İşletmenin Ar-Ge Birimi

İşletmenin Ar-Ge Birimi

Gürcan Banger

Bilimsel ve teknolojik bilginin miktar ve çeşitlilik olarak hızla arttığı bir çağda yaşıyoruz. Bu durum, işletmelere doğrudan etki yapıyor. Sertleşen rekabet şartlarını da dikkate alarak işletmeler; çalışma biçimlerini, örgütsel yapılarını ve insan kaynaklarını değişen yeni duruma uyarlamak için önlemler almak zorundalar. Diğer yandan pazar yapısı ve müşteri profili de geçmişe oranla çok daha dinamik hale geldi. Bu bağlamda ürün yaşam süresi kısaldı. Neredeyse hiçbir ürün uzun ömürlü olmuyor. Bu yeni şartlar altında işletmenin elindeki enstrümanlar arasında farklılaşma (inovasyon) ve maliyet düşürme öne çıkıyor. Her iki enstrümanı iyi kullanmanın yolu bilgiye sahip ve hâkim olmaktan, ama öncelikle bilgiyi üretmekten geçiyor. İşletmenin ar-ge (araştırma ve geliştirme) birimi bu amacı yerine getirmede kullanılabilecek çağdaş araçlardan birisidir.

Ar-ge neden gereklidir? Müşterilerin problemlerini çözmek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek için yeni teknolojilerin ve uygulamaların geliştirilmesi, işletmede araştırma ve geliştirme (ar-ge) fonksiyonunun üstendiği bir görevdir. İşletmenin çekirdek yetenek niteliği taşıyan teknolojik birikim ve deneyimi, büyük ölçüde ar-ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkar.

Ar-Ge Birimi
İşletmenin ar-ge birimi, bilimsel ve teknolojik bilgi birikimini sağlamak amacıyla yürütülen faaliyetler ile bunlardan elde edilen sonuçların yeni ürün geliştirme ve üretim süreçlerinde kullanılması için yöntem, teknik, araç veya süreç geliştirilen bölümdür. Araştırma ve geliştirme (ar-ge); çeşitli misyona sahip olabilen işletmelerde yeni ürün, hizmet veya süreçlerin oluşturulmasına yönelik olarak yapılan yaratıcı ve sistemli çalışmalardır. Bu konudaki önemli tanımlardan birisi “Frascati Kılavuzu” ismi verilen ve kısa adı OECD olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından yayınlanmıştır: “Araştırma ve deneysel geliştirme (Ar-Ge); insan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır. Ar-ge terimi üç faaliyeti kapsar: Temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme.” Ar-ge kavramını başka sözcüklerle de tanımlayabiliriz. Ar-ge; bilim ve teknolojisinin gelişimini hedefleyecek biçimde yeni bilgileri oluşturmak veya mevcut bilgi birikimi ile yeni malzeme, ürün, hizmet, süreç ve araçlar geliştirmek üzere yapılan düzenli çalışmalardır. Ar-ge; inovasyona veya bilimsel – teknolojik bilgi üretilmesine yönelik organize edilmiş faaliyetlerdir.

Temel araştırma; ticari bir amaç gütmekten daha çok, bilim ve teknolojide yeni bilgileri üretmeyi ve bilimin mevcut sınırlarını genişletmeyi hedef alan faaliyetlerdir. Bu kapsamda görev yapan araştırmacının amacı; doğrudan ticari ürün, hizmet veya sürece dönüşecek bir sonuca ulaşmak yerine araştırmaya esas olan konuda yeni bilgilerin üretilmesini sağlamaya yöneliktir. Bu bağlamdaki araştırma konu ve faaliyetleri bir sanayi veya ticari işletmenin vizyon, misyon, amaç ve sınırlarını aşar. Bu nedenle büyük sanayi şirketleri dışında işletme bazında temel araştırma türünde ar-ge faaliyetleri gözlenen bir durum değildir.

Bir diğer ar-ge türü olan uygulamalı araştırma; mevcut bilimsel ve bilgilerden yararlanarak –belki sınırlı ölçüde yeni bilgilerin üretilmesiyle– bazı seçilmiş problemlerin çözülmesine veya saptanan ihtiyaçları tatmin edecek çözümler üretilmesine yöneliktir. Uygulamalı araştırma; sonuç olarak ticari bir ürün, hizmet veya sürece dönüşmeyi hedefler. Bu nedenle sınai veya ticari bir amaca yönelik olarak gerçekleştirilen bilimsel ve teknolojik faaliyetler olarak tanımlanabilir. Uygulamalı araştırma; sınai ve ticari işletmelerin ölçeğine ve şartlarına uygun bir araştırma yaklaşımıdır. İşletmelerin kendi bünyelerinde uygulamalı araştırmaya yönelmelerinin ana amacı; yeni ürün, hizmet ve süreçler geliştirmek, mevcut olanları iyileştirmek, maliyet iyileştirmesi sağlamak, sonuç olarak işletme kârlılığını geliştirmek ve pazarda rekabet avantajları elde etmektir.

Ar-ge’nin geliştirme bileşeni faaliyetleri genel olarak işletmeleri yakından ilgilendiren bir alandır. Bir işletmenin geliştirme faaliyetleri; araştırmalarda ortaya çıkan sonuçların yeni yararlı malzeme, ürün, hizmet, süreç, araç, sistem ve üretim yöntemlerin oluşturulması veya mevcut olanların iyileştirilmesi amacıyla kullanılmasına yöneliktir. Geliştirme aşaması adeta araştırma ile üretim safhaları arasında bir köprü gibidir. Temel ve uygulamalı araştırma çalışmalarında elde edilen sonuçlardan üretime yönelik yarar elde edilmesi amaçlanır.

Uygulamalı araştırma ve geliştirme çıktıları genelde fikri mülkiyet hakkı doğuracak sonuçlar doğurur. Sanayide kullanılabilirliği olan söz konusu fikri mülkiyet hakkı çeşitli yasal düzenlemelerle (örneğin patent ve faydalı model ile) koruma altına alınır. Patent; buluş sahibinin buluşa konu olan ‘ürünü’ belli zaman dilimi içinde, kullanma, satma veya ithal etme hakkıdır. Makineler, araçlar, cihazlar, kimyasal bileşikler, süreçler ve üretim yöntemleri patent koruması altında yer alabilir.

Ar-Ge Birimi Faaliyetleri
Yaşadığımız çağın en önemli özelliklerinden birisi, hem üretici hem de tüketicinin yarattığı etkilerle ürünlerin yaşam süresinin kısalmasıdır. Bu durun, işletmelerin başta stratejik olmak üzere tüm planlama düzeylerine yansıyor. Mevcut şartlarda –örneğin bilimin ve teknolojilerin hızlı gelişimi nedeniyle– beş yıldan daha uzun süre için gelecek planlaması yapmak mümkün olamıyor. Ar-ge planları da kurumsal stratejik planlamanın alt başlığı olduğuna göre uzak ve yakın ekosistemdeki hızlı ve kapsamlı değişim dikkate alınmak zorundadır.

Ar-ge; işletmenin stratejik değerdeki fonksiyonlarından birisidir. Bu nedenle üst yönetim görevleri arasında yer alır. İlgili yönetim kademesi işletmenin ihtiyaçlarına ve vizyonuna uygun biçimde –ar-ge biriminin de katkılarıyla– ar-ge programlarını tasarlamalı, araştırma alan ve konularını belirlemeli, ar-ge birimi için görev tanımları ile hedefleri ortaya koymalıdır. Ar-ge fonksiyonu sürekliliği olan faaliyetler olmakla birlikte genelde proje temelli olarak işler.

Gerek ar-ge gerekse ür-ge süreçleri doğaları gereği katılımcı faaliyetlerden oluşur. Bu nedenle öncelikle yönetim kademesi ile ar-ge birimi arasında doğru iletişim –hatta etkileşim– modelinin kurulması gerekir. Yönetim ve ar-ge birimi arasında kopukluk ve iletişimsizlik olması durumunda bu fonksiyondan beklenen sonuç elde edilemez; örneklerinin sıkça görüldüğü biçimde kaynaklar verimsiz biçimde tüketilmiş olur.

Ar-ge biriminin faaliyetlerinde sonuç alıcı bir şekilde ilerlemesi için –daha sonra projeler halinde düzenlenecek– bir ar-ge planına ihtiyaç duyulur. Böyle bir planın amaç ve hedefleri işletmenin stratejik amaç ve hedefleri ile uyumlu olmak zorundadır. Proje düzenlemelerinin işletmenin kapasitesi ile mevcut veya belirlenen sürede erişilebilir ek kaynakları ile uyumlu olması gerekir. İşletme açısından bakıldığında; beklenen sonuç, ar-ge bulgularının makul süre içinde iyileştirilmiş veya yeni ürün, hizmet ya da sürece dönüşmesidir. Bu da ar-ge’den ür-ge’ye ve üretime eklemlenecek kapsamlı planlama ve örgütlenme anlamına gelir. Ar-ge projeleri öyle düzenlenip sıralanacaktır ki; bunlar üretim aşamasına kadar süren dengeli bir bütünsel program oluşturacaktır.

Burada bazı konuların altını çizmemiz gerekir. İşletmenin stratejik amacı pazarda kalıcı, rekabet üstünlüklerine sahip ve sürdürülebilir olmaktır. Bu amaçla kaynaklarını etkili ve verimli kullanarak kâr etmek zorundadır. Dolayısıyla ar-ge birimi de meşruiyetini bu hedefi katkı koymaktan alır. Ar-ge biriminin genel amacı kârlılığı olumlu yönde geliştirmektir. Bu nedenle ar-ge biriminin faaliyetleri işletmenin finansal, örgütsel ve pazarlama faaliyetleri ile uyumlu olmalı; etkinlikler karşılıklı olarak birbirini desteklemelidir.

İşletmede ileriye yönelik olarak alınan –çoğu zaman yatırım yapmak veya kaynak tüketmek gerektiren– kararlar gibi ar-ge projeleri de risk içerir. Ne denli planlama ve hazırlık yapılırsa yapılsın beklenen sonucu vermeyen ar-ge projeleri olacaktır. Bu ar-ge’nin doğasında olan bir özelliktir. İşletme tarafından her şeyin yolunda gittiğini varsaysak bile pazar yapısından, müşterilerden veya tedarik sisteminden ya da teknolojiden kaynaklanan belirsizlikler, riskler ve problemler olabilir. Ar-ge çalışmalarının sonuca ulaşma açısından belirsizlikler ve riskler içermesi ar-ge faaliyetlerinden uzak durulacağı veya işletmenin ar-ge biriminin bir israf merkezi olduğu anlamına gelmez. Ar-ge, bir işletme için farklılaşma, sürdürülebilirlik ve kârlılık kaynaklarından birisidir. Bu nedenle yapılması gereken ar-ge faaliyetlerinden ve projelerinden elde edilecek kazanç ile risk arasındaki doğru dengeyi bulmak gerekir. Bu amaçla –örneğin proje değerlendirme ve seçiminde yararlanılan karar ağacı gibi– farklı teknik ve araçlar kullanılır.

Geliştirme Olarak Ar-Ge
Ar-ge olgusu; temel araştırma, uygulamalı araştırma ve geliştirme olarak üç farklı, ama ilintili bileşenden oluşturur. İşletmeler –ölçeklerine bağlı olarak değişebilse de– genel olarak hızla pazarlanabilir ürüne ve hizmete dönüşmeyi yönelik uygulamalı araştırma ve geliştirme bileşenlerine odaklanmayı tercih ederler. Bir işletmede geliştirme faaliyetleri; işletme içinde veya dışında elde edilmiş olan temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarının her tür yararlı hammadde, malzeme, ürün, süreç, sistem veya üretim yöntemlerini ortaya çıkarmayı veya mevcutları iyileştirmeyi hedefler.

Ürün yaşam süresinin giderek kısaldığını biliyoruz. Bunda yeni tasarım ve üretim teknolojilerinin geliştirilmesi kadar pazarın yapısı ile müşterinin profilinin ve beklentilerinin değişiminin etkisi var. Dolayısıyla bir işletmenin pazarda rekabetçi ve sürdürülebilir olabilmesi için bir yandan rakipleri diğer yandan müşteriler karşısında dinamik, esnek, hızlı ve çevik olması gerekir. Bu bağlamda işletmelerin yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet ve süreç geliştirmeyi kendi yapılarının ve işleyişlerinin ayrılmaz bir parçası haline getirmeleri beklenir.

Yeni ürün geliştirme; üretim süreçleri açısından işletmede kullanılmayan kapasiteden yararlanmak, ürün imalatında standardizasyonu sağlamak ve toplamda iş akışını dengeye getirmek benzeri neden ve faaliyetlerle oluşmaktadır. Geliştirmenin bir diğer boyutu ise üründe müşteri tarafından tercih edileceği öngörülen önemli iyileştirmeler, hammaddede, malzemede veya ürüne katılan diğer unsurlarda yapılan değişiklikler olarak ortaya çıkar. Ürüne yeni kullanım imkânları ve kolaylıkları eklenmesi sıkça görülen örneklerdendir. Masaüstü telefon cihazlarından bir bilgisayar niteliğine sahip akıllı telefonlarına kadar geçen süreç, gerek yeni ürün geliştirme gerekse iyileştirme açısından ar-ge’nin geliştirme bileşeninin hangi düzeylere ulaşabileceği konusunda güzel bir örnek olmuştur. Geliştirmenin başka boyutlarını görmek için endüstriyel tasarımın ve sınai üretimin geçirdiği aşamaları yakından izlemek gerekir.

Bir işletmenin kalıcı, sürdürülebilir ve rekabetçi olabilmesi için başarması gereken bazı hedeflerden söz edebiliriz. Örneğin kaliteden taviz vermeden maliyet düşürme, Pazar ve maliyet şartlarını dikkate alarak kalitenin yükseltilmesi ve üründen sürece kadar çok boyutlu farklılaşma (inovasyon) ilk elde sayabileceklerimiz arasındadır. Bu bağlamdaki faaliyetlerin önemli bir kısmı işletmenin ar-ge biriminin amaç ve görevleri arasındadır. Ar-ge biriminin görev alanı içinde sadece ürün ve hizmet geliştirme olmayıp süreç yenileştirme, –Endüstri 4.0 Çağı’nı yakından ilgilendiren– bilişim ve iletişim teknolojileri altyapısının iyileştirilmesi, kaynak kullanım etkililiği ve verimliliği artırıcı önlemler geliştirilmesi ile kalitenin yükseltilmesi gibi çeşitli konular yer alır.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Ar-Ge, İşletme, Sanayi - Endüstri, Teknoloji, Üretim / İmalat kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir