Eskişehir’de Sürdürülebilir Turizmin Gündemi
Gürcan Banger
Haziran 2014’te Bakış Dergisi’nde yayınlanmıştır.
Dikkatle incelendiğinde turizm sektörünün de dünyanın iş alanındaki değişimlerine eşlik ettiği gözleniyor. Örneğin bazı turizm türleri doygunluğa ulaşırken yeni turistik ürünlerin –genel olarak söylediğimizde yeni pazarlama karmalarının– geliştirildiğini izliyoruz. Bir başka deyişle; ür-ge olarak kısalttığımız ürün geliştirme fonksiyonu turizm sektörü için de daha yaygın kullanılır oldu. Günümüzde bir turizm işletmesinin başarı koşullarından birisini yeni ürün – hizmet geliştirme konusundaki yetenek ve yetkinliği oluşturuyor.
Değişen Nüfus Yapısı
Turizmde etkili bir değişimin yaşanmasının nedenlerinden birisi uzak ve yakın coğrafyalarda demografik ortalamaların ve yaş eğrilerinin değişiyor olması… Küresel olarak baktığımızda turizmin de müşteri olan nüfusun giderek yaşandığını görüyoruz. Bu durum, turizmin sektör olarak daha yaşlı nüfusa hizmet verecek ve ürün sağlayacak bir yapıya bürünmesini gerektiriyor. Nüfus ile ilgili bir diğer değişikliği aile yapılarında görüyoruz. Giderek çekirdek aileye doğru değişen bu kurum aynı zamanda az çocuklu çiftlere daha yüksek hareketlilik veriyor. Küçük aileler gelirlerinin bir kısmını turizm amaçlı harcamak üzere ayırabiliyorlar.
Küreselleşmenin etkilerinin gözlediğimiz alanlardan birisi olumlu veya olumsuz çok farklı nedenlerle oluşan göç ve göçmenlik olgusu… Doğduğu ülkeden farklı bir yerde çalışan insanların sayısı büyük bir hızla artıyor. Bu durum da her ülke ve bölge nüfusunda kültürel çeşitlilik diyeceğimiz özelliğin artmasına ve çeşitlenmesine neden oluyor. İnsanlar farklı nedenlerle göç etmelerine karşın gelirken getirdikleri ulusal, bölgesel ve etnik kültürün ürünlerini geçici veya kalıcı olarak gittikleri yerde bulmak istiyorlar. Bu durum ekonomiler, ürünler ve hizmetler açısından yeni açılımlar anlamına geliyor. Kültürel çeşitlilik aynı zamanda söz konusu bölgedeki yerleşik nüfusun yeme, içme, eğlenme gibi faaliyetlerinin değişiminde de etkili oluyor.
Değişen Ziyaretler
Turizm jargonunda kısaca VFR olarak adlandırılan arkadaş ve akraba ziyaretlerinde (-ki bu seyahatlere eğlence ihtiyaçları da ekleniyor) çok hızlı bir yükselme gösteriyor. Dünya istatistiklerine bakıldığında büyük küresel değişimin başladığı 1970’li yıllardan bu yana turizm amaçlı yapılan seyahat sayısının yaklaşık 10 kat arttığını görüyoruz.
Ziyaret sayısındaki bu hızlı yükselişin altında yolculuk imkânlarının genişlemesi ve ilgili giderlerin azalması var. Diğer yandan bilişim ve iletişim teknolojileri sayesinde gidilecek yer (destinasyon) bilgilerine erişimde ve rezervasyon yapmadaki yeni kolaylıkları da eklememiz gerekir. Konaklama türlerinin genişlemesi, otel dışı kalma imkânlarının çoğalması ve durumu uygun bireylerin başka yerleşimlerde ‘ikinci ev’ edinmeleri turizm ekonomisine olumlu etkiler yapmaya devam ediyor.
Değişen Turist
Turizm sektörünün tüketicisinde hem profil hem de davranış olarak farklılaşmalar izliyoruz. Günümüzde sektörün müşterileri olgun, deneyimli, eğitimli ve seyahat deneyimi olan bir profil oluşturuyor.
Yeni turist profili ne istediğini ve ne alabileceğini biliyor. Parasının karşılığı olarak değer edinmeyi bekliyor. Müşteri sadakati artık turizm sektöründe de geçerli bir özellik değil; turist, daha kararsız ve değişken özelliğe sahip. Bu durum, geçmişte turizm ürün ve hizmeti sunanların elindeki gücün müşterilere geçtiğini gösteriyor.
Öngörü demek fazla abartılı olsa da; turizm sektöründe talebin ve arzın giderek ve sürekli biçimde artacağını öngörebiliriz. Gidilecek yer (destinasyon) ve pazar sayı ve çeşitliliği çoğalıp yaygınlaşmaya devam edecek. Seyahat edenler katılım çeşitliliği ve seyahat sıklığı olarak artacak. Turizmde gerçek bir küresel pazar oluşuyor. Bütünleşen bu pazarda ulaşım maliyetlerinin giderek düşeceğini, en azından konaklamaya oranla yavaş gelişeceğini, agresif giriş stratejileri olabilen farklı destinasyon seçeneklerinin oluşacağını ve en önemlisi rekabetin her an daha sert olacağını söyleyebiliriz.
Paydaşlık ve İşbirliği
Turizm, doğası gereği çok paydaşlı ve çok ilişkili bir sektördür. Bu alanda iş ve faaliyet yapmak için özel işletmelerin ve kamu birimlerinin kendi içinde ve karşılıklı olarak paydaşlık yapıları oluşturmaları beklenir. Turizm sektöründe paydaşlık olgusu, öncelikle turizm özel işletmelerini ve bunların ticari örgütlerini içerir. Konaklama, yeme-içme, ulaşım gibi alanlarda turizm işletmelerinin kurduğu alt sektörel örgütler yanında ticaret odalarının paydaşlık oluşumları içinde olmaları gerekir.
Paydaşlığın bir başka boyutunu, devletin turizmle kuruluşları ve yerel yönetimler oluşturur. Buna ulusal ve küresel düzeydeki sivil toplum örgütlenmelerini eklemeliyiz. Turizm konusunda eğitim-öğretim yapan kurumlar ile konuyu bilimsel ve teknolojik boyutta ele alan ar-ge, ür-ge ve danışmanlık kuruluşları da paydaşlık sistematiği yer almalı. Son olarak tüketiciler (ve varsa örgütleri de) dâhil edilmeli.
Paydaşlık ve işbirliği ilişkileri içinde turizm alanında temel eğitim ve meslek içi yenileme çalışmaları yapılabilir. Pazarlama ve satış geliştirme (promosyon) konusunda yapılacak ortak çalışmalar yarar sağlayacaktır. Bunlara ek veri elde etme ve değerlendirme, araştırma, planlama, inovasyon, finansman, yatırım ve güvenlik gibi konularda da paydaşlık ilişkileri katkılı olacaktır. Tüm sektörlerin küresel olduğu bir çağda, turizmin de kendi dar bölgesel ve yerel sınırları içine sıkışıp kalması beklenemez. Yerel turizm bir niş olarak ele alınabilir; ama bağlantıları açısından ulusal ve küresel açılıma sahip olması pazarı zenginleştirir.
Turizm Kümelenmesi
Ekonomi ve iş dünyasında ağların ve platformların en katma değerli örneklerinden birisini kümelenmeler oluşturur. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), bir turizm kümelenmesini “tüm turizm etkinliğinin yer aldığı coğrafi alan” olarak tanımlıyor. Turizm kümelenmesi turizm kaynaklarının, cazibe unsurlarının, altyapı ve teçhizatın, hizmet sağlayıcıların, diğer destekleyici sektörlerin ve idari yapılanmaların yer aldığı bir topluluktur. Bu topluluk, belli bir destinasyonu ziyaret eden turistlerin bekledikleri tatmini (değeri) elde etmeleri için bütünleşik ve koordineli faaliyetler sunarlar.
Bir katılım mekanizması olan kümede en önemli konu işbirliğinin sağlanmasıdır. İşbirliği, bölgesel ve yerel turizm konusunda başarılı olmak için gerek şartlardan birisidir. Ama söz konusu bölgenin veya yerleşimin geleceğe yönelik sürdürülebilir gelişimini (dolayısıyla bölgesel-yerel kalkınmayı) garantilemez. Yerel turizm alanında kalıcı, sürdürülebilir ve katma değerli gelecek için dayanışma alanlarının oluşturulması ve paylaşılması gerekir. Ancak bu durumda rekabet gücünü ve güvenli sürdürülebilirliği sağlamak mümkün olur.
Dayanışma alan ve konuları arasında şunları sayabiliriz: Maliyet ve riskleri paylaşmak, stratejik konumu güçlendirmek, piyasa gücü oluşturmak ve genişletmek, bölgenin imajını ve ünü güçlendirmek, sektörel öğrenme süreçlerini iyileştirmek, yeni ilişkiler kurmak… Kümelenmeler gibi paydaşlık, işbirliği ve dayanışma yapıları başarılı olmak için uyumluluk, iletişim, yükümlülük ve güven gibi bir altyapıya ihtiyaç duyarlar. Japon örgüt kuramcısı ve yönetim danışmanı olan Kenichi Ohmae, “Dayanışma, evlilik gibidir: Ancak karşılıklı olduğunda işler” diyor.
Turizm Kümelenmesinin Altyapısı
1980’li yıllarda gelişmiş Batı ülkelerinde imalat endüstrilerinin Uzakdoğu ülkelerine kaçmaya başlamaları ile birlikte, turizm ekonomisine olan ilgi yoğunlaştı. Yerel yönetimler, ihtiyaçlarını karşılayacak gelirleri yaratmak için kent turizmi (yerel-bölgesel turizm) konusuna odaklandılar. Küreselleşmenin yoğun etkilemeye başladığı bu dönem bir yandan kentleri öne çıkarırken, diğer yandan kentler açısından turizm gelirlerinin artmasına yol açtı.
Turizm gelirlerinin cazibesi nedeniyle bu sektöre olan ilginin yükselişi, Türkiye’de 1990’lı yılların sonlarına doğru oldu. Kalite karşısında fiyat kırarak yapılan rekabet anlayışı, Türkiye’yi 2000’li yıllarda en çok ziyaret edilen destinasyonlar arasında ilk 10’a taşıdı. Bu anlayış, Türkiye açısından kalitesiz, katma değersiz, sürdürülebilirliği kuşkulu ve kırılgan bir turizm sektörü yarattı.
20’nci yüzyılın son dilimine gelindiğinde Türkiye’deki merkezi yönetim ve bazı yerleşimlerin yerel yöneticileri turizmin deniz ve güneşten ibaret olmadığını fark ettiler. Kentler ve daha küçük yerleşimler, başka ülke şehirlerini veya Türkiye’de başarılı buldukları yerleri ‘taklit temelli örnek alarak’ yaratıcı, yenilikçi ve özgün olmayan bir ‘turizm rekabeti’ içine girdiler. Bu da; kalite, katma değer, sürdürülebilirlik ve istikrar sorunları açısından genel verimsizliğe paralel bir gelişme gösterdi.
Turizm Ekonomisi
Turizm, değer yaratması gereken ekonomik bir iştir. Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerini tatmin edecek olan bu değer, turizm ekonomik işletmeleri tarafından yaratılır, dağıtılır. Bu nedenle turizm sektörünün asli unsuru, turizm ekonomik işletmeleridir. Yerel düzeyde sektörün yönetim, denetleme ve planlama süreçlerine baktığımızda koordinasyon ve liderlik fonksiyonlarının başka aktörler tarafından yerine getirildiğini görüyoruz.
Yerel turizm sektörünün fiili planlaması, organizasyonu ve liderliğinde turizm işletmelerinin (ve bunların örgütlerinin) daha fazla, ağırlıklı ve çeşitlendirilmiş rol alması gerekiyor. Yerel turizm sektörünün gelişimi, ya plansız ya da işletmelerin ikinci sınıf roller oynadığı planlama ile sağlanmaya çalışılıyor. Çoğu zaman bölgesel-yerel kültür ve turizm envanteri çalışması, (planlama formasyonu eksikliği nedeniyle) turizm master planlaması ile eşdeğer tutuluyor. Yapılan planlar (başta sektörün kendisinin dışarıda bırakılması gibi), çeşitli nedenlerle uygulanma imkânına sahip olamıyor. Turizm işletmeleri ve onların örgütleri, stratejik ve uygulama planlarının yapımında ve uygulanmasında birinci sınıf aktörler olmalı; daha ağırlıklı ve belirleyici roller oynamalılar.
Yerel-Bölgesel İhtiyaçlar
Eskişehir’de olduğu gibi geleneksel deniz-güneş turizmi dışında yerel turizm, yeni ürünler ve yeni pazarlama karmaları geliştirmeyi gerekli kılıyor. Ürün geliştirme (ür-ge), doğrudan satış ve pazarlama imkânlarına sahip bütünsel ürünler olmalı. Buradaki önemli nokta, ür-ge fonksiyonunu yerine getirirken bir yandan özgün diğer yandan inovatif (yenilikçi) olmayı başarabilmektir. Turistik pazarlama karmasında çok sayıda faaliyet ve unsurun bir program olarak paketlenerek, özgün ve inovatif bütünsel ürüne dönüştürülmesi gerekiyor.
Pek çok yerleşimde –bu arada Eskişehir’de de– kültüre ve turizme konu olan faaliyetler düzensizlik, plansızlık ve programsızlık içinde yapılıyor. Hâlbuki ne yaptığınız kadar önemli olan, yapılacak olanlardan müşterinin haberdar olmasıdır. Turizmin ‘yılbaşında’ o yıl yapılacak olan düzenli-periyodik faaliyetlerin ve işler haldeki mekânların listelendiği kentsel / bölgesel ölçekte, sürekliliği olan bir Turizm ve Kültür Ajandası’na ihtiyaç var. Turizm ve Kültür Ajandası, çok dilli olarak hazırlanan, düzenli-periyodik faaliyetleri ve mekânları içeren (spontane faaliyetler konusunda yıl içinde yenilenebilen) yıllık Turizm ve Kültür Ajandası, basılı ve sanal ortamda yayınlanır. Ajandada yer almak, turistik kurum ve kuruluşlar için bir prestij unsuru ve çatı marka himayesidir. Ajandada yer alma şartı; sürdürülebilirlik, kalite, hijyen ve sertifikasyon gibi (başkaları da eklenebilecek olan) konularla ilgilidir.
Turizm ve Yerel-Bölgesel İşletme Ölçeği
Eskişehir de dâhil olmak üzere pek çok kent ekonomisinin genel özelliklerinden birisi işletmelerin küçük ölçekli, düşük katma değerli, yavaş büyüme hızına sahip ve kısa ömürlü oluşudur. Genel olarak yerel turizm işletmeleri de aynı sorunlar yumağını yaşamaktadır. Yerel turizm aracılığı ile yüksek katma değer yaratmanın ve yerel kalkınma çarpanı olmanın önündeki engellerden birisi budur.
Turizm firması ölçeğinin yerel-bölgesel turizm olgusuna etkileri açısından Dr. Hilal Erkuş Öztürk tarafından yapılan bir çalışmada önemli bir vurgu var: “Büyük firmaların yerel, küresel ve örgütsel ilişkileri geliştirmedeki önemi çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Öncelikle büyük firmalar, özellikle oteller, yüksek yatak kapasitelerine sahip olmalarından ve doluluk oranını belli bir seviyenin üstünde tutmaları gerektiğinden dolayı sadece yerli pazarı değil, yabancı pazarı da çekme ihtiyacı hissetmektedirler. Yerli pazar, Türkiye’nin içsel dinamiklerinden de dolayı büyük otellerin doluluğunu sağlamada yetersiz kalmakta ve yabancı pazara bağlı bir yapıyı zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle küresel koşullara ve ilişkilere daha bağımlı bir yapı sergilemelerini gerektirmektedir.”
Sağlam bir geleceğe yürümek isteyen bir kentin, turizm alanında da daha büyük ölçekli firmalara ihtiyacı var. Büyük ölçekli firmalar yanında büyük hacimli iş yapmanın araçlarından birisi ise; tedarik zinciri boyunca bütünleşik ürün ve hizmet sağlamayı hedefleyen yerel turizm ağları olarak görünüyor. Bu tür toplulaşmalarla günübirlik turizmi aşarak daha katma değerli ve uzun süreli turizm paketleri oluşturulabilir.
Başka Konular
Yerel turizm sektörünün başka dikkat çeken konuları, sorunları nelerdir? Turizm için ihtiyaç duyulan personel, ilk adım olarak turizm fakülte ve okullarında yetiştiriliyor. Buradaki temel nokta; sektörün ihtiyacına uygun, sürekli yenilenen ve iyileştirilen insan kaynağının düzenli sağlanıyor olmasıdır. Diğer yandan kurumların olduğu gibi personelin de sertifikasyon sahibi olmasının önemi giderek artıyor.
Turizm konusunda yerleşim ölçeğinde yapılacak çalışmalardan birisi, yerel ve bölgesel turizmi hedefleyen mevcut tedarik zincirinin belirlenmesi ve zincirdeki eksiklikleri açığa çıkarılmasıdır. Bu durum aynı zamanda yeni iş fırsatlarının ortaya konulması anlamına da gelecektir.
Turizmin her seviyede gördüğü ilgi nedeniyle devlet tarafından turizm alanında verilen destek ve teşviklerin sayı ve miktarı giderek artıyor. Bunlardan yararlanmak için turizm işletmelerinin bir ağ yapısı içinde bir arada bulunmaları kolaylaştırıcı etki yapar. Bu çatı altında ihtiyaç duyulan danışmanlık, eğitim, pazarlama ve pazarlama iletişimi hizmetlerini almak da daha kolay ve daha az maliyetli olacaktır. Gene bir ağ yapısı içinde; yerleşim bazında bir çatı marka ve denetim (İng. audit) sisteminin kurulması, yeni turizm gelişim alan ve konularının öngörülmesi, yaygın ve katma değerli pazarlama iletişimi yapılması ile İşbirliği ve birlikte çalışma imkânlarının yaratılması mümkündür.
Turizm Kümelenmesi İhtiyacı
Sözü edilen konuların başarılması ve sorunların aşılması için, sektörün birincil aktörleri olan turizm işletmelerinin ağırlıklı olarak yer aldığı bir örgütsel yapı gerekir. Bu yapı, yerel turizm kümelenmesidir. Sanayi kümelenmelerinde hayli mesafe almış olan yerel ekonomiler, turizmi de içine alan hizmet sektörü kümelenmesi alanında eksikli ve zayıftır. Vizyoner, çok temalı, çok aktörlü ve yüksek katma değerli yerel ve bölgesel turizm için ihtiyaç olan yapı, (doğru anlaşılmış ve örgütlenmiş) turizm kümelenmesidir.
Burada bir noktanın altının çizilmesi gerekiyor. Sektörde kümelenme kültürünün eksikliği yüzünden bu konuda yapılan çalışmalar, bilinen geleneksel yol ve noktalara savruluyor. Kümelenme çalışması (ilgisi olmakla birlikte) envanter hazırlamaktan veya stratejik plan yapmaktan farklı bir konudur. Pek çok kümelenme çalıştayının bir sorun analizi, envanter veya stratejik planlama çalışması şeklinde sona ermesi bu konudaki bilgi, kültür ve deneyim eksikliğini ortaya koyuyor.
Küresel ekonomilerde yaşanan zorluklar ve sertleşen rekabet ortamı, işletmeleri ve ulusal-bölgesel kalkınmadan sorumlu kamu yapılarını yeni çözümler üretmeye zorluyor. Günümüzde ilgi gören çözümlerden birisinin, sektörel kümelenmeler olduğunu görüyoruz. Diğer yandan turizm gibi bazı sektörleri yerel, bölgesel ve ulusal kalkınmanın önemli kaldıraçları arasında izliyoruz. Bu çerçeve, turizm kümelenmesi olgusunu bir cazibe konusu haline getiriyor.
Turizm Kümelenmesini Tanımlamak
Turizm kümelenmesi, bölgesel ve yerel ölçekte turizm faaliyetleri çerçevesinde işletme, kurum ve kuruluşların coğrafi yoğunlaşması şeklinde tanımlanır. Bir ağ yapısı olan kümelenme içinde ürün ve hizmet arz edenler, tedarikçiler, organizatörler, üniversiteler, eğitim – danışmanlık kuruluşları, kamu birimleri, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri yer alır. Bu yapılar, yerel-bölgesel turizm olarak isimlendirilen bir değer zincirinin (tedarik zincirinin) halkalarını oluştururlar. Her zincir için alt zincirler ve iş grupları yer alır. Örneğin konaklama, yeme-içme, eğlence, ulaştırma, hediyelik eşya, pazarlama-satış gibi ürün ve hizmetleri üreten başka alt ağlar ve iş grupları bulunabilir.
Bir kümelenme, sadece tedarik zinciri halkalarından ibaret olmaz. Kümelenmeler aynı zamanda sektörel inovasyon, ar-ge, ür-ge ve insan kaynağı yetiştirme ve iyileştirme gibi konularda da fonksiyona sahiptir. Genel açıdan bakıldığında; yerel-bölgesel turizm kümelenmeleri yerel kalkınma için önemli kaldıraçlardan birisidir. Düşük katma değerli olan işleri, kümelenmenin sağladığı büyük ölçek sayesinde daha verimli hale getirir. Coğrafi bölgedeki turizm işletme, kurum ve kuruluşları kümelenerek maliyetleri ve riskleri paylaşabilir, bölgenin stratejik konumlanmasını ve bilinirliğini güçlendirebilir, piyasa üzerindeki güçlerini geliştirebilir, firmaların imajını ve ününü yükseltebilir, katma değerli ürün ve hizmetler geliştirebilir, bilgi akışı ve ilişki, iletişimde verimlilik sağlayabilirler. Kümelenmenin en önemli getirilerinden birisi, diğer bölge ve kentler karşısında rekabet üstünlüğünün geliştirilmesidir. Kümelenmeyi topluluk ruhunun yaratacağı sinerjiyi ifade etmek üzere “Dışarıda rekabet, içeride dayanışma” şeklinde söyleyebiliriz.
Bakanlıklar, kalkınma ajansları gibi çok sayıda kamu kurumu, kümelenmelere hibe veya kredi esaslı destek sağlıyor. Benzer proje tabanlı kaynakları, Avrupa Birliği gibi uluslararası fon sağlayıcılardan da elde etmek mümkün. Bu kaynakların temini sürecinde kümelenmeler, önemli araçlardan birisi olarak rol oynuyor.
Türkiye’de kümelenme için düzenlenmiş bir tüzel yapı henüz yok. Çoğu küme, yönetim amaçları açısından bir dernek çatısı altında örgütleniyor. Dernek olarak yapılanan kümelenmeler, bu çatıya bağlı olarak bir ekonomik işletme kurabilirler. Böylece akçeli işlerini yürütmek için bir araca sahip olabilirler. İhtiyacın durumuna göre kümelenmenin bir kooperatif veya şirket statüsünde kurulması da mümkündür. Şu an dernek tipi örgütlenme (ve gerekirse derneğe bağlı ekonomik işletme) modeli daha uygun görünüyor.
Kümelenmeler; yeni iş kollarının oluşması, yeni girişimlerin artması ve daha yüksek istihdam oranının sağlanması için değerli araçlardır. İnovasyon olarak isimlendirdiğimiz; ama çoğu zaman bir ‘hayal’ gibi anlaşılan konunun düzenli olarak gerçekleşmesini ve dolayısıyla (kârlılık başta olmak üzere) kurumsal verimliliğin artmasını sağlarlar. Her düzeyde rekabet gücünde iyileştirme yaratırlar. Geleneğimiz “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” derken kümelenmenin önemine yıllar öncesinde dikkat çekmiş.
Turizm Mükemmeliyet Merkezi
Eskişehir, bazı uygulamalar açısından eleştirsek bile son yıllarda yerel turizmin önemli merkezlerinden birisi olarak yükseliyor. Günübirlik turizm bataklığına saplanmadan, sürdürülebilir turizm alternatifini geliştirdiğinde daha önemli bir merkez haline gelecek. Diğer yandan turizmden sağlayacağı ek gelir ile eksik kalan yönlerini geliştirmesi mümkün olacak.
Hiç kuşkusuz; turizm, bir ekonomik sektördür ve bu yönünün asla unutulmaması gerekir. Ama gelişmeyi ve yerel kalkınmayı önüne hedef olarak koyan bir kent, bu vizyonun gereklerini de yerine getirmek durumundadır. Bu şartlardan birisi yerel-bölgesel turizm kümelenmesinin başarılmasıdır. Deniz-güneş dışında kalan alternatif turizmin yeni ürün ve hizmet geliştirme ihtiyacı da dikkate alındığında, bir diğer gereklilik kent üniversitelerinden birinde Turizm Mükemmeliyet Merkezi kurulması şeklinde söylenebilir. Böyle bir merkez ile yerel turizmin ihtiyacı olan ür-ge, ar-ge, tasarım, bilgi üretme ve yayma, teknoloji ve uygulama geliştirme gibi imkânlar yaratılmış olacaktır.
Eskişehir’deki her iki üniversitenin, birer turizm fakültesi bulunuyor. Ayrıca bu üniversitelerde meslek yüksek okulu bünyesinde turizm konulu programlar yer alıyor. Anadolu Üniversitesi’nde Raylı Sistemler ve Havacılık konularında oluşturulmuş iki mükemmeliyet merkezi var. Kentte ekonomik ve sosyal yönlerden turizm esaslı yatırım ve işletmelerin hızla arttığı gözleniyor. Diğer yandan Eskişehir, alternatif turizm türlerinin fiilen gerçekleştirilebileceği pek çok özelliğe sahip… Tüm bu gelişim ve altyapı, kentte (mevcut üniversitelerden birinde) bir Turizm Mükemmeliyet Merkezi oluşumu için hazır olunduğu izlenimini yaratıyor.
Mükemmeliyet Merkezi
Mükemmeliyet Merkezi; belli bir konuya ya da alana odaklanmış bir takımı, paylaşılan bir imkânı, bilgi üretme-yayma mekanizmasını ifade eder. Seçilen dalda en iyi örneklerin yaratılmasına ve izlenmesine, araştırma ve geliştirmeye, liderliğe, destek hizmetlerinin sağlanmasına ve eğitim-öğretim işlerine odaklanır. Bu tür merkezler, aynı zamanda kaybolup gitmekte olan değer ve varlıkların korunup geliştirilmesi gibi alanlarda da hizmet verirler. Yerel-bölgesel turizm sektörünün, bu sayılanların tümüne uygun niteliklere sahip olduğu kolayca görülür.
Mükemmeliyet merkezi kavramı, kimi zaman uzmanlık merkezi veya yetenek merkezi olarak da ifade ediliyor. Bu kavramın özünde konuyla ilgili kurum ve kuruluşların bir ağ yapısı içinde çalışmaları da var. Bu açıdan bakıldığında turizm kümelenmesi fikri ile gayet uyumlu görünüyor. Mükemmeliyet merkezini de içine alacak biçimde bir ağ yapısında buluşmuş kurum ve kuruluşlar; sektörde ürün, hizmet, örgütsel yapı ve iş modeli olarak mükemmeliyetin geliştirilmesi amacıyla çalışıyorlar. Keza; paydaşlarla birlikte mükemmeliyet merkezi bünyesinde yeni teknolojilerin ve ilgili uygulamaların geliştirilmesi fonksiyonu da düşünüldüğünde, konunun ölçeği ve değeri daha kolay fark ediliyor.
Yerel Turizm ve Merkez
Mükemmeliyet Merkezi’nin oluşumu, örgütsel yapısı ve iş modeli teknik konular olduğundan bu türden bir yazının sınırlarını aşar. Ama yukarıda özetlenenlere ek olarak şunu söyleyebilirim. Turizm Mükemmeliyet Merkezi’nin amacı, konuyla ilgili nitelikli bilim insanlarını bir araya getirerek çok disiplinli ve disiplinler arası turizm odaklı çalışmalar yapılmasına imkân sağlamaktır. Tarihten ve gelenekten süzülüp gelen birikimlerle, yeni bilimsel ve teknolojik gelişmelerin buluşmasını sağlayarak turizmi daha katma değerli ve sürdürülebilir yapacak zemini hazırlamaktır. Başarılı uygulamaların bilinmesi ve yaygınlaşması, sektörle ilgili ürün ve hizmet standartlarının geliştirilmesi amacı oluşturan unsurlardandır.
Yerel turizmin yükselen yıldızı Eskişehir’in yetenek, yetkinlik ve imkânları Turizm Mükemmeliyet Merkezi’nin kentteki ekosistem ve üniversiter yapı içinde oluşturulması için yeterliliğe işaret ediyor. Erken çıkan, yol alır.