BİR: Kadın ve erkek farklıdır. Bu farklılığın bir yönü, insanın dişisi ve erkeği olmaktan kaynaklanır. Bir başka yönü ise erkek egemen bir dünya kültüründe kadınların ve erkeklerin farklı yetiştirilmeleridir. Cinsiyetler arası farklılıklar doğru kavranmadığı sürece kadının ve erkeğin yaşamsal dinginliği ve uyumu bulması zor olmaktadır. Kadın ve erkeğin farklı beden ve karakter yapılarına sahip olmaları bir sorun kaynağı gibi görünür. Örneğin ‘kadınların anlaşılmaz olduğu’ düşüncesi, günlük konuşmaların ötesinde sanata bile konu olmuştur. Kısaca; eğer bir erkek olarak kadınları anlaşılmaz buluyorsanız, şu sorunun cevabını aramanızı öneririm: “Kadınlar ne der, ne demek ister?” Eğer bir kadın olarak erkeklerin anlaşılmazlığından şikâyet ediyorsanız, o zaman bu sorudaki ‘kadınlar’ sözcüğü yerine ‘erkekler’ koyun ve öyle cevaplamayı deneyin. Çok zor değil. Sadece ilgi ve özen göstermek gerekiyor. Gerçek ve doğru cevapların mutluluğunuza katkı yapacağından emin olabilirsiniz. Kolay gelsin.
İKİ: “Erkek, sevmekten mutlu olur; kadını mutlu eden ise sevildiğini bilmektir” derler. Kadınlar duymak ve bilmek isterler ama aksine, erkekler de bu konuda biraz ‘cimri’ sayılırlar. Sevgi sözcüklerini kadınlar kadar kolay kullanabildiklerini söyleyemeyiz. Ama bu durumu, genelde erkeklerin kabalıklarına ve anlayışsızlıklarına bağlamak da haksızlık olur. Erkeklerin sessizliklerinin arkasında çoğu zaman anlaşılabilir nedenler olduğunu kavramak gerekir. Ayrıca bu nedenler de anlaşılamaz veya öğrenilemez sırlar değil. Kadınla erkek arasındaki iletişim sorunlarının temelinde genelde birbirlerini doğru anlayamamak var. Çoğu zaman erkeklerin ve kadınların kendi cinsiyetlerine özgü, doğal veya kültürel de olabilen farklılıklar olduğunu unuturuz. Bir kadına onu bir ‘erkek karakterine sahipmiş’ gibi algılayarak yaklaşmak kadar bir erkeği ‘bir kadın duyarlılığına sahipmiş’ gibi anlayamaya çalışmak da hata olur.
ÜÇ: Sevgisiz yetişmiş erkek, aşkın büyüklüğü ile içindeki sevgisizlik karanlığının dehşetini birbirine karıştırır. Sevgisiz yetişmiş olmanın eksikliğini ve zafiyetini, o an içinde bulunduğu ilişkinin karmaşası ile giderebileceği kanısına kapılır. Hâlbuki erkeğin aşk sandığı ‘güdü’, aslında o güne kadar içinde büyütüp getirdiği ‘sevgisizlik kara deliğinden’ başka bir şey değildir.
DÖRT: Sorunu paylaşma konusunda erkekler ve kadınlar farklı tarzlara sahiptir. Erkeğin sorununu paylaşacak bir arkadaş aramasındaki temel fikir, bir çözüm bulabilmektir. Sorununu bir erkek arkadaşı ile paylaşan erkek, sorunun çözülmesi yolunda yeni fikir arayışları içindedir. Bir kadının sorun karşısındaki arayışı ise tamamen farklıdır. Pek çok erkek, bir kadının sorununu anlattığında bir çözüm aradığını düşünür. Hâlbuki kadınların sorunlarını paylaşmalarının nedeni, genelde sadece birisinin kendilerini dinlemesi içindir. Çözümden çok önce, sorunu anlatarak paylaşma ihtiyacındadır kadın. Böyle bir durumda erkeğin konuşmasını keserek çözümler önermesini değil, aksine ilgi ve sabırla kendisini dinlemesini ister. Hatta kendisine hak verilmesini ister. Ama bu anlatım sırasında erkekler, kadınları kendileri gibi sanarak çözümler önermeye başlayınca kadın, dinlenip ciddiye alınmadığı duygusuna kapılmaya başlar. Pek çok kadın bu durumu “Sen beni ciddiye almıyorsun” sözcükleriyle ifade eder. Kadının, sorununu (öncelikle) sadece anlatmak istemesinin ardında, bir süre bu üzüntü ile yaşamak istemesi de vardır. Erkekler bu ruh halini anlamadıkları için derhal çözüm önerilerinde bulunurlar. Kadınlar da bu yaklaşımdan pek hoşlanmazlar. Kadınlarla başarılı ve sağlıklı ilişkileri olan erkeklerin anladıkları en can alıcı nokta budur.
BEŞ: Pek çok kişi kendi deneyimleriyle de bilir ki; erkekler, kadınlara oranla aşka daha maddi bir filtreden bakarlar. Erkekler için maddi güzellik, duygusal içerikten daha önemli görünür. Genelde erkeklerin duygusuz olarak suçlanmalarının altında bu algı vardır desek yanlış olmaz. Bu özellik, onları biraz aceleci yapar. İletişim kurmanın ve konuşmanın gereksiz olduğu gibi bir kanıya yöneltir. Hâlbuki aşkın ifadesi, kadın açısından değerlidir. Kadın bunun ifade edilmesini beklerken, erkek ise bunu gereksiz bulmaya devam ederek aşkın ömrünü törpülemeye devam eder.