Hayaller Üzerine Aforizmalar
Gürcan Banger
BİR: Hasret çok uzaklardaki bir yıldızın adıdır. Onun ışığı bize yarından umutlu olmak için yaşam sevinci verir. Onu ancak gönül gözümüz içe döndüğünde görürüz. Kimi bulutlu, karanlık gecelerde görünmez olur. Ama biliriz ki oradadır. O an bilemesek bile, biz var olmayı başardığımız sürece bir sonraki zamanda ışığı bize geri dönecektir.
İKİ: Yaşamın güzel günlerinde neşeli ve umutlu olmak kolaydır. Önemli olan zor zamanlarda, kardan ve tipiden gözün gözü görmediği anlarda yaşam sevincini canlı tutabilmek ve umut ışığını yakabilmektir. Bu ışığı içinde yakabilenler değil midir; ağır koşullar da bile dışını aydınlatabilenler?
ÜÇ: Bireysel özgürlükle dengelenmiş duygusal bağlılık, sevginin en ilginç paradokslarından birisidir. Böyle bir gerçek ilişkide taraflar, hem bağlı hem de özgür olurlar. İlişki, doğası gereği gelişen sevecenlik yanında açıklık ve içtenlikle donandığında… İşte o zaman uzun kar günlerinden çıkılır, sevginin güneşine doğru yol alınmaya başlanır. Karanlıklar arasında Hasret isimli yıldızın ışığının çıtırtıları gelir.
DÖRT: Sosyal yaşam, bizi hayalci olmaktan uzaklaştırıp sıradanlıklar, alışkanlıklar ve korkulara yöneltiyor. ‘Çılgın’ ve farklı olmaktansa ‘akıllı’ ve aynı olmamız öğretiliyor. Hâlbuki yaratıcılığın temel unsurların birisi olan esnek hayal gücü alışılmamış ve denenmemiş olanın düşünülmesi ile yaşam buluyor.
BEŞ: Esnek hayalcilik yerine ‘kalıba dökülmüş akılcılığı’ seçmenin yollarından birisi biteviye referanslara başvurmak ve onlara bağlı kalmayı seçmektir. Bu bakış açısı, sürekli olarak başkalarının ne dediği ya da diyeceği, kabul edilmiş kuralların neler olduğu, kitapta ne yazdığı veya ‘ustaların’ nasıl davrandığı ile ilgilenir. Kendisi ve özgün olmayı içine sindirmez; farklılaşma cesaretini gösteremez. Referansa aşırı bağlılık ve bağnazlık yaratıcı düşüncenin önündeki en ‘seçkin’ engeller arasında yer alır.
ALTI: İnsanlar türlü türlüdür. Kimisi geçmişte yaşar. Bugünün keyfini çıkaranlar vardır. Bana sorarsanız; heyecanlı olan, gelecektir. Gelecek ise vizyon demektir. Vizyon; geniş görüş, ileri görüş anlamına gelir. Vizyon, geleceğin tasarımı hayalidir. Vizyon, bakılan ufuk çizgisidir. Çöldeki kum tanesinin, doğa koşullarına uyarak akıp giden suyun vizyonu olmaz. Ama bir taş parçası gibi güneşin, rüzgârın ve yağmurun esiri olmak istemeyen insanın bir vizyonu olması gerekir. İnsan, gelecek hayali ile yaşar. Gelecek hayali olmayan kişi, kurumakta olan bitki gibidir.
YEDİ: Yaşamı hayaller renklendirir. Büyük hayalleri olmayanların, siyah-beyaz bir dünyada yaşadıklarını düşünebiliriz. Öyle ki; siyahı ve beyazı yaratan ışığın, hayalsiz bir yaşamdan çekilmesi an meselesidir. Hayalin ve geleceğin kulağı vardır, desek yanlış olmaz. İnsan yaşamında sinerjiyi yaratan büyük hayallerdir. Ama bu hayaller dev bir uçan balon olup insanın ayaklarını yerden kesmemelidir.
SEKİZ: Hayal kurmak, bir tür gönül sarhoşluğudur. Hayal kurmanın da tembellik gibi insanı sarıcı, alıp götüren bir yanı vardır. Eğer hayalin sınırlarını biraz fazlaca genişletirseniz, sizi bir anlamsız ve verimsiz dünyanın eşiğine götüreceğinden emin olabilirsiniz. Hayal kurmak, alışkanlık yapan yönüyle dönüşü olmayan yol gibidir. Diğer yandan; eğer hayal kurmayı, bir motivasyon ve yaratıcılık unsuru olarak kullanabilirsiniz bu kez de sizi göklere çıkaracak, canınıza can katacaktır.
DOKUZ: Hayal kurmak ciddi bir iştir. İnsanın hayalleri olması, onu başkalarından ayırt eder. Hayallerini gerçekleştirmek için çaba harcayan kişiye saygı duymak gerekir. Tom Sawyer ile Huckleberry Finn’in ünlü yazarı Mark Twain “Arzularını, heveslerini küçümseyen insanlardan uzak dur. Küçük insanlar, her zaman yapar bunu; ama sen de büyük olabileceğini düşünerek rahatla” diyor. İnsanın büyüklüğü; hayallerinin büyüklüğü, çeşitliliği ve zenginliği ile yakından ilintili…