Girişimcilere Başka Notlar
Gürcan Banger
Bir işletmede yapılan işleri, yerine getirilen fonksiyonları hatırlayalım. Tedarik, ürün veya hizmet üretimi, personel yönetimi, pazarlama, satış, muhasebe ve destek hizmetleri ile başlayan uzun bir liste oluşturabiliriz. Saydıklarımız bile bir işletmeyi yürütmenin hiç de kolay bir sorumluluk olmadığını göstermeye yeter.
Bir girişimci bu işlerin bazılarını başka kişi veya kuruluşların katkısını yaparak yapsa dahi her biri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Sayılanların yanında işletmenin yer aldığı sektöre ilişkin bilgi ve deneyim gerekir. Keza sektörel değişimlerin izlenmesi ve işletmenin bu değişimlere uyarlanması bir başka zorunluluktur.
Yukarıdaki kısa açıklamadan da anlaşılacağı gibi bir girişim, heyecan ve motivasyondan ayrı olarak iş ve sektör hakkında ciddi düzeyde bilgi ve deneyim gerektirir. Bu açıdan herhangi bir girişime soyunmadan önce sağlam biçimde girişimcilik ve iş kültürü bilgisi ile donanmak uygun olur. Özellikle küçükler olmak üzere başarısızlığa uğrayan işletmelerin hikâyelerini incelediğimizde girişimcilik ve iş kültürü eksikliğinin buna etki eden faktörlerin başında yer aldığını görürüz. Bu açıdan bakarsak; örneğin KOSGEB’in girişimcilere yönelik destek programının, verdiği hibenin çok ötesinde yararlara sahip olduğunu kavrarız. Yeni bir girişim çabası içinde bulunan kişilere KOSGEB’in bu destek programını inceleyerek yola çıkmalarını öneririm.
Parayı Yönetmek
Bir ekonomik iş, yapılanın karşılığından bir gelir elde etmek üzere gerçekleştirilir. Bir ekonomik girişimde bulunurken yatırım sermayesi ve işletme sermayesi olarak iki tür finansal kaynağa ihtiyacımız olur. Bunları, ihtiyaca uygun biçimde tedarik etmeyen, nasıl sağlayacağını planlamayan ve planını bir bütçeye bağlamayan bir işletmenin orta ve uzun vadede başarılı olmasını beklemek hayal olur.
Ama konu, yukarıda özetlediğimden ibaret değil. Gerçek uğraş, işletmenin motorunu çalıştırdıktan sonra başlıyor. Hammadde, yardımcı malzeme, işgücü, enerji ve cari giderler gibi girdilerin temini için kaynak bulunması gerekiyor. Bu kaynak yapılan satışlara bağlı tahsilâtlardan elde edilecek. Bir başka deyişle alacakların zamanında toplanması ve ödemelerin zamanında yapılması gerekiyor. Ödeme yapacağımız gün elimizde mali kaynak olmalı ki, ödemeyi gerçekleştirebilelim. Bu sürece nakit yönetimi adını veriyoruz.
Pek çok (özellikle küçük) işletmenin nakit yönetimi konusunda başarısız olduğunu görüyoruz. Nakit sıkışıklığı oluştuğu durumlarda alınan borçlar ise (faiz yükünün eklenmesi ile) işletmenin maliyetlerini artırırken kârlılığını da düşürüyor. Özetle; nakit yönetimi bir işletmenin başarılı olup olamayacağı konusunda önemli göstergelerden birisidir. Yeni girişimcilerin kendi gelecekleri açısından bu konu hakkında bilgili ve özenli olmaları kaçınılmaz önemdedir.
Satış ve Pazarlama
Kısaca ve özetle hatırlatayım. Satış, işyerindeki müşteriyi almaya ikna etmektir. Pazarlama ise gelecekte işyerinde olacak müşteriye satış yapmaktır. Bir işletmenin en önemli varlığı mevcut ve gelecekteki müşterileridir. Onlar olmazsa işletmenin ne ürettiğinin bir anlamı ve değeri olmaz.
Bu gerçeğe rağmen işletmelerde üzerinde en az kaynak harcanan ve ilgi gösterilen iki fonksiyon satış ve pazarlamadır. İnsanlar doğuştan satıcı olarak doğmazlar. Bu konuda eğitim almaları ve deneyim edinmeleri gerekir. Dolayısıyla satış personelinin geliştirilmesi yüksek önemdedir. Diğer yandan pazarlama işletmenin geleceğini inşa etme çalışmasıdır. Geleceği için çaba ve kaynak sarf etmeyen bir işletme ne yazık ki o geleceği göremeyecektir.