Gürcan Banger
BİR
Bazı insanlar farklılıklara sahiptir. Gerçekte bir iş yerinde zenginlik sayılabilecek bu özellikler iyi anlaşılmadığında, ilgili kişi ‘zor insan’ olarak etiketlenebilir. Kimi çalışanların ‘zor’ görünümlerinin arka planında iş yerinde yaşamak durumunda bırakıldıkları bazı sorunlar yer alır. Bunların çözülmesi gerekir. Yönetici ve çalışan arasındaki problemlerin bir kısmının temelinde yöneticinin işe ilişkin kültürel ve davranışsal eksiklik veya zafiyeti yer alır. Bu tür sorunları aşmak üzere çalışanlar için olduğu kadar yöneticilerin de eğitim ve (yönetici koçluğu, mentorluk vb. türünde) danışmanlığa ihtiyaçları olabilir. Bu tür çözülebilir sorunların dışında bir iş yerinde gerçekten zor olarak nitelenebilecek yönetici ve çalışanların varlığına tanık olmak hiç de şaşırtıcı değildir.
Zor İnsan
Zor insan karşımıza değişik görünümlerde çıkar. En belirgin tiplerden birisi, sonuca ulaşmak için her yolu mubah sayan kişidir. Amacına ulaşmak için güç kullanmayı tercih edebileceği gibi bunu saman altında su yürüterek de yapabilir. Genel tavrı itibariyle hedefine yönelik olarak aşırı hevesli ve acımasız bir görüntü sunar.
Bir başka zor insan profili, karşısındaki kişinin zayıf ve eksik yönlerini iyi bilir ve bunları kullanmaktan asla çekinmez. Genel onu sizi sinirlendiren ve geren eylemleri nedeniyle hatırlarsınız. Kimi zaman sevecen görüntü vermeye çalışsa da, iş yerinde yaygınlaşan dedikoduların, laf taşımaların, performansın önüne engel oluşturmaların arkasında o vardır.
Danışmanlık yaptığım bir işyerinde bazı zamanlarda üst düzey yöneticilerden birinin çok yüksek sesli patlamalarını hatırlıyorum. Zor insanın bir türü, olaylara böyle –mevcut şartlarla hiç de ilgisi olmayan ölçüde– orantısız tepki verir. Çalışanlar ne olduğunu anlamadan kendilerine sığınacak bir yer bulmaya çalışırlar.
Her işyerinin en az bir tane çok konuşanı vardır. Ama zor olanı ise her şeyi bilen insan türüdür. Ona sorun veya sormayın; ‘derin bilgisini’ ve ‘uzman görüşünü’ uzunca anlatmak üzere sizi esir alır. Sizin ‘zavallı fikirlerinizi’ dinlemek için zaman ayırma zahmetinde bulunmaz.
Eğer konuya veya soruna yeterince hâkim değilseniz, sizin için tehlikeli bir durum ihtimali var demektir. Muhtemelen az sonra konuyu sizin kadar bile bilmeyen, ama tam aksine bir ‘uzman’ edasıyla bilgiçlik taslayan zor insan karşınıza çıkacak ve abuk subuk konuşmalarıyla aklınızı karıştıracaktır. Pek çok proje veya girişim, bu türden zor insanların laf cambazlıklarıyla heba olur gider.
Bazı yöneticiler, haklı bile olsa “Hayır” diyen insanları sevmezler. Ama gerçek tehlike kaynaklarından birisi, “Evet” demeye eğilimli zor insan türüdür. Bu çalışan profili faaliyet önerilerini kolayca kabul eder ve onaylar; buna karşılık harekete geçmekte yavaş ve isteksiz davranır. Bu tipe dâhil zor insanlar ataletleri, plansızlıkları ve öngörüsüzlükleri nedeniyle işletmeye ciddi zararlar verebilirler. Cevaplanmamış müşteri isteklerinin ve kurumsal tatminsizliklerin arka planında bu zor insan türünü görebilirsiniz.
En kötü karar, verilememiş olan karardır. Bazı yönetici ve çalışanlar, karar ve inisiyatif belirtmekten özenle kaçınırlar. Bunlar “Evet” veya “Hayır” gibi net tavırlar sergilemek yerine ne anlama geldiği belli olmayan “Belki’ler” ile yaşarlar. Yapılması gereken işin son tarihi geldiğinde ise büyük ihtimalle sıkışıklıklar ve başarısızlıklar yaşanır. Belki’lerle getirdikleri bu sıkışıklık ortamından haz alan ‘zor’ yönetici örnekleri görmüştüm.
Birkaç zor insan kategorisi daha sayabiliriz. Her şeye “Hayır” demeyi, ‘marifet’ sayıp iş yerinin hukukunu koruma veya gerçekçi olma iddiasında olanlar örnek gösterebileceğimiz bir zor insan türüdür. Bir başka tür ise bir kaya kadar sessizdir; karar durumlarında asla olumlu veya olumsuz bir tepki vermez. Kişisel olarak en sevmediğim zor insan tipi ise sürekli şikâyet edip sızlananlardır. Yaşama ve işe olumsuz bakmak, bu türün karakteri haline gelmiştir. Düşük performansları yanında diğerlerini de karamsarlık bataklığına sürüklerler.
İKİ
İş ortamlarında zor insanlar konusunda gözlediğim ilginç bir durum var. Bir kişinin zor olarak etiketlediği kişi hakkında bir başkası çok farklı düşünceye sahip olabiliyor. Hatta birileri tarafından zor kabul edilen çalışan, aynı işyerindeki başkaları tarafından –performansından bağımsız biçimde ve hiçbir yakın bağ bulunmamasına rağmen– korunup kollanabiliyor. Diğer yandan genelde zor olarak kabul edilen kişiye karşı diğer çalışanlar tarafından gösterilen davranışlarda da farklılıklar görülebiliyor.
Bazı insanların zor görünümlerinin onların gerçek anlamda nitelikli farklılıklarından veya çözülebilir sorunlar yaşadıklarından söz etmiştim. Bunları bir yana koyalım. Gerçekten zor insan, tek bir profilden ibaret değildir. Bu nedenle tümüne karşı geçerli bir davranış biçimi belirlenemez. Öncelikle o kişiyi zor insan yapan özellik ve davranışları açısından daha tanımak gerekir. Ayrıca zor kişinin bu zor durumu onu tümüyle dışarıda bırakacağımız anlamına gelmez. Zorluk yaratan engellerin aşılabilmesi için bu sıkıntılardan etkilenen herkesin yapabileceği bir ‘şey’ vardır.
Ne Yapılabilir?
İş ortamı, bir insan-makine arayüzüdür –bu ortamda insanlar ve makineler birbirleri ile etkileşimde bulunurlar. Diğer yandan kolay olan kısım, makinelerle ilgilidir. Sorun yaratanı bakıma alır, onarımını sağlar veya tümüyle yenilersiniz. İnsanı yönetmek ise çok daha akıllı ve sistematik olmayı gerektirir. Ayrıca zor insanları yönetmek için sihirli, güçlü bir formülden de söz edemeyiz. Bu bağlamda pek çok iş kültürü ve yönetim sisteminin en hassas, ama zayıf noktasının –kimi durumda bunu temel problematik olarak koymalarına karşın– insanın insanla olan arayüzü olması ilginç bir çelişkidir.
Hiçbir şey yapmamakta bir eylem ve tepki türüdür. Bu yaklaşım, uygun durumlarda zor insan karşısında da uygulanabilir. Hatırlanması gereken husus, şikâyet etmek dışında hiçbir şey yapmamak, zor insanla yaşanan sorunun derinleşmesine de yol açabilir. Ayrıca böyle bir durum zor insandan etkilenen diğer kişilerde olumsuz ruh durumu ve düşük motivasyona da neden olabilir. Çoğu zaman hiçbir şey yapmamak, zor insana karşı iyi bir çözüm olarak önerilemez.
Kimi zaman çözüm, zor insanla aynı mekânda bulunmamaktır. Özellikle bir çözüm gerekmeyen durumlarda yararlı olabilir. Zor insanlar aynı ortamda bulunulan kimi zamanlarda tartışmayı ya da görüşmeyi sürdürmek daha fazla gerilmenize neden olabilir. İşleri çok daha olumsuz bir noktaya götürecek sözler söyleyebilir veya davranışta bulunabilirsiniz. Bu durumda o mekânı terk etmek –en azından daha sakin kafayla karar verebileceğiniz bir zamana kadar– daha yararlı olabilir.
Olumsuz giden bir etkileşimin zor insan tarafını değiştiremiyorsanız, bu durumda kendi algı tarzınızı değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Bu amaçla onu dinleme, algılama ve anlama modelinizi değiştirmek ona farklı bir açıdan bakmanızı sağlayabilir. Yeni bakış yeni sizin için davranış biçimine ve çözümlere ışık tutabilir. Böylece aynı tepkisel davranışta ısrar ederek gerginliğinizin sizi at gözlüklü tek yönlülüğe sürüklemesine izin vermemiş olursunuz.
Zor insanın; düşünsel, duygusal veya bedensel olarak sıkıntı yaratmasının temelinde geçmişteki hatalı tutum ve davranışlarımızın olması muhtemeldir. Bu nedenle alınacak etkili önlemlerden birisi ona karşı davranış biçimimizi değiştirmektir. Sizin yaratacağınız değişim, zor insanı da etkileyecektir. En azında tekrar eski konumunu edinmesi için yeniden düşünmesi gerekecektir. Bu da size etkileşimi yeniden konumlandırma fırsatı verebilir.
Sonuç olarak; problemsiz bir dünya yok. Sorunlar kimi zaman karşımıza zor insanlar olarak çıkar. Böyle bir durumda en etkili mücadele aracımız aklımızdır. Kendinizi yetersiz bulduğunuzda, kıyaslama ve yeniden düşünme imkânları yaratması açısından bilgili ve deneyimli bulduğunuz insanlardan görüşme ve danışma desteği isteyebilirsiniz.
İKİ
İş ortamlarında zor insanlar konusunda gözlediğim ilginç bir durum var. Bir kişinin zor olarak etiketlediği kişi hakkında bir başkası çok farklı düşünceye sahip olabiliyor. Hatta birileri tarafından zor kabul edilen çalışan, aynı işyerindeki başkaları tarafından –performansından bağımsız biçimde ve hiçbir yakın bağ bulunmamasına rağmen– korunup kollanabiliyor. Diğer yandan genelde zor olarak kabul edilen kişiye karşı diğer çalışanlar tarafından gösterilen davranışlarda da farklılıklar görülebiliyor.
Bazı insanların zor görünümlerinin onların gerçek anlamda nitelikli farklılıklarından veya çözülebilir sorunlar yaşadıklarından söz etmiştim. Bunları bir yana koyalım. Gerçekten zor insan, tek bir profilden ibaret değildir. Bu nedenle tümüne karşı geçerli bir davranış biçimi belirlenemez. Öncelikle o kişiyi zor insan yapan özellik ve davranışları açısından daha tanımak gerekir. Ayrıca zor kişinin bu zor durumu onu tümüyle dışarıda bırakacağımız anlamına gelmez. Zorluk yaratan engellerin aşılabilmesi için bu sıkıntılardan etkilenen herkesin yapabileceği bir ‘şey’ vardır.
Ne Yapılabilir?
İş ortamı, bir insan-makine arayüzüdür –bu ortamda insanlar ve makineler birbirleri ile etkileşimde bulunurlar. Diğer yandan kolay olan kısım, makinelerle ilgilidir. Sorun yaratanı bakıma alır, onarımını sağlar veya tümüyle yenilersiniz. İnsanı yönetmek ise çok daha akıllı ve sistematik olmayı gerektirir. Ayrıca zor insanları yönetmek için sihirli, güçlü bir formülden de söz edemeyiz. Bu bağlamda pek çok iş kültürü ve yönetim sisteminin en hassas, ama zayıf noktasının –kimi durumda bunu temel problematik olarak koymalarına karşın– insanın insanla olan arayüzü olması ilginç bir çelişkidir.
Hiçbir şey yapmamakta bir eylem ve tepki türüdür. Bu yaklaşım, uygun durumlarda zor insan karşısında da uygulanabilir. Hatırlanması gereken husus, şikâyet etmek dışında hiçbir şey yapmamak, zor insanla yaşanan sorunun derinleşmesine de yol açabilir. Ayrıca böyle bir durum zor insandan etkilenen diğer kişilerde olumsuz ruh durumu ve düşük motivasyona da neden olabilir. Çoğu zaman hiçbir şey yapmamak, zor insana karşı iyi bir çözüm olarak önerilemez.
Kimi zaman çözüm, zor insanla aynı mekânda bulunmamaktır. Özellikle bir çözüm gerekmeyen durumlarda yararlı olabilir. Zor insanlar aynı ortamda bulunulan kimi zamanlarda tartışmayı ya da görüşmeyi sürdürmek daha fazla gerilmenize neden olabilir. İşleri çok daha olumsuz bir noktaya götürecek sözler söyleyebilir veya davranışta bulunabilirsiniz. Bu durumda o mekânı terk etmek –en azından daha sakin kafayla karar verebileceğiniz bir zamana kadar– daha yararlı olabilir.
Olumsuz giden bir etkileşimin zor insan tarafını değiştiremiyorsanız, bu durumda kendi algı tarzınızı değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Bu amaçla onu dinleme, algılama ve anlama modelinizi değiştirmek ona farklı bir açıdan bakmanızı sağlayabilir. Yeni bakış yeni sizin için davranış biçimine ve çözümlere ışık tutabilir. Böylece aynı tepkisel davranışta ısrar ederek gerginliğinizin sizi at gözlüklü tek yönlülüğe sürüklemesine izin vermemiş olursunuz.
Zor insanın; düşünsel, duygusal veya bedensel olarak sıkıntı yaratmasının temelinde geçmişteki hatalı tutum ve davranışlarımızın olması muhtemeldir. Bu nedenle alınacak etkili önlemlerden birisi ona karşı davranış biçimimizi değiştirmektir. Sizin yaratacağınız değişim, zor insanı da etkileyecektir. En azında tekrar eski konumunu edinmesi için yeniden düşünmesi gerekecektir. Bu da size etkileşimi yeniden konumlandırma fırsatı verebilir.
Sonuç olarak; problemsiz bir dünya yok. Sorunlar kimi zaman karşımıza zor insanlar olarak çıkar. Böyle bir durumda en etkili mücadele aracımız aklımızdır. Kendinizi yetersiz bulduğunuzda, kıyaslama ve yeniden düşünme imkânları yaratması açısından bilgili ve deneyimli bulduğunuz insanlardan görüşme ve danışma desteği isteyebilirsiniz.