Ne Zaman Göz Göze Gelsem…

Ne Zaman Göz Göze Gelsem…

Gürcan Banger

Geleneksel kültürümüzün eski zamanlarında fiilen bilip uyguladığımız; ama değerini çok sonraları, belki de kaybettikten sonra anladığımız bir kavram iletişimdir –ki muhabbet derdik buna. İletişim, pek çok sorununun çözümü için gerekli olan gizemli anahtar unsurdur. Bir başkası ile ilişki, bir yakınlık kurabilmenin anahtar sözcüğü iletişimdir. İletişimin, muhabbetin çeşidi var. En lezzetlisi yüz yüze konuşularak yapılanıdır. Eskilerde mektup yazılırdı. Şimdi yazışmalar sanallaştı. Bedenin de dili var. Kişi davranışlarıyla pek çok şey anlatabiliyor.

Mesafeler

Mesafeler uzadıkça ve günlük meşgaleler arttıkça yazıya daha fazla düşer olduk. Yazarken sözcükleri yönetmek ve denetlemek kolaydır. Yazma zamanı, size sözcüklerinizi birkaç kez denetleme şansı verir. Konuşmada ise denetleme imkânı daha kısıtlıdır. Ama burada da zekânın ve dilin kıvraklığı yardımınıza koşar, yaptığınız hatayı düzeltme fırsatı yaratır ya da haddini aşmış olan sözcükleri toparlayabilmenizi sağlar. Yazılı ve sözlü iletişimde zekânız size farkında olmak üzere yardıma hazırdır.

Gerçek konuşma mesafesinde iletişime sadece sözcükler paydaşlık etmez. Beden oradadır ve onsuz muhabbet olmaz. Eller, kollar, duruşlar, mesafe ayarlamalar daima iletişimin parçasıdır. Gözler, kaçak bakışmalar veya göz kaçırmalar da pek çok şey anlatırlar.

Gözler

Gözler, bedenin yaramaz çocuklarıdır. Onlar, hissettikleri gibi açık ve denetimsiz konuşurlar. Aklın gözleri denetim altında tutması zordur; çünkü gözler, insanın çılgın duygu dünyasının dışa açılan saydam pencereleridir. İnsan ruhunun derinliklerinin yansısı, gözlerde görünür. Aklın duygular üzerindeki denetim zafiyeti, kendini gözlerde açığa vurur.

Çok sayıda konuşma ve yazı dili var. Eğer paylaştığınız ortak bir dil yoksa, çevreyle iletişim kurmak zorlaşır. Ama gözlerin dili, her yerde aynıdır. Sevgiyi, öfkeyi, yardım talebini ve nefreti gözlerden okuyabilirsiniz. Gözlerde şekillenmiş bakışlar, insanın duygu dilidir. İnsanı diğer canlılardan ayırt eden en önemli özelliklerden birisi budur.

İnsan kimi zaman utangaçtır. Gözler de öyle… İnsan kimi zaman âşıktır. Gözler bunu hemen söyler. İnsan bazen kızgın ve öfkelidir. Gözler, karşısındaki gözleri öfkeyle deler geçer. Gözlerin en güzel konuşması sevda üzerine olanlardır. Gözler aşkı konuşmaya başladığında, zaman durur, yerle gök alt üst olur, dünyayı sevgiden oluşmuş bir güneş ısıtır, yanmış yürekler gözlerin pınarından serinler.

Dış Dünya

Gözler, duygu dünyasının lombozlarıdır, kimi zaman ise aynası… Ama gözlerin, insanın kuralsız ve denetimsiz aynası olması, onların kolayca okunabileceği anlamına gelmez. Gözler kimi zaman ruhun derinliğini olduğu gibi gösterirken, bazen bir ayna gibi görüntüyü tersine çevirerek verebilir. Gözlerden bir duygu dünyasını doğru okuyabilecek olanın, insanı insan yapan pek çok yetkinlikle donanmış olması gerekir.

Gözler, kimi zaman ateşe yol verecek olan ilk kıvılcımlardır. Bazen ise bir yangını körükleyen ve yayan rüzgâr… Gözlerin susattığı zamanlar olur. Gözlerin ateşleri söndürdüğü anlar vardır. Bazı anlarda azgın bir akarsuyun üzerinde köprü olur. Bazen ise sel olur, alır götürür. Gözler bazen insanın içini yakan lezzette baldır. Kimi zamanlarda balı yapan arı olur ya da bir yaban arısının can yakmaktan fazlası olan iğnesi… Gözler gülün güzelliğidir. Gözler gülün akıl alan kokusudur. Gözler, gülün dikeni de olur. Belki de gözleri insanın dünyasının yaramaz çocukları yapan, bunların tümüdür.

Göz, gözle anlamlı hale gelir. Gözlerle bakmak kadar gözleri görmek de değerlidir. Gözlerin yansıttığı gizemli dünyayı görebilmek, yüreği yüreğe eklemek gibidir. Kalplerin ve ellerin birleşmesinin yolu, gözlerden geçer çünkü kalplerin buluşmasına ve ellerin birlikteliğine giden yol gözlerden geçer. Gözler hem ışık hem de gölgedir. Gözler hem siyah hem de beyazdır. Gözler iyi ve kötü olanı görür. Gözler, yürekteki iyiliği olduğu kadar kötülüğü de dillendirir. İşte; bu nedenledir ki, gözler hızlı, dil ise daha ağır ve akıllı olmalıdır.

İnsana en yakın olan kendisidir. Bu nedenle sanılır ki, insan en iyi kendini bilir. Ama unutmayın ki; göz, kendisinden başka her şeyi görür. Kendisini görebilmek için kendisini gören gözlere ihtiyaç duyar. Aklımın defterine şunu not aldım: Ne zaman göz göze gelsem, iletişimsizliğin bir hak olduğunu düşünmekten vazgeçiyorum.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Beden dili, İletişim kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir