Kamusal Alan Gazeteciliği

Kamusal Alan Gazeteciliği

Kamusal Alan Gazeteciliği

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle

Kamusal alan, yurttaşların özgürce kamusal konu ve sorunları tartıştıkları ve kamuoyunu biçimlendirdikleri alandır. Bir fiziksel mekân olması gerekmez. Günümüzün bilişim - iletişim dünyasında medya veya İnternet gibi olanaklar da kamusal alan yaratmak için uygun fırsatlar veriyor.

Günümüzün bilişim, iletişim ve İnternet gibi teknolojileri, sosyal medya ile birlikte kameralı ve İnternet’e bağlı bir cep telefonu olan herkesi bir muhabire dönüştürüyor. Bu durumda yurttaş gazeteciliği adı verilen bir ‘bulutun’ oluşmasını sağlıyor.

Yurttaş Gazeteciliği

Yurttaş gazeteciliği, halkın sorunları ve ihtiyaçları yöünde kamusal sorulara cevap ararken, bir kamusal yaşamın varlığını sorgular. Bir kamusal alan yoksa oluşumunu, varsa sürdürülebilirliğini destekler. İnsanların kendilerini de ilgilendiren konularda kamusal yaşama katılıp katılmadıklarını bulmaya çalışır. Sorunların ve çözüm yollarının toplumsal düzeyde, gerekli derinlikte tartışılıp tartışılmadığını ortaya koymayı amaçlar. Siyasetin toplum düzeyinde tartışmaya ve sorgulamaya konu olup olmadığını araştırır. Siyasetin ilgi alanının, halkın gerçek ihtiyaçları ile çakışma durumunu, muhatabının bakış açısından sergilemeyi hedefler.

Kamusal Alan Gazeteciliği

Yurttaş gazeteciliği, kendisini yalnız bir karşıtlık ve muhalefet anlayışı üzerine kurgulamaz. Sadece karmaşa ve felaket haberlerine yönlenmez. İyi haberlerin, başarılı çözümlerin ve oluşabilen görüş birliklerinin de medya aracılığı ile topluma yansımasını amaçlar.

Bu tarz bir gazetecilik anlayışı, vatandaşı sıradan bir okur olmaktan çıkarıp aynı zamanda haberin yazarı yapmayı da hedefliyor. Bu süreçte vatandaş, gazete okurluğundan medya okur-yazarlığına terfi etmektedir. Bir başka söyleyişle; yurttaş gazeteciliği ile birey, kendisine sadece tek yönlü haber ve yorum iletilen olmaktan kurtularak, medyanın gerçek anlamda bir iletişim ortamına dönüşmesini sağlıyor. Bireylerin medya konusunda bilinçlenmesi ve örneğin gazete ile TV ve radyo kanallarına eleştirel yaklaşmayı başarabilmesi, medyanın halk tarafından denetimi konusunda çok önemli bir adımdır.

Kapitalizm, Kâr ve Medya

Yaşadığımız çağda gazeteden radyo yayınlarına, televizyon kanallarından İnternet ortamına kadar medyanın en belirgin özelliği, büyük ölçüde kâr güdümlü bir yapıya dönüşmüş olmasıdır. Medyanın kamusal görevlerini yerine getirmede öncelikli davranmaması, halkın gözünde meşruiyet ve güven kaybına neden oldu. Bu nedenle; yapılan kamuoyu anketlerinde halkın, medyayı en az güvenilen kurumlar arasında görmesi hiç şaşırtıcı değildir. Yurttaşlar kendilerini yanıltılma potansiyeline sahip haber tüketicileri olarak gören medyayı, artık inanılır ve güvenilir bulmuyor. Yurttaş gazeteciliği olarak andığımız kamusal gazetecilik kavramının doğuşunun nedenlerinden birisi, medyada gözlenen ciddi düzeydeki meşruiyet ve güven kaybıdır. Mevcut ticari medyanın bu olgudan dersler çıkarması gerekiyor.

Yurttaş Gazeteciliği

Kapitalizmin küreselliğe terfi ettiği bu çağda sistemin önemli bir diğer niteliği, mal ve hizmetlerin yeniden üretmenin yanında sürekli olarak yeni ihtiyaçlar üretme isteğidir. Mevcut ekonomik sistem için ar-ge ve inovasyonu anlamlı kılan güdülerden birisi, bu özelliğe bağlı olarak yeni kâr kaynak ve modelleri geliştirebilmektir. Yeni ihtiyaç üretimi ve halkın bu ihtiyacın tatmini yönünde ikna edilmesi sürecinin önemli aktörleri arasında medya ilk sıralarda yer alır. İnsanları tüketim dünyasına yönlendirme görevini üstlenmiş olan magazin ve spor gazeteciliği, bu kâr güdümlü sürecin en etkili işlediği alanlara ‘en güzel’ örnekleri arasındadır.

Haber ve bilgi kaynakları konusunda bir uyarıyı tekrar etmekte yarar var. Enformasyon kaynağı olan her unsur, aynı zamanda bir dezenformasyon (yanlış veya kötü niyetli bilgi) ve manipülasyon (yanıltarak yönlendirme) kaynağı olarak da görev yapabilir. Bu nedenle medyanın, olumsuz etkilerine açık olan halk tarafından denetlenmesi, bu çağın öncelikli hedefleri arasında yer almak zorunda. Geçmişte bilgi azdı ve iletim sorunları yaşanıyordu. Bugün ise sorun, aşırı boyutlara varmış olan ve hızla artan bilgi yığını içinde doğru, kaliteli ve güvenilir olanı ayıklayıp özümseyebilmek gibi görünüyor.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor. Son yayınları: "Endüstri 4.0 ve Akıllı İşletme", Dorlion Yayınları, Eylül 2016; "Endüstri 4.0 Ekstra", Dorlion Yayınları, Mayıs 2017.
Bu yazı Gazete, Medya / Basın kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın