Eskişehir’de Alternatif Turizm Seçenekleri

Eskişehir’de Alternatif Turizm Seçenekleri

Gürcan Banger

BİR
Turizm Haftası nedeniyle 15 Nisan 2014 Salı günü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen panelde Eskişehir’in alternatif turizm seçenekleri ve potansiyeli konulu bir sunuş yapma imkânım oldu. Gerek panel sırasında dile getirdiğim gerekse sunum süresine sığıştıramadığım (sununun görselinde yer almayan) bazı görüşlerimi bu köşe yazısında ele almak, sektörle ilgili kişi ve kuruluşlar için tartışma vesilesini yenileyebilir. (Etkinlikte kullandığım görsel sunu, Duygu Güncesi’nin “DG: Sunular & E-Kitaplar” bağlantısındadır.)

Turizm Ekonomisi
Turizm, değer yaratması gereken bir ekonomik iştir. Bu bağlamda alternatif turizm yaklaşımı da anlayışa uygun olmalıdır. Değer yaratmayan işler sadece kentin kaynaklarının tükenmesine neden olur. Bugün Eskişehir’in yaşadığı sorunlardan bir tanesi, ekonomik getirisi olmayan konulara yatırım yapılmış (veya kaynak harcanmış) olmasından kaynaklanıyor. Alternatif turizm adına yapılacak her girişim için önce “Bu girişimle kent ve ekonomi hangi kaynakları harcayıp ne kazanacak?” sorusunu doğru ve sağlam biçimde cevaplamak gerekir.

Bölgesel ve yerel turizm için bütünsel ürün (pazarlama karması) gerekir. Kent turizmi bir dizi ürün ve hizmetin bir bütünsel ürün ve pazarlama karması oluşturacak biçimde bir araya gelmesidir. Dolayısıyla turizm ve kültür envanterine bu açıdan bakmak uygun olur. Bu da bir organizasyon, planlama, bütçeleme ve koordinasyon anlamına gelir. Kaynakların etkili ve verimli kullanılmasının yolu budur.

Ülkemizde kümelenme halen sanayi sektörleri odaklı olarak ele alınıyor. Turizm gibi sektörlerin de kümelenme yaklaşımlarına konu olabileceği henüz tam anlamıyla kavranamadı. Hâlbuki çok bileşenli bölgesel ve yerel turizm gelişimi için turizm kümelenmesi gerekir. Bu alanda Eskişehir Ticaret Odası’nın ile turizm alanında örgütlenmiş sivil toplum kuruluşları ile diğer meslek odalarının önayak olması beklenir.

Sürdürülebilir Turizm
Beypazarı, Safranbolu ve benzerleri gibi yerleşimler incelendiğinde bunların günlük turizm ile ayakta kalmaya çabaladıkları görülür. Ne yazık ki turizmden beklenen gelirlerin günlük turizm yaklaşımı ile elde edilemeyeceği yeterli ölçüde doğrulanmıştır. Bu nedenle Eskişehir’in de acilen günü birlik turizm bataklığından kurtulması gerekir. Çıkış yolu, kentsel turizmi daha uzun süreli kalışlar sağlayacak hale getirmektir.

Pek çok başka yerleşimde olduğu gibi Eskişehir’de de turizme konu olabilecek yıl boyunca çok sayıda ekonomik, sosyal ve kültürel etkinlik yapılıyor. Bu faaliyetlerde kamu birimlerinden sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarından özel firmalara kadar çok değişik aktörler yer alıyor. Ne yazık ki bunlar bir kültür ve turizm ajandasına uygun olarak yapılmadığı için gerekli verimi almak mümkün olmuyor. Bu nedenle Eskişehir’de turizmin uygulanabilir plana ve yıllık ajandaya sahip olması gerekiyor. Yıl başında (ya da turizme uygun bir zamanda) kamuoyuna deklare edilecek bu ajanda sayesinde uzun süre kalışları olan daha programlı ziyaretçiler sağlanabilir.

Eskişehir’de iki tane önemli üniversite var. Yerel yönetimler sanat etkinliklerine önem veriyorlar. Sivil toplum kuruluşlarının da turizm, sanat ve bilim yatkınlıkları olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Eskişehir’in bilim ve sanat temalı kültürel turizme uygun altyapısı var. Bu bağlamda bilim ve sanat, Eskişehir’in kentsel turizmi geliştirebilmek için kullanabileceği iki önemli alandır. Bu alanları değerlendirmek için koordinasyon ve planlama gereği ortadadır.

19’uncu yüzyılın sonlarına kadar küçük bir yerleşim olan Eskişehir’in ilginç özelliklerinden birisi Eskişehir’in inanç temalı kültürel turizme uygun altyapının varlığıdır. Geçmiş dönemlerde çok farklı kültürlerden toplumların bölgede yaşaması hem farklı dinlerin hem de Müslümanlığın değişik inanç kollarının ve yorumlarının bu bölgede yaşamasına neden olmuştur. Bu nedenle Eskişehir bölgesinin inanç temalı turizm konularına uygun altyapısının değerlendirmeye açık olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları etkin biçimde yer alabilirler.

İKİ
Eskişehir yöresi, sıcak su özellikleri nedeniyle Doğu Roma ve Bizans’ın termal sayfiye alanlarından birisiydi. Farklı dönemlerde, savaş sonrası askerlerin rehabilitasyon merkezi olarak kullanıldı. Başka Türk kentlerinde olduğu gibi, çevresi surlarla çevrili (yerleşimin ve çarşının ayrı düzenlendiği) kent modeline uygun olmadı. Tarih boyunca çoğu zaman yakını ve çevresi, savaş alanı oldu. 19’uncu yüzyılın sonlarına kadar halkın tarım ve bahçecilikle uğraştığı küçük bir yerleşim olarak kaldı.

19’uncu yüzyılda Eskişehir’e Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen göçler, yerleşimin nüfus yapısını değiştirdi ve zenginleştirdi. Odunpazarı’nda yaşayan Müslüman Türkler ile Rum ve Ermeni azınlıklara, yeni gelen Türk kökenli başka topluluklar eklendi. İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun Eskişehir’de durak yapması ile Eskişehir, hızla büyümeye başladı. Bu dönemde (tren yolunun yapılma sürecinde) Avrupalı başka kişi ve ailelerin de Eskişehir’de yaşadığını biliyoruz. Sonuçta (şehrin taşrası ile birlikte) çok sayıda etnisite, kültür ve inanç çeşitliliğine sahip bir yerleşik nüfus oluştu. Eskişehir’in çok kültürlülük birikiminde, böyle bir tarihi geçmiş var. Bu sürecin doğal bir sonucu olarak, Eskişehir’in çok kültürlülük temalı kültürel turizme uygun altyapısı var. Çerkezlerin, Tatarların, Alevi toplulukların (ve diğerlerinin) her yıl gerçekleştirdikleri kültürel etkinlikler hatırlandığında, bu altyapının önemi kendiliğinden ortaya çıkar.

Çok Faktörlü Kent
Eskişehir’in çok kültürlü ve ülkenin pek çok yerleşimine oranla hâlâ demokrat sayılabilecek bir nüfus yapısı var. Buna iki üniversite nedeniyle kentte var olan öğrenci ve personeli de eklediğimizde, genç bir nüfus profili ortaya çıkıyor. Bu ve benzeri nedenler, kentte bir eğlence altyapısının varlığını ve sürdürülebilirliğini destekliyor. Çevredeki illeri de dikkate aldığımızda Eskişehir, bir eğlence merkezi olma özelliği taşıyor. Her hafta sonu kente akan insan çeşitliliği ile bunu doğrulayabiliyoruz. Özetle; Eskişehir’in eğlence odaklı turizme ve gençlik turizmine uygun altyapısı var.

Eskişehir, Antik Çağlardan başlayarak Cumhuriyet’e kadar çok sayıda dönemi yaşamıştır. Bu durum, Anadolu’ya has çok sayı ve çeşitlilikte tarihi, sosyal ve kültürel unsurun bölgede yer bulmasını sağlamıştır. Tüm bunlar, Eskişehir’in tarih - kültür turizmine uygun altyapısı var etmektedir. Bu yönüyle tarihi ve kültürel unsurlar Eskişehir’de kentsel turizm karmasının oluşumunda önemli bir yer alabilir.

Güneş ve deniz turizminin dışında kalan yerleşimlerde, turizm sektöründen pay alabilmek ve kentsel yaşamı iyileştirmek için kentler arası bir yarış oluştu. Bu bağlamda çok sayıda noktada yerleşimi cazip hale getirecek girişimler başlatıldı. Bunlardan birisi de tematik park ve müze girişimleridir. Eskişehir, bu alanda en başarılı olanların ilk sıralarında yer alır. Özellikle kent merkezinde, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilen çok sayıda benzeri yapı bulunmaktadır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, Eskişehir’in tema parkı ve müze turizmine uygun altyapısı var. Bunların günübirlik turizme hizmetle yetinme riskini de dikkate alarak, kentsel turizm karması olarak isimlendirdiğim bütünsel ürüne eklemlenmesi gerekir.

Günübirlik Turizm Bataklığı
Sıklıkla günübirlik turizmin bir kentin ekonomisi açısından sürdürülebilir olmadığından söz ediyorum. Bunun olumsuz örneklerini, bu yanlışa düşüp düzeltici aklı geliştiremeyen yerleşimlerde görüyoruz. Eskişehir’in de aynı hataya düşmemesinin gerektiğini hatırlayalım:

Günübirlik turizmin Eskişehir’e ne getirdiğini ölçmemiz gerekiyor. Bu konuda üniversitelerin tez ve araştırma projeleri yararlı olabilir. Ama kesin olan bir husus var ki; bir günlük turizm üzerine kurgulanmış bir ekonomi ile kente gerçek anlamda katkı sağlayacak katma değer yaratmak mümkün değil. Günübirlik turizm, bir kent açısından çölde görülen bir serap gibi görünüyor. Heyecanla ona doğru koşuyorsun; ama sonunda her şeyin bir hayalden (yanılsamadan) ibaret olduğunu fark ediyorsun. Söz konusu ettiğimiz hangi şehir olursa olsun; turist olarak bir günde gezmeyi başardığınız ve sizi çeken başka cazibelerin bulunmadığı bir yerleşime yüzlerce kilometre uzaktan ikinci veya üçüncü kez neden gelesiniz ki?

ÜÇ
Eskişehir kent merkezinde termal su kaynağı bulunan ve içinden bir akarsu geçen ender kent yerleşimlerinden birisidir. Sıcak su kaynakları ilin başka noktalarında da yer alır. Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı, il topraklarını bir havza olarak kuşatır. Coğrafya, fauna (hayvan varlığı) ve flora (bitki örtüsü, varlığı ve yapısı) olarak Eskişehir pek çok doğal güzelliklere sahiptir.

Eskişehir’in genelde fauna, özelde kuş gözlemciliği turizmine uygun altyapısı var. Bu varlığın konuyla ilgili kesimler tarafından kendi özel imkânlarıyla değerlendirildiği biliniyor. Türkmenbaba Dağı’nda kara akbaba, kara leylek, sakallı akbaba ve küçük kartal; Aliken’de toy; Balıkdamı’nda çayır delicesi, küçük kerkenez, leylek, angıt ve diğer su kuşları gözlenebiliyor. Benzer imkânları Sarıyar Barajı ve Hamam Dağı yörelerinde de bulmak mümkün. Ama ne yazık ki il bağlamında alternatif turizmin ekonomik bir unsuru olarak organize edilebilmiş değil. Bu konuda çok boyutlu çalışma yapılması beklenir.

Eskişehir’de alternatif turizme kazandırılabilecek bir diğer seçenek mağaralardır. Orta Sakarya Vadisi’nde, Mihalıççık ve Günyüzü ilçelerinde değerlendirilebilecek mağaralar var. Türkiye’de turizme açılan mağara örneklerine bakıldığında bunlar hakkında olumlu görüş belirtmek mümkün değil. Çoğunda mağara doğal yaşamı yok edilmiş halde. Bu nedenle Eskişehir’deki örneklerin değerlendirilmesi gündeme geldiğinde bunun mağara sporuna uygun usullerle yapılması daha uygun olacaktır.

Doğaya eklemleyebileceğimiz diğer bölgesel turizm alternatifleri arasında Mahmudiye’de atçılık, İnönü’de hava sporları, Sarıcakaya civarında (ve diğer uygun yerlerde) tırmanma seçenekleri düşünülebilir. Bunların tümü (halen büyük ölçüde amatör olarak yararlanılmakla birlikte) bir pazarlama karması olarak düzenlenmeyi beklemektedir.

Yatırım Seçenekleri
Eskişehir’in termal su kaynağının niteliği tek başına bir turizm ürünü olmaya yeterli değil. Buna karşılık yeterli ölçüde de değerlendirilmiyor. Bu alana yatırım yapılması ihtiyacı var. Kızılinler’de, Sakarılıca’da termal üzerine kurgulanmış yeni alternatif imkânları yaratılabilir. Saydıklarım dışında Eskişehir’in termal su kaynaklarının bulunduğu başka yöreler de var. Oraların yerel rekreatif özellikleri ile birlikte yeni alternatif turizm ürünleri oluşabilir. Özetle; Eskişehir’de termal turizm seçeneğini başka unsurlarla eklemlemek gerekiyor.

Eskişehir’de yer alan iki üniversitenin (mimarlık, tasarım, güzel sanatlar, iletişim, radyo–televizyon, animasyon gibi) yaratıcı endüstrilerle ilgili bölümleri var. Bu yaratıcı endüstriler için yeterli nitelikli insan kaynağı, danışmanlık ve eğitim hizmeti desteği bulunacağı anlamına geliyor. Bu potansiyelin yatırımlara dönüştürülmesi ile Eskişehir yeni alternatif turizm imkânları edinebilir.

Eskişehir, 20’nci yüzyılda Anadolu’da sanayinin gelişmesine öncülük yapmış kentlerden birisidir. Mevcut durumdaki isimleriyle Tülomsaş, Hava İkmal Bakım Merkezi ve Şeker Fabrikası Cumhuriyet döneminin önemli yatırımlarıdır. Daha sonraki yıllarda TEİ gibi kentte teknolojik anlayışı geliştiren başka oluşumlar da gerçekleşti. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Türkiye’nin en çevresi sanayi alanlarından birisi olarak ödüllendirilmiştir. Kent, sanayi açısından özellikle ar-ge, ür-ge, tasarım ve inovasyon temelli gelişimi hedeflemektedir. Bu özellikleriyle iş turizmi açısından bir potansiyele sahiptir. Alternatif turizm bakış açısından mevcut duruma oranla daha iyi değerlendirilebilir.

Eskişehir, iki üniversitesi yanında yüksek okullaşma oranına sahip, eğitim imkânları gelişmiş bir yerleşimdir. Buna bağlı olarak odaklanılması durumunda yetişkin eğitimi turizmi bir seçenek olarak geliştirilebilir.

Eskişehir ya da ülkemizin bir başka yerleşiminde; alternatif turizm imkânlarını değerlendirmenin sorunu benzerlikler taşıyor. İç dinamikleri yeterince gelişmemiş bir toplumda ekonomi kendi haline bırakıldığında yeterli gelişimi gösteremiyor. Özendirme, teşvik etme, yönlendirme, bir araya gelme, örgütlenmesine destek olma, kümelenme, yol gösterici ve kolaylaştırıcı planlama yapma çalışmalarına ihtiyaç var. Bunlarla birlikte bir alternatif turizm ekonomisinin katma değerli gelişmesi sağlanabilir.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Ekonomi, Eskişehir, Turizm, Yerel kalkınma, Yerel kültür, Yerel tarih kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir