Fonksiyon mu, Proje mi?
Gürcan Banger
Avrupa Birliği ile yakınlaşma ile birlikte, ekonomik ve sosyal yaşamda proje sözcüğü daha sık kullanılmaya başladı. Daha önceleri çoğunlukla iş dünyasında ve mühendislik uygulamalarında bir yatırım olarak düşünülen proje sözcüğü, genişleyerek yaşamın her alanında kullanılır oldu. Hatta bu yayılımın ilginç bir sonucu ise başta sivil toplum olmak üzere proje olgusunun yabancı ve yerli hibe kaynaklarından maddi destek almak amacıyla yapılacak işler haline dönüşmesi oldu. Sivil toplum kuruluşları faaliyet yapmak için hibe veren fonlara dayanmayı neredeyse bir gelenek haline dönüştürdüler. Firmalar ise yapacakları bir yatırım için bir proje çerçevesi –bahanesi mi demeli– uydurarak bu ‘projeci akışa kapılmaya’ ortak oldular. Bununla da kalmadı; ‘projecilik’ diyebileceğimiz bir ‘marjinal sektör’ oluştu.
Fonksiyon
Proje kavramı ekonomik ve sosyal kültürümüzde sağlam biçimde oturmadı. Bunun temelinde eğitimle ilgili sorunlar, eksiklikler ve zafiyet var. Okullarımızda veya hizmet içi eğitim süreçlerinde proje hazırlama ve yönetimi gibi konulara yeterince önem verilmiyor. Buna iş kültürü ve yönetimi konusundaki bilgi ve deneyim eksikliği de eklenince proje olması gereken veya proje olmayan birbirine karışıyor.
Bir ekonomik işletmeyi mercek altına alalım. Bir işletmede örneğin pazarlama, bir proje değildir. Sürekliliği olması gereken bir fonksiyondur. Pazarlama fonksiyonu, işletmenin ayrılmaz, vazgeçilmez ve sürdürülebilirliği olması gereken bir bileşenidir. Sıklıkla karışıklık yaşanan kavramlardan bir diğeri ise inovasyondur. Değer üreten yenilik olarak tanımladığımız inovasyonun bir proje gibi yanlış algılandığı örneklerin sayısı hiç de az değil. Hâlbuki inovasyon, bir firmanın özümsemesi ve tüm zamanlarda işletmenin her bileşen ve ilişki noktasında gündemde tutması gereken bir fonksiyondur. ‘İnovasyonlu günler’ veya ‘inovasyonsuz departmanlar’ gibi bir algı, hem inovasyon kavramının hem de işletme fonksiyonlarının sürdürülebilirliğinin yanlış kavrandığını gösterir. Bir işletme fonksiyonu firmayı var eden, tanımlayan ve sürdürülebilir kılan yapı taşlarındandır.
Pazarlama konusuna geri dönelim. Pazarlama, basit olarak ‘gelecekte işyerinde olacak müşteriye satış yapmak’ demektir. Dolayısıyla pazarlama, işletmenin geleceğe hazırlanması anlamına gelir. Pazarlama fonksiyonunda eksiklik olan, firma kendi geleceğine hazırlanmıyor anlamına gelir. Geleceğini düşünmeyen, öngörmeyen ve ona hazırlanmayan bir firmanın ise geleceğinin olmayacağı ortadadır. Bu nedenle pazarlama fonksiyonu her firma için kendisinin ayrılmaz, vazgeçilmez ve sürekliliği olması gereken bir fonksiyondur.
Proje
Her kuruluşun, fonksiyon olarak gerçekleştirmesi gereken faaliyetler var. Örneğin bir sivil toplum kuruluşu için kaynak yaratma bunlardan birisidir. Buna karşılık toplum her kesimindeki kurum ve kuruluşların kendi yaşam süreçlerinde gündeme gelen proje gerçeği var. Proje kavramını tanımlayarak fonksiyon ve proje arasındaki ayrımı ortaya koymak yararlı olacak.
Proje, tanımlı ve bilinen bir bitiş noktası olması gereken bir görevdir. Örneğin bir fabrikanın inşası, bir fuar standının hazırlanması, firmanın kurumsal kaynak planlama (ERP) yazılımını kullanmaya geçişi, yeni bir ürünün pazarlama iletişimi birer proje olarak kabul edilebilir Bunların tümü belli bir zamanda başlayıp, belli bir zamanda biten görevlerdir. Bir işletme fonksiyonundan (daha genel olarak söylersek bir kurusal fonksiyondan) farklı olarak, sonsuza kadar süren bir proje olmaz. Proje, başlar ve biter.
Proje, planlanmış bir sürede, bu plana uygun bir maliyetle, daha önce belirlenmiş ve tanımlanmış bir hedefe ulaşmak üzere gerçekleştirilir. Proje hazırlanmasında ve yönetiminde, bu tanımın ortaya koyduğu disipline uygun davranmak gerekir.