Endüstri 4.0: Yol Haritası – 2

Endüstri 4.0: Yol Haritası – 2

Gürcan Banger

Sayısal Dönüşüm
İş-işletme ekosistemi açısından baktığımızda; Endüstri 4.0 (Nesnelerin İnterneti veya Endüstriyel İnternet) olgusu ‘iş modellerinin sayısal (dijital) dönüşümü’ anlamına gelir. Bu bağlamdaki sayısal dönüşüm kavramını ‘iş-işletme ortamında performansı yükseltmek’ olarak okuyabiliriz. Bu nedenle ilk elde işletmenin yönetim takımını ilgilendiren bir konudur. Küresel düzeyde iş-işletme ekosistemlerinde daha fazla sayıda işletme sayısallaşma sürecini oluşturan (büyük veri, analitikler, mobilite, sosyal medya, yapay zekâ özellikli gömülü yazılım içeren cihazlar gibi) dijital teknolojilerden yararlanıyor.

Bu noktada bir yanlış algının önüne acilen geçmemiz gerekir. Yeni ve ileri teknolojilerden söz ediyor olmamız, bu durumun sadece teknolojik ürün veya hizmet geliştirip pazara sunan işletmelere ait (bunlarla ilişkili) olduğu anlamına gelmez. Aynı şekilde dijital dönüşüm, kapsamı açısından sadece teknoparklarda yer alan ar-ge ve inovasyon firmaları ya da yeni tekno girişimlerle ve filiz kurulumlarla sınırlı değildir. Endüstri 4.0 (Nesnelerin İnterneti veya Endüstriyel İnternet) olarak ifade edilen sayısal dönüşüm –kişisel ev sosyal yaşamı bir yana bırakırsak– sanayiden ticarete, gelenekselden çağdaşa kadar tüm ekonomiler ve sektörlerle ilgili bir büyük değişim sürecidir. Bu çerçevede mevcut veya yeni kurulacak işletmeler iş modeli, strateji, süreç, prosedür ve operasyon olarak yükselen teknolojik zemine göre uyarlı biçimde tanımlanmak veya buna göre dönüşmek durumundadır. Bu dönüşümü sağlayamayanların sertleşen küresel rekabet şartlarında pazar paylarını, rekabet üstünlüklerini, yeni veya mevcut iş fırsatlarını kaybetmek ya da kâr oranlarında düşüş yaşamak riskiyle karşılaşmaları beklenen durumlar arasındadır.

Bilimsel ve teknolojik ekosistemdeki sayı ve çeşitlilik zenginliği ile bir işletmenin –mevcut veya erişilebilir– sınırlı kaynakları dikkate alındığında; sayısal dönüşüm açısından karşımıza yeni birkaç soru çıkıyor: Birincisi “Sayısallaşma konusundaki ihtiyacımız nedir?” ve ikincisi “Bu ihtiyacı karşılamanın ne kadarını başarabiliriz?” Bu ve benzeri önemli sorulara doğru cevapları verebilmemizin yolu iş ve işletme (iş modeli) ile bilişim-iletişim teknolojileri (BİT) arasında doğru ilişkilendirmeyi yapabilmekten geçiyor. Buna iş modelini yeni teknolojilere uyarlı ve esnek biçimde tasarlamak ve uygulamak da diyebiliriz. Hiç kuşkusuz; işletmenin değer üretme ve bunun karşılığında gelir-kâr elde konusunda teknolojinin baskınlığı ve rolü iş modelinin içyapısına ve mantığına bağlı olacaktır.

İş modeli ve BİT arasındaki ilişki dijital dönüşüm için temel niteliktedir. Dolayısıyla dönüşüm programı kendi önündeki hedefler, öngörülmüş fırsatlar, muhtemel riskler ve tehditler açısından bu ilişkiyi oluşturan ikiliye odaklanmak durumundadır. Hem iş modelinin hem de BİT’nin hedeflerin başarılmasında, fırsatların değerlendirilmesinde, risklerin azaltılmasında ve tehditlerin etkisiz hale getirilmesinde başarmaları gereken bir planlanmış uyumluluk söz konusudur. Geçmişte benzeri bir dönüşüm sürecinde işin (iş modelinin) baskınlığı önde idi. Bir başka deyişle kurumsal dönüşümde aktif rolü işin kendisi (iş modeli) yükleniyordu. Artık BİT de kurumsal dönüşümün aktif ve etkili aktörüdür. Bu nedenle hem iş modelinin hem de BİT’nin rolü ve katılımı dikkate alınmak zorundadır. Özetle; yeni teknolojilerin varlığı iş-işletme olgusuna ve bunlarla ilgili değişime bakışımızı da değiştiriyor.

Yukarıdaki tespitlere rağmen her iş-işletme örneğinde iş modeli ile BİT arasında stratejik paralellik (eşleşme) olacağını iddia etmek doğru olmaz. Diğer yandan dönüşüm projesinde BİT’nin etkisi ve rolü dikkate alınmalıdır; aksi halde proje ilerleyişi içinde darboğazlarla karşılaşılması kaçınılmaz olur. İşletmenin tümü ile uyumluluğu olan bir dönüşüm projesinin başarılması için –uygulama sırası farklı olabilse de– yukarıdan aşağı planlama ve tasarım önerilir. Bir uyarı olarak dönüşüm projesinin müşteri, pazar ve tedarikçi kayıplarına neden olmaması gerektiğini eklemeliyiz. Özetlersek, dijital dönüşüm; etkili kaynak kullanımı, verimlilik, pazara hızlı uyum gibi imkânlarıyla tüm sektörler ve işletmeler için yeni fırsatlar sunuyor. Dönüşümün işletme durum ve ölçeğine bağlı olarak uzun soluklu bir süreç olduğu dikkate alınırsa, “erken kalkan yol alacak” demek doğru olur.

(Devamı var)
Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Değişim, İnternet, İşletme, Sanayi - Endüstri, Teknoloji kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir