Kolaycı Seçimlerimiz ve Yaşam

Kolaycı Seçimlerimiz ve Yaşam

Gürcan Banger

Çoğu zaman kolaycılık ve hız talebi, insani yaşamın özünün önüne geçiyor. Rasyonel davranmak adına daha çok seçeneği –adına akıllı seçim yapmak desek de– daha kısa sürede eleme çabası değil mi? Bazen bir a ya da b ya da c cevabı için çok değerli bir kaynağı yaşamın çöplüğüne atıveriyoruz. Sevmeyi de aceleye getiriyoruz. Dar zamanlarda sevginin büyüsünü yakalamaya çalışıyoruz. O da çoğu zaman ‘bizim sevgimiz’ yerine ‘benim sevilmem’ gereken ‘benim ilişkim’ haline dönüşüyor. Bir ilişkinin iki yönlü karşılıklılık olduğunu unutup kendi başımıza, tek kişilik bir ilişki yaşamaya çalışıyoruz. Sadece bir duygusal konuda değil, ‘bağımsızlık’ adını verdiğimiz kendi başınalığımız, neredeyse yaşamımızın her noktasını işgal etmiş gibi… Bireysel bağımsızlık adına yapılan bu ilgisiz ve kayıtsız davranış modelinin bizi ‘cennete’ ya da ‘dünya nimetlerine’ götürmeyeceği yeterince açık değil mi? Yolun sonuna gelmeden fark edilmesinde yarar var.

İnsan ne istediğini bilmeli. Çünkü kararsız kaldığımızı veya seçimleri ertelediğimiz dönemlerde zamanı durdurmuş olmuyoruz. Zaman, kendi ruhuna uygun biçimde sorgusuz sualsiz akmaya devam ediyor. Kararın doğru zamanda alınması veya seçimin farkında olarak yapılması, yaşamsal zamanımızın akışının değiştirilmesi için elimizdeki en etkili araçtır. Karar verilmeli, seçim yapılmalı. Ama ne istediğini bilmek yetmez. Aynı zamanda onu neden istediğimizin de bilincinde olmalıyız. Bunu önce kendimize, sonra (gerek varsa) çevremize anlatabilmeliyiz. Sadece ‘istemek için istemek’ yeterli bir neden sayılmaz. Çünkü kişinin bir isteği konusunda nedenleri olması, onun bu hedefini yerine getirebilmesi için özendirici ve yönlendirici olur.

Yaşamı bir matematik problemi haline getirmenin her zaman iyi bir fikir olduğunu söyleyemem. Ama kişinin istekleri ve beklentileri konusunda veriler olmalı. Örneğin istekleri konusunda bir liste yapamayan kişi, bunları elde etmek için gerekli donanımı ve odaklanmayı da sağlayamaz. İsteklerimizi maddi beklentiler olarak anlamak, konunun önemini gözden kaçırmamıza neden olur. İstek ve beklenti listemizde; pekâlâ duygusal, manevî ve zihinsel konular da bulunabilir. Sevgi beklentisi veya huzur ihtiyacı, en az somut bir talep kadar önemlidir.

İsteklerimiz konusunda bir diğer önemli nokta, bunların öncelikleridir. Doğru önceliklendirme, ilk elde yaşamsal maddi ihtiyaçlarının sağlanmasını gerektirir. Beslenme, barınma ve yaşamsal varlığın sürdürülebilirliği gibi unsurların önüne başka isteklerin gelmesini beklemeyiz. Ama öyle istekler vardır ki; onların önceliklendirilmesi, bizim yaşama bakışımızla ilgilidir. Özetle; isteklerimiz ve bunların öncelikleri, ne olduğumuzun ve nereye gitmek istediğimizin ipuçlarıdır.

Yaşam, bir sürekliliktir. Yaşam şeklimiz, bir sürekliliği sağlamak zorundadır. Herhangi bir isteğimizin, kendi başına ve yaşamın bütünlüğünden kopuk olmaması gerekir. Eğer bir isteğimizi, yaşamımızın tümünden kopararak ele alırsak, elde ettiğimizde onu istemiş olmamızın da bir anlamı kalmaz. Elde edildiğinde anlamsız gibi görünmeye başlayan garip isteklerimizin altındaki neden, onun yaşamımızın sürekliliğinden kopuk oluşudur. Onu elde ettiğinizde ne beklediğinizi önceden sormalısınız.

İsteklerimiz konusunda düşünmenin yararlarından birisi, öncelikle kendimizi daha iyi tanımak olacaktır. Bir isteğin altındaki nedenlerin açığa çıkarılması, kişinin hangi faktörler altında yönlendirildiğini ortaya koyması açısından önemlidir. Kendisini iyi tanımayan kişi, değişim ve gelişim konusunda da sağlam adımlar atamaz.

Seçmek, bir başka bakış açısından seçmediklerini reddetmektir. Bu nedenle neyi istediğimiz kadar, neyi istemediğimizi de bilmeliyiz. Yaşam, karmaşık bir süreçtir. Kimi zaman seçtiklerimizi elde etmek için uğraşırız; kimi zaman ise istemediklerimizden uzak durmak için mücadele veririz. Bu nedenle isteklerimiz konusunda yaptığımız sorgulamayı, bizi etkilemeyen istemediklerimiz konusunda da yapabilmeliyiz.

Yaşamı zorlaştırmamalı. Anlamsız kurallarla yaşamı boğucu hale getirmemeli. Ama iyi bir yaşamın zorunlu kıldığı farkındalık ve bilincin de var olması gerektiğini unutmamalı. İsteklerimizin listelenmesi, gerekçelendirilmesi ve önceliklendirilmesi de bu bilincin bir parçası olarak ortaya çıkıyor.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı Kişisel gelişim, Seçim - Tercih, Yaşam kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir