İlişkiler

İlişkiler

Gürcan Banger

Ruhen kendinizi yalnız hissedebilirsiniz; ama pek çoğumuzun, roman kahramanı Robinson Crusoe gibi ıssız bir adada yalnız yaşamadığı da bir başka gerçek. Çevrenizde insanlar var. Eşiniz, aile bireyleriniz veya arkadaşlarınızla bir yaşamın dilimlerini paylaşıyorsunuz. Her gün selamlaştığınız veya alışveriş yaptığınız esnaftan müşterilerinize ve iş arkadaşlarınıza kadar yaşamınızda şu veya bu biçimde yer alan çok sayıda insan mevcut. Zaman, insanın en değerli kaynaklarının başında geldiğine göre, bunu tüketmek üzere paylaştığımız insanlarla ilişkilerimiz üzerinde düşünmek önemli olmalı.

Yukarıda saydığım insanlarla (derinliği, yoğunluğu ve içeriği açısından) ne tür bir ilişki kurabileceğinize ancak siz karar verebilirsiniz. İlişkinin özelliklerini, hiç kuşkusuz ona verdiğiniz önem ve değer ortaya koyacaktır. İlişkiye verdiğiniz anlam, sizin kadar karşı taraf için de ayırt edicidir. Karşınızdaki insan, sizin yaklaşımınıza bakarak paylaşımın ufku açısından bazı değer yargılarına sahip olacaktır. Dolayısıyla kendimizle ilgili (kendi ilişiklerimiz hakkında) bir karar verirken, başka insanların karar ve yargılarını da etkiliyoruz. Ama zaman size ait olduğu için, önce sizin zamanınızı nasıl değerlendireceğiniz konusunda kararlı olmanız gerekir.

Değeri zamanla ölçülemeyecek ilişkileriniz olabilir. Ama buna karşılık yaşamınızı sürdürmenizi sağlayan zorunluluklarınız da var. Örneğin işinize, öğrenciyseniz okulunuza zaman ayırmalısınız. Bedensel ve zihinsel dinlenme için zaman öncelikleriniz olmalıdır. Zorunlu ve öncelikli zaman kullanımını belirledikten sonra, hiç kuşkusuz kalan zaman kaynağını da hovardaca harcama eğiliminde olmamalısınız.

Bir insanın zaman kullanımı açısında katı programlarla robot haline dönüşmesi hoş bir şey değil. Özellikle katı kuralcı zaman kullanımının yaratıcılığı azalttığını ve yaşamdan tat almayı zorlaştırdığını düşünülürse, esnek zaman kullanımı cazip gelir. Ama zaman önemlidir. Biriktirilmesi, geri kazanılması veya yeniden kullanılması mümkün değildir. Bu nedenle zamanınızın kullanımında istismara açık olmamalısınız.

Bazı gıdaların tadını sevmeyebiliriz. Ama içerdiği yararlı unsurlar (veya bize katkıları nedeniyle) yemeyi tercih ederiz. Lezzetini beğendiğimiz besinler içinde fazla miktarda kullanıldığında zarar verenler olabilir; bunlar konusunda denetimli olmalıyız. Zehirli mantarlar veya bozuk maddeler gibi kimi gıdalar vardır ki, bunlardan kesinlikle uzak durmamız gerekir.

İnsanların ilişkileri de gıdalara benzer. Bazı kişilerin bize olumlu katkı ve destekleri vardır. En azından; iyi yolda olmamız ve kendimizi doğru biçimde geliştirmemiz için bizi teşvik ederler. Bazıları sadece kendi çıkarları için adeta zamanımızı çalarlar. Bilinçli ya da bilinçsiz tehlikeli yollara girmemizi veya bizi darboğazlara sokabilecek riskler yüklenmemizi isteyenler de olur. Bu nedenle ilişkilerimizi sınıflandırmak, kaçınılmaz olarak ele almamız gereken bir konudur. Böyle davranmadığımız zaman geri dönülmez kayıplarla karşılaşmamız muhtemeldir.

İnsanlara nasıl davranmanız gerektiğini veya kime hangi nedenle ne kadar zaman ayırmanızın doğru olduğunu belirten bir reçete vermeyeceğim. Ama bir düşünme pratiği oluşturmanız açısından bir alıştırma önerebilirim.

Örneğin günlük yaşamınızda yer alan insanların size olumlu katkı ve destekleri açısından bir liste yapabilirsiniz. Size katkısı olan kişilerin nasıl olumlu etkilediklerini düşünebilir ve bu katkılarla ilgili notlar alabilirsiniz. Aynı çalışmayı sizi olumsuz etkileyen, yaşamınıza olumsuz katkılar yapan kişiler için de geliştirebilirsiniz. Her iki alıştırma da zamanınızı nasıl paylaştırmanızın daha yararlı ve başarılı olacağı konusunda size ipuçları verecektir.

Bir noktayı unutmamalısınız. İlişkinin iki ucu vardır. Bir yanında siz dururken, diğer yanında sizinle aynı hak ve özgürlüklere sahip bir başka insanın olduğunu unutmamalısınız. Siz değer verdiğiniz insanla daha fazla zaman geçirmeyi isterken, bu konu da onun ne düşündüğü ve hissettiği de önemlidir.

Bir özdeyişle bitireyim. Küçük Prens isimli romanı ile tanıdığımız Fransız havacısı ve yazarı Antoine de Saint-Exupery şöyle der: “Ona ayırdığın zamandır senin gülünü değerli yapan.”

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Duygusallık, İlişki, Yalnızlık kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir