Eskişehir’de Turizmin Sorunları

Eskişehir’de Turizmin Sorunları

Gürcan Banger

BİR
Yakın dönemde Eskişehir, günübirlik ziyaretçi akımına uğradı. Köprübaşı’nda, Odunpazarı’nda, Haller Gençlik Merkezi’nde veya kentin büyük parklarında şehrin günlük konuları ile karşılaşmak mümkün. Bu değişim, gazete manşetlerinde okumaya başladığımız bazı yeni soruları da beraberinde getirdi. Turizm adına bu sorunların en önemlisi, günübirlik ziyaretçilerin Eskişehir turizmi için yeterliliği ve kent turizminin sürdürülebilirliğine ilişkindir.

Diğer yandan Eskişehir’i gözlemek, kent turizmini günübirlik olmanın ötesine taşıyabilecek cevabı veriyor. Kent merkezinde iki tane üniversite var. Bu yaklaşık olarak 50 bin öğrencinin 10 ay gibi bir süreyle şehirde yaşaması anlamına geliyor. Bir başka deyişle; Eskişehir’in 10 ay konaklamalı 50 bin ziyaretçisi (turisti) var. Bu durumu var eden ise bu kadar kişinin bu kadar uzun süreyle kalması için üniversite (eğitim) gibi ‘iyi’ bir neden olmasıdır. Demek ki; ziyaretçiyi kentte günübirlik olmanın ötesinde tutabilmek (bir günden daha fazla konaklatabilmek) için önce ‘iyi’ nedenleriniz olmalıdır. Tabii ki; bu nedenlere bağlı olarak gerekli ve yeterli altyapınız da bulunmalıdır.

Turist çekiciliği, bugünün kentleri için (dolayısıyla Eskişehir için) istenen bir özelliktir. Bir kentin bu niteliği edinebilmesi için bazı koşulları yerine getirmesi gerekir. Bu koşullar üç başlık altında toplanabilir: Kentin imajı, kentin özgünlüğü, kent turizminin sürdürülebilirliği.

Bir kentin dışarıdan nasıl göründüğüne o ‘kentin imajı’ adı verilir. Bir kentin imajı, o kentte yaşayan yurttaşların kendilerini nasıl niteledikleri değil, o kente ziyaretçi olarak bulunan kişilerin ne gördükleri ve nasıl bir izlenim aldıklarıdır. Öncelikle bir kentin çekici bir imajı olmalı; turistler bu kentte ‘iyi’ zaman geçireceklerine inanmaları gerekir. Eskişehir, henüz olgunlaşmakta olan imajının olumlu yönde sürdürülebilir gelişmesi için çaba harcamalıdır. Sürdürülebilirlikle güçlendirilerek yeterince olgunlaşmamış (bir başka deyişle kadük ve akim kalmış) bir imaj, ‘kötü’ ve olumsuz bir ‘marka değeri’ kadar zarar vericidir.

Eğer Eskişehir’in beklediği günübirlikte daha uzun süreli ziyaretçi ise bu durumda turist çekiciliği yüksek bir kent gibi ziyaretçilere ‘kolaylık’ sunmalıdır. Bir kentin sunacağı kolaylıklar arasında kolay erişim, kolay ulaşım, kaliteli ve özgün ürün, hizmet çeşitliliği gibi olumlu turizm öğeleri sayılabilir. Bu saydığım unsurlardan ‘kentin özgünlüğü’ çok önemlidir. Başka kentleri kopya ve taklit ederek var olmaya çalışan kentler sonuçta çok olumsuz imajlar edinmektedirler. Eskişehir, kendi içsel kaynaklarını değerlendirerek özgün olabilmeyi başarmalıdır. Özetle; Eskişehir kendi farklılığını yaratmalı, korumalı ve pazarlamalıdır. Özgün olmayan ve sunabileceği çeşitlilik bulunmayan bir kent kısa erimde unutulmaya mahkûmdur.

Bir kentin turizm pazarında yer almasının özgünlüğe dayalı bir diğer koşulu, ihtiyaçların bir arz-talep dengesi içinde karşılanabilmesidir. Kent, ziyaretçilerin bir başka kentte karşılayamadıkları ihtiyaçlarının giderilmesinde başarılı olmalı, müşteri memnuniyeti yaratmalıdır.

Kentte pazarlanan tüm ürünlerin o kentte üretilmesi zorunlu değildir. Ama o kentin söz konusu ürüne değer katabilmesi önemlidir. Turistler için o ürünün veya hizmetin o kentte alınmasının farklılığı olmalıdır. Eğer Eskişehir’den söz ediyorsak, Eskişehir pazarladığı tüm ürün ve hizmetlere kente özgü değerler katarak kendi farklılığını yaratmalıdır.

Yukarıda da değindiğim gibi; kent turizminin vazgeçilmez koşullarından bir diğeri ‘sürdürülebilirlik’ ilkesidir. Kentte turizm alanında ilerleme süreci sürdürülebilir olmalıdır. Bu ilke, var olan doğal ve kültürel değerlerin (yani sit alanlarının, doğal alanların, anıtların, tarihi endüstriyel yapıların ve doğal varlıkların) turistik olarak pazarlanmaları yanında gelecek kuşaklar için korunmaları ve geliştirilmelerini zorunlu kılar. Sürdürülebilir olmayan turizm anlayışı, kendi geleceğini yok eden ve unutulmaya aday bir tercih olacaktır. Eskişehir, kent turizmi alanına yeni adım atmış bir kent olarak böyle bir riskle karşı karşıyadır.

Dolayısıyla kentin iç turizm kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmaları yanında uzun dönemde var olmalarının da dikkate alınması gerekir. Örneğin Eskişehir’de Frig Vadilerinin uzun dönemli korunması, yerel geleneksel mimarinin ve mekânsal formların yitirilmemesi, yöresel mutfağın sürdürülmesi, folklorik giysilerin yeni moda ürünlerinde değerlendirilmesi, geleneksel mobilya öğelerinin yeni (örneğin ahşap veya eşdeğeri doğal malzemeden yapılmış) ev eşyalarına yansıtılması ve benzerleri bu bağlamda önemsenmelidir.

Ne yapmalı? Bugün dünyada kent turizmi alanlarında gelir elde etmek amacıyla kentler büyük bir yarış içindeler. Bu bağlamda bir kentin bir turistik ürün olarak kendi kendine başıboş büyümesi önlenmeli; turizm planlaması, kent planlamasının ana bileşenlerinden biri olmalıdır. Bu da kent turizminin örgütlenmesi ve planlanması anlamına gelir. Bir stratejik niyetler ve yönelimler demeti olarak yapılabilecek planlama ise kentin ilgili tüm paydaşlarını içine almak zorundadır.

Kent turizmini de içine alacak biçimde bir kentin geleceğinin planlanması ve gelir elde etmek üzere uluslararası pazarda kentin turistik pazarlaması asla kolay bir iş değildir. Diğer yandan Eskişehir, alternatif turizm potansiyeli ile büyük getiriler elde edebilecek nitelikte bir ildir. Bu potansiyel değerlendirilmeyi beklemektedir.

İKİ
Eskişehir, bir adım attığı kent turizmini kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmek zorunda. Bunun yolu da günübirlik ziyaretleri, daha uzun süreli konaklamalı turizm haline dönüştürmekten geçiyor. Böyle bir görevin başarılması için hem (konaklama, ulaşım gibi) altyapı yönünden hem de yeni ve çeşitlendirilmiş hizmetler açısından yapılması gerekenler var.

Öyle anlaşılıyor ki; kent merkezindeki termal su kaynağını bir hidroterapi tesisi ile değerlendirmek mümkün olmayacak. Termal suyun bulunduğu bölgede kentsel rantın yüksekliği böyle bir tesisin yapımında engel olarak duruyor. Diğer yandan halen kullanılmakta olan suyu bir başka noktaya taşımak da bir başka bahara kalmış gibi görünüyor.

Eskişehir’de termal su ve rekreasyon (eğlence - dinlence) olarak değerlendirilebilecek bölge Kızılinler Köyü’dür. Burada yapılan sondajlar sayesinde yeni sıcak su kaynakları bulundu. Diğer yandan köyün hemen yakınında akarsuyun varlığı ve çevrenin doğal bitki özellikleri burayı bir termal merkez yapmak için ideal hale getiriyor. Burada yapılacak bir SPA yatırımı, Eskişehir’de 7-21 gün kalabilecek ziyaretçiyi çekecektir. Bu amaçla bölgenin (öncelikle eksik olan hazırlık işlerinin hızla tamamlanmasını takiben) tanıtılması ve pazarlanması için daha planlı bir çalışma yapılması gerekiyor.

Eskişehir’de turisti uzun süreli kalır hale getirecek bir diğer etkinlik türü ise kongrelerdir. Bu tür turizm faaliyetlerini yapmak için kentteki konaklama hizmetleri (hâlâ eksiklikleri olmakla birlikte) belli olgunluğa geldi. Üniversitelerimizin ise kongre turizmine misyonları gereği hazır olduklarını düşünüyorum. Diğer kentsel aktörlerin de katılımı ile düzenli bir kongre takviminin üretilebilir.

Diğer yandan kentteki turizm faaliyeti günübirlik gelenlere çiğbörek yedirip Odunpazarı’nda atılan bir tur ile yetinmekten kurtarılabilir. Bu amaçla (başlangıç açısından) 2-3 günlük daha kapsamlı gezilerle çeşitlendirme yapmak mümkündür. Bu bağlamda Frig Vadilerinin rehberli gezilmesini, kamp – köy – çiftlik – mağara turizmi türlerinin geliştirilmesini öngörebiliriz. Bunlara başka turizm türleri ve faaliyetleri de eklenebilir. Hiç kuşkusuz; böyle bir faaliyetler demeti de ön hazırlık gerektiriyor. Bu çalışma yapılmadığı durumda Eskişehir, şu an kazanmış olduğu imajı hızla geri kaybedebilir.

Çalışmaların sürekliliğini sağlamak ve ildeki turizm ve tanıtma etkinliklerini koordine etmek üzere resmi birimler, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve konuyla ilgili kişilerden oluşan bir Turizm ve Tanıtma Konseyi’nin kurulmasında yarar görüyorum. Böyle bir kurulun, bir Yerel Kalkınma Platformu ile koordineli olarak çalışması ve Bölgesel Kalkınma Ajansı üzerinden projeler kaynak sağlaması mümkündür. Kent turizminin örgütlenmesi, yukarıda sözünü ettiğim biçimde gerçekleşmese bile kesin olan şu ki; bugüne kadar olan modelle hızlı ilerleme kaydetmek mümkün olmadı. Gerek kamuda görev yapan gerekse diğer kurum, kuruluş ve işletmelerde yer alan kişilerin özverili çalışmalarına rağmen kentin turizmden kaynak sağlama imkânı çok fazla gelişemedi.

Günümüz iş dünyası, bize stratejisiz, plansız ve bütçesiz başarı elde etmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Diğer yandan bu kentte kültür ve turizm adına yapılan çok sayıda etkinlik var. İlk anda aklıma geliverenleri saysam bile bir sayfayı dolduracak kadar faaliyetleri sıralayabilirim. Hele her geçen gün yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının kültür ve turizm konularına daha fazla zaman ve kaynak ayırdıklarını düşünürsek, bir plan ve program için doğru zamanın geldiğini daha kolayca kavrarız.

Öncelikle il düzeyinde bir araştırma yapılarak değişik kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan turizm ve tanıtma etkinliklerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu konuda Nasreddin Hoca şenliklerinden Yunus Emre’yi anmaya, Eskişehir Festivali’nden ESYO Sivil Toplum Şenliği’ne kadar çeşitlendirici ve kapsayıcı olmak lazım. Diğer yandan benzeri etkinliklerin ve aynı konuda çalışan kuruluşların bir araya getirilerek daha etkin ve verimli faaliyetler yapılmasının sağlanması yararlı olacaktır. Bu çalışmaların devamında yıllık turizm ve tanıtma takviminin üretilmesi; geliştirilmekle birlikte yıllık faaliyetlerin bu takvime bağlı kalınarak yapılması; takvimin basılarak yaygın biçimde dağıtılıp duyurulması Eskişehir’in zamanını ve kaynaklarını daha doğru kullanması anlamına gelecektir.

Özetle; Eskişehir’de turizm adına yapmamız gereken önemli işlerden birisi, her yıl düzenli olarak hazırlanan bir Kültür ve Turizm Ajandası’nın oluşturulmasıdır. Bu ajanda birkaç dilde (broşür, CD, İnternet sitesi biçimlerinde) hazırlanarak küresel ve ulusal medyaya, yabancı misyonlara, tur şirketlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve ilgili tüm diğer kesimlere duyurulabilir. Böylece Eskişehir’e ziyaret yapabilecek kimseler için bir planlama yapmaya imkân tanınacaktır.

ÜÇ
Eskişehir’in günübirlik ziyaretçilerden daha uzun süreli turizme terfi etmesi için, yeni konaklama tesislerine ve ulaşım imkânlarının genişletilmesine ihtiyaç var. Yurt içi ve dışı uçuşlar için havaalanı acilen hazır hale gelmeli. Kent içindeki demiryolunun yer altına alınması işi acilen halledilmeli. İstanbul – Eskişehir arasında yüksek hızlı trenin de bir an önce işlemeye başlaması gerekli. Ama halledilmesi gerekenler bunlardan ibaret değil. Kalanları saymaya devam edelim.

Değişik amaçlara uygun olarak gezi bölgelerini açık biçimde tanımlayan haritalar içeren Eskişehir Atlası’nın hazırlanması gerekiyor. Gene benzer bir çalışma olarak; Eskişehir’in tarihi, kültürel ve doğal yapı, anıt ve sitlerini tanıtan Eskişehir gezi kitaplarının hazırlanması kent turizmi açısından önemli…

Eskişehir’e turist getirebilecek büyük turizm acentelerine yönelik tanıtım etkinliklerinin yapılması etkili bir pazarlama çalışması olur. Sertifikalı bölgesel turist rehberlerinin yetiştirilmesinin sağlanması; Bakanlık nezdinde mevzuatın aşılması yönünde çalışmalar yapılması; üniversitelerle birlikte teorik ve uygulamaları programların hazırlanmasının yararlı olacağı kanısındayım.

Eskişehir ilini içine alacak biçimde üniversitelerde kültür, turizm ve tanıtma konulu tezler yapılmasını, bunların basılmasının sağlanması; Eskişehir’e turizmine yönelik olarak ders ve seminerler verilmesinin sağlanması kentin turizm alanındaki eksikliklerinin giderilmesi açısından önemlidir.

İlin kültürel, tarihi ve turistik değerlerinin daha iyi tanınmasını sağlamak üzere yerel tarih ve arkeoloji gruplarının kurulmasının sağlanması; üniversitede görevli bilim adamları ile resmi görevlilerin bu gruplarda eğitmen ve rehber olarak yer almalarının sağlanması kentteki aktörler arasında dayanışmayı da sağlayacaktır. Kentte yaşayan meraklı insanların katılımıyla uzmanların yönetiminde (doğa yürüyüşü, dağcılık, mağaracılık gibi) doğa sporları topluluklarının oluşturulması, kendi adıma özlediğim çalışmalar arasındadır.

Üniversite öğrencilerine yönelik olarak (kayıt dönemleri başta olmak üzere) değişik vesilelerle tanıtım etkinliklerinde bulunulması, Eskişehir’in turizm potansiyelinin başka bölge ve illere taşınması açısından yarar sağlar. Üniversitelerde Eskişehir Turizmi konusunda öğrenci topluluklarının oluşmasının sağlanması ise ek katkı yapar. Her yıl veya iki yılda bir Eskişehir Kültürel ve Turistik Değerleri Kongresi’nin yapılması aynı zamanda 2-3 günlük konaklamalı ziyaretçi de sağlar.

Hediyelik eşya olarak değerlendirilebilecek folklorik eşyanın saptanması; yeniden üretiminin sağlanması eksikliğini duyduğumuz faaliyetler arasında. Odunpazarı semtinde yaşayan insanlara geleneksel evlerin değerlendirilmesi konularında eğitim verilmesi ile bunu birleştirerek bir ürün karması oluşturabiliriz.

Frigya Vadilerine yaptığımız turlar sırasında köy muhtar, imam ve öğretmenlerinin de katılımıyla köyde yaşayan yurttaşların turizmden gelir elde etmeleri konularında eğitilmeleri gereğini kavradım. Kır kesiminin hiza önderlerinin öncelikle bilinçlenmesinde yarar var.

Tarihi ve turistik bölgelere ulaşım altyapısının iyileştirilmesi için gerekli devlet birimlerinin katkılarının sağlanması ise vazgeçilmez bir durum. Kırsal kesimdeki kültürel ve doğal varlıklara erişim, yol sorunları nedeniyle önümüzde bir engel olarak duruyor. Diğer yandan; Eskişehir’de görevli öğretmenlerin ilin kültür ve turizm değerleri konularında bilgilenmelerinin sağlanması ve Eskişehir’de hizmet veren medya organları mensuplarının ilin kültür ve turizm değerleri konularında bilgilenmelerinin sağlanması yararlı olur.

Konaklama altyapısının geliştirilmesi için bu konuda yatırım yapabilecek kişi ve kuruluşlarının katkılarının sağlanması konusuna değinmiştim. Konaklama tesislerinde çok yıldızlı otellere kilitlenmemek lazım. Fistolu perdeleri olan küçük otellerin de fazlasıyla ilgi gördüğünü biliyoruz.

Kızılinler’deki termal su ve rekreasyon potansiyelinin değerlendirilmesi için yatırımcılara ihtiyacımız var. Kültür ve turizm konulu girişim ve yatırımlar konusunda özel sektör mensupları ile muhtemel yerel / bölgesel / ulusal yatırımcıların bilgilenmelerinin sağlanması son derece değerli. Bu amaçla planlama yapılmalı.

Son olarak; ulusal ve uluslar arası yayın organlarında Eskişehir ile ilgili haber, belgesel ve röportajlar yayınlanmasının sağlanması, Eskişehir’le ilgili bilgi ve belgelerin toplandığı bir Eskişehir Belgeliği’nin oluşturulması (Eskişehir Bilgi – Belge Kütüphanesi’nin oluşturulması) ve Eskişehir Ansiklopedisi’nin hazırlamasının önemli buluyorum.

Son birkaç yılda Eskişehir’i ziyaret eden günübirlik konuklar ve yaygın medyada yer alan övücü Eskişehir haberleri bizi yanıltmasın. Eskişehir olarak almamız gereken daha çok yol var.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Ekonomi, Eskişehir, Kent, Turizm kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir