Kurumsal Futbol
Gürcan Banger
Başta bir şehri temsil edenler olmak üzere futbol merkezli spor kulüpleri, gerçek anlamda gelir elde eden, kurumsal bir ekonomik işletme haline dönüşmedikçe mevcut durumlarıyla sürdürülebilir başarılı olamazlar. İyileştirme fırsatları ararken kabul edilmesi gereken durum budur. İkinci olarak; Anadolu şehirlerinin transfer odaklı bir futbol takımını sürdürülebilir ve kalıcı kılmaları mümkün değildir. Her yıl ödenen transfer ödemeleri ve diğer harcamalar bir yandan takımı tüketirken, diğer yandan da şehrin kaynaklarını dışarı akıtıyor. Hâlbuki bir şehrin ekonomisinin temel stratejisi, kent içinde üretileni dışarı satarak kente katma değer sağlıyor olmaktır. Dolayısıyla bir endüstri olarak kabul ettiğimiz futbol da şehre (dolayısıyla futbol kulübüne) dışarıdan kaynak sağlamak zorundadır. Eğer futbol yerel ve bölgesel kaynakların sadece dışarıya akmasına neden oluyorsa; bu durum ne ekonomiktir ne de kalıcı ve sürdürülebilirdir.
Futbol takımlarına gelir sağlamak için uygulanan pek çok yol var. Bunlar arasında değişik kaynaklı bağışları, yayın gelirlerini, isim hakkı ödemelerini, seyirci – bilet gelirleri ile benzerlerini sayabiliriz. Ama sıradan oyuncuların transferi için bile kapının 8-10 milyon avrodan açıldığı bir dönemde bir futbol takımını bu gelirlerle sürdürülebilir kılmak hiç kolay değildir. Futbolcu transfer ücretlerinin ve bağlı ödemelerin bu denli yükselmesi, futbol kulüplerinin oyuncu bulmalarında ciddi bir tehdittir. Ama bu tehdidin aynı zamanda bir fırsat yarattığını da unutmamak lazım… Eğer bir futbol takımı, toplumun genç nüfusu içinden altyapısı aracılığı ile yeni oyuncular yetiştirebiliyorsa, bu durum, pazardan alabileceği yeni paylar olabileceği anlamına gelir. Nitelikli futbolcu pazarına her yıl –veya iki yılda bir– asgari bir oyuncu sunabilen bir futbol takımı için karada – denizde ölüm olmaz.
Bir futbol takımının altyapısında hem kendi yararlı kullanımı hem de satıp gelir elde etmesi açılarından gerçekten nitelikli oyuncular yetiştirmesi hayal değildir. Ama bu tespitin bir gerçeğe dönüşmesi; önce futbol endüstrisinin gerçeklerinin –özellikle altyapı ve yetiştiricilik gerçeklerinin– kabulü ile başlar. Daha sonra endüstrinin gerektirdiği yatırımlar yapılmalıdır. Bu yatırımlar ise altyapı tesisleri, teknik donanım, gerçekten nitelikli çalıştırıcılar, sağlık uzmanları, araştırma kadrosu ve iyi malzeme demektir. Böyle bir yapılanmanın ise insan kaynağı olarak gerçek futbol yöneticilerinden altyapı araştırma ekibine, pazarlama kadrosundan finans uzmanlarına kadar sağlam biçimde oluşturulması gerekir. Bir futbol kulübü kendi oyuncularından teknik kadrosuna, hatta yöneticilerine kadar yetiştirebilme yetenekleri ile donanmış olmalıdır. Ne yazık ki, günümüzün futbol takımı yarı amatör ve yarı profesyonel biçimde, kurumsallıktan uzak bir anlayışla yönetilmemelidir.
Ülkemizdeki futbol takımlarının yönetimlerini yakından incelediğimizde; genelde futbol yönetiminin ve bürokrasisinin farklı beklentilerle oluştuğunu görürüz. Bu heyetin büyük çoğunluğu, futbol sevgisi olan ama futbol yöneticiliğinde aynı derecede başarılı olmayabilen bir topluluktur. Bu nedenle öncelikle kendimizi futbolu sevmekle futbolu yönetmenin aynı şey olduğu saplantısından kurtarmamız gerekir. Futbolu çok sevebilirsiniz, ama sevginiz oranında başarılı bir yönetici olabileceğiniz anlamına gelmez.
Futbolu sevmek ve futbolu yönetmek birbirinden çok farklı gerçeklerdir. Eğer yönetim anlayışını ve ekibini sadece sevgi ve başarı heyecanı üzerine kurgularsanız, futbolun geleceğinin altyapıda olduğunu asla kavrayamaz, güncel başarılarla yetinirsiniz. Özetle; her şehrin futbol takımı, profesyonel sporun bir endüstri olduğunu kabul etmeli; altyapıyı ilk öncelik sırasına almalı; bununla ilgili gerekli planları yapmalı, kaynakları ayırmalı ve altyapı yatırımlarını gerçekleştirmelidir. Aksi halde hem takım hem de şehir kaybetmeye devam edecektir. Şu an altyapı için yapılanlar, yapılması gerekenlerin binde biri bile değildir.
Başta şehir futbol kulüpleri olmak üzere futbol yapılanmalarına şöyle bir göz atalım. Büyüklü küçüklü pek çok kulübün altyapı dedikleri oluşumları var. Konuyu yakından incelediğimizde; altyapı denen şeyin, belli yaş grubundaki gençlerin amatör bir örgütsel yapı olmaktan ileri gidemediğini görüyoruz. Futbol kulübünde giderlerde ilk tasarruf edilecek unsurun altyapı olması ve genellikle kulüp yöneticileri ile altyapıyı yönetenler arasında sorunlar bulunması sıklıkla karşılaşılan durumlar… Gerçekten mevcut futbolda altyapı denen konunun neresinin elle tutulabilir olduğu ciddi bir soru…
Futbolda altyapı konusunu doğru kavramak için öncelikle bugün futbolun bir endüstri olduğunu ve gelecek için yatırım yapma ihtiyacını kabul etmek gerekir. Bir futbol kulübünün altyapıya yatırım yapması; bir işletmenin yeni tesisler kurması, yeni makineler alması, yeni yönetici ve uzmanlar istihdam etmesi, yeni bir ar-ge ve ür-ge ofisi kurması gibi bir faaliyettir. Bir ekonomik işletme, yatırımlarını geleceğini kurtarmak, kalıcı ve sürdürülebilir olmak için yapar. Yaptığı yatırımlar sonucu yeni katma değer kaynakları elde eder ve varlığını büyüterek sürdürür. İşte; bir futbol kulübü için altyapı da böyle bir konudur. Kendisi için başarılı ve sürdürülebilir bir gelecek arayan futbol kulübü, altyapıyı kendi birinci önceliği yapmak zorundadır; bu alanda ciddi kaynaklar ayırarak yatırım yapması gerekir.
Altyapı gerçeğini doğru kavramanın birinci adımı, artık futbolun bir endüstri olduğunu kabul etmekten geçer. İkincisi; altyapının bir futbol kulübünün öncelikli fonksiyonlarından birisi olduğu benimsenmelidir. Bu iki ön koşul kabul edilmeden bir futbol kulübünde altyapının beklendiği ölçüde gerçekleşebilir ve başarılı olması düşünülemez. Altyapı, bir plan ve program işidir. Dolayısıyla bir örgütlenme modeli gerektirir. Altyapının örgütlenme yaklaşımı öncelikle futbolun ulusal düzeyde yönetimi ile ilgili bir konudur. Bu nedenle sporla ilgili bakanlığın ve federasyonun bu alana ilişkin açılımcı, ama öncelikle daha fazla teşvik eden bir model ve mevzuat geliştirmesi beklenir. Kanımca; ülkemizde devletten gelecek muhtemel açılımları beklemek yerine futbol kulüplerinin kendi çözümlerini bulmaya başlamaları yerinde olur. Bir futbol kulübün altyapısının çağın şartlarına uygun biçimde yapılanmasına ilişkin yapılmış çok değişik çalışma var. Bu araştırma ve öngörülerden de yararlanarak bir altyapı modeli geliştirmek mümkün olabilir. Ama yapılması gereken, bu çalışmayı bir proje haline getirmektir. Mevcut durumun tespiti yanında; uygun stratejiler, hedefler ve faaliyetlere ilişkin planın oluşturulması, bütçenin ayrılması, insan kaynağının belirlenmesi, başarı ölçütlerinin saptanması gibi bir dizi çalışmaya ihtiyaç olacaktır.
Bir futbol takımının altyapısı, hiç kuşkusuz bir köşe yazısını fazlasıyla aşan bir konudur. Bu alanda atılması gereken ilk adım, kulüp yönetiminin altyapı konusunda yeni bir modeli yaşama geçirmek üzere karar vermesi ve bunda ısrarlı olmasıdır. Futbol endüstrimizin temel problemlerinden birisi “kurumsallaşmamakta ısrar etme” olarak kendisini açığa vuran kurumsallık konusudur. Ekonomik işletmelerde başarılamamış kurumsallaşma işinin, birer dernek statüsünde olan futbol kulüplerinde gerçekleşmemesi son derece olağan bir durumdur. Ama bir kentin futbol kulübünün, o kentteki pek çok ticari ve sınai işletmeden daha büyük finans ve insan boyutlarında olduğu düşünülürse, işin ciddiyeti daha kolay kavranır.
Futbol, sadece sportif başarı ve şampiyonluk değildir. Başarı, her boyutta iyi performansı kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmektir.
Erken yola çıkan erken yol alır. Yola çıkmayan ise endüstriyel futbolun ağır yükü altında ezilir kalır. Günümüzde futbolun ağır yükünü kaldırabilmenin ilk koşulu, hem başarılı oyuncular edinmek hem de yeni gelir kaynakları elde etmek için altyapıya önem vermektir. Futbol, sadece sportif başarı ve şampiyonluk değildir. Başarı, her boyutta iyi performansı kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmektir.