileri İnternet üzerinden ilgili yerlere iletme becerisi kazanırken, bu verilere dayalı olarak herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan bazı kararlar üretir ve uygular. SFS kavramının; üretimi, tasarımı ve dağıtımı etkileyecek biçimde tek bir makineden bağlantılı bir cihazlar topluluğuna yaygınlaştırılması ile bütünsel bir SFS yapısı oluşur.

SFS gibi yeni ve karmaşık kavramların farkında olmayanlar var ki, onlar geleneksel biçimde yaşamaya çalışıyorlar. Yeni teknolojilerin varlığından kısmen haberdar olup bu değişimi yakalayamamak ürküntüsü içinde olanların sayısı hiç de az değil. Pazarı etkileyen inovasyonların ortaya çıkışındaki hız bazı kesimleri geride kalma korkusu yaşatıyor. Gerçekten yeni sayısal teknolojilere bağlı olarak ortaya çıkan teknolojik değişim, yenilenememe veya yeniliğe uyum sağlayamama korkularını da beraberinde getiriyor. Konu, sadece bir teknolojik yenilenmeden ibaret değil; dönüşüm sürecinin hızına uyum sağlayabilmek için işletme kültürünün ve çalışan profilinin bu çağın bilgi ve beceri gereklerine göre yenilenmesi gerekiyor.

Diğer yandan ülkelerin kamusal ve özel ekonomi ve sanayi yöneticileri değişimin her an daha fazla farkında olarak bu alanda ‘bir şeyler’ yapılması gereğini kavrıyorlar. Bu nedenle kamu rapor ve planlarında, meslek kuruluşlarının yazılı metinlerinde ve vizyoner işletmelerin stratejik planlarında yeni teknolojilere uyum sağlamaya yönelik önlemleri daha fazla görmeye başladık. Ama bu hedeflerin nasıl başarılacağı henüz yeterince açıklık ve belirginlik kazanmış değil. Diğer yandan bu çalışmalar Avrupa’da Almanya’nın Endüstri 4.0 ve diğer yanda ABD’nin Endüstriyel İnternet vizyonları çerçevesinde şekillendirilmeye çalışılıyor. Hollanda da “Akıllı Fabrika”, Fransa’da “Geleceğin Fabrikası”, İngiltere’de “Yüksek Değerli Üretim Atılımı” ve İtalya’da “Geleceğin Fabrikası” gibi başka benzer projeler de var. Bu stratejik çalışmalar gelecekte sanayinin ve üretimin günümüzdeki duruma göre hayli farklı olacağı varsayımı ve önsezisi ile yola çıkıyor.

Almanya’dan kaynaklanarak Avrupa’nın vizyonu olan Endüstri 4.0, desantralize (merkezsiz) bir üretim zincirini tanımlar. Yeni bir değer zinciri yapılanması olarak tedarik, imalat, dağıtım ve müşteri hizmetleri olmak üzere çeşitli halkalardan oluşur. Bu bağlamda yukarıda söz edilen yeni türden makineler (siber fiziksel sistemler), gerçek zamanlı olarak yapay zekâ ve iletişim özelliklerinden yararlanarak arıza ihtimalini ve durma sürelerini en aza indirmeyi ve kaynak kullanımını iyileştirip verimliliği artırmayı hedefler. Endüstri 4.0 vizyonu, ortaya çıkış görünümü açısından fabrikanın fiziksel sınırları içinde kalmayı tercih eder. Diğer yandan ilk kez GE tarafından öne sürülen ABD kökenli Endüstriyel İnternet ise bu sayılanları gerçekleştirmekle birlikte bağlantılılık açısından ekosistemdeki paydaşları da kendi ağına katmayı öngörür. Endüstriyel İnternet ağında işletmenin dış paydaşları da yer alır.

(Devamı var)
Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı İnternet, Sanayi - Endüstri, Teknoloji kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir