Neden İnovasyon?
İş dünyası medyasına göz attığımızda inovasyonun bugün yaşadığımız problemlerin yegâne çözümü gibi sunulduğu kanısına kapılabiliriz. Gerçekten öyle midir? Eğer bu soruya tek kelimelik bir cevap vermemiz istenirse “Hayır” dememiz gerekir. Diğer yandan günümüzde dünyamızda yaşanan pek çok problemin çözümünde inovasyon olgusu anahtar rol oynayabilir. Pekâlâ; inovasyon başarısı medyada ve literatürde ima edildiği kadar kolay bir ‘iş’ midir? Buna da kolayca “Hayır” cevabını verebiliriz. İnovasyonun bir fonksiyonel süreklilik olarak kuruluşa (işletmeye) özümsetilmesi veya bir inovasyon girişiminin başarılı olması için odaklanma, azim ve güçlü düşünme becerileri kaçınılmaz unsurlardır. İnovasyon denenmeye değer bir girişim midir? Buna da kolayca “Evet” cevabını verebiliriz. Günümüzün küreselleşen ve sertleşen rekabet şartları altında inovasyon ‘var olmamasını düşünemeyeceğimiz’ önemde bir fonksiyondur. Özel şartlara sahip işler dışında inovasyon günümüz iş dünyası için vazgeçilmez bir gerçekliktir.
Bilişim, iletişim, İnternet ve imalat teknolojilerinin gelişmesi, enformasyonun daha kolay akar hale gelmesi, pazarın küresel yapıya doğru dönüşümü, ürün ve hizmetler için kalite standartlarının oluşması ve –en azından ürün bilgisi açısından– müşteri farkındalığının iş dünyasını farklı bir konuma taşıdı. Bu yeni şartlarda üretmek daha kolay iken pazarlamak ve satmak zorlaştı. Dolayısıyla karşımızda iki seçenek var: İnovasyon yap veya kaybet. Günümüz dünyasında işletmelerin önündeki kuralın bu kadar basit olduğunu söyleyebiliriz. Diğer yandan genel anlamda inovasyonun kaçınılmaz olduğunu –en azından düşünsel olarak– kavrayabiliriz. Konuyu biraz daha somut hale getirmek için neler söyleyebiliriz? İnovasyon zorunluluğunun arka planındaki açık veya gizli nedenler nelerdir?
Teknolojik iletişim imkânları insanların dünyadaki iyi ve kötü yaşam şartları konusunda bilgi sahibi olmasını sağladı. Daha nitelikli bir yaşama sahip olmak –ki bugün için bu istek daha fazla tüketmek anlamına geliyor– daha yüksek gelir elde etmeye bağlı kabul ediliyor. Dünya örnekleri inovasyon herhangi bir ekonomide bireysel gelirin ‘ortalama olarak’ yükselmesine kaldıraç etkisi yaptığını ima ediyor. Bu bağlamda inovasyonun ekonomik büyümeye katkı yapmanın yollarını çoğalttığını da hatırlamamız gerekir.
Teknolojinin yükselmesi ile birlikte iş yerlerinde otomasyonun ve buna bağlı fiziksel donanımın artışına tanık oluyoruz. Daha önceki dönemlerde işgücü tarafından yapılan işlerin giderek daha büyük bölümü otomatik makinelere devir oluyor. Düşük nitelikli işgücünün iş süreçlerine katılımı azalırken tasarım, ar-ge, ür-ge ve pazarlama gibi fonksiyonlar için nitelikli insan kaynağı ihtiyacı yükseliyor. Gerçek rekabetçi üstünlükler açısından yeni işletmenin en değerli varlığı söz konusu nitelikli (yenilikçi ve yaratıcı) işgücüdür. Bu tür insan kaynağı sayesinde (süreçler, teknolojiler, sermaye, kurumsal kültür ve fikri mülkiyet gibi) işletme varlıkları çok daha değerli hale geliyor.
İnsan kaynağı ile inovasyon arasında bir başka etkileşime daha dikkat etmemiz gerekir. Yapılan araştırmalar inovasyon konusunda yaratıcılık imkânı tanınan çalışanların iş yaşamında daha mutlu ve daha yüksek motivasyona sahip oldukları gözleniyor. Bu sayede çalışanlar kendi zekâ, beceri ve yeteneklerini kullanırken aynı zamanda iş sürecinin çıktılarına ve son ürüne katkı yaptıkları hissediyorlar.
Neredeyse yöneticilerin tamamı çalışan verimliliği konusunu aşılması gereken bir problem olarak görür. Buna bağlı olarak çalışanın iş mutluluğu ve motivasyonunun yüksek olması istenen bir özelliktir. Böyle bir sonuç durum oluşturmanın yollarından birisi çalışanların meraklı ve yaratıcı tahayyüllerine fırsat ve imkân tanımaktır. Bireysel mutluluğa özel bir önem veren pozitif psikoloji araştırmaları merak olgusunun insanların kendilerini mutlu hissetmelerini kolaylaştırdığını ortaya koyuyor. Süreçler, faaliyetler, iş adımları, ürünler ve hizmetler konusunda oluşturulacak yapıcı ve iyileştirici merak başta motivasyon olmak üzere verimliliği ve inovasyonu başarı yönünde olumlu etkiliyor.
Günümüz işletme yönetiminin temel ilkelerinden iki tanesi –kuşkusuz başkaları da var– etkili kaynak kullanımı ve verimliliktir. Bu ilkelerin gereklerini yerine getirmeyen işletmenin kalıcı, sürdürülebilir ve rekabetçi olması mümkün değil. Bir başka deyişle yalın ve inovatif olmak gerekiyor. Çevrim zamanı azaltılacak, değer yaratmayan süreç adımları yok edilecek, birim ürün başına enerji tüketimi azaltılacaktır. Bunu sağlanması ise inovasyon sayesinde mümkün olacaktır.
İşletmede etkililiği ve verimliliği sağlamak için önemli bir yaklaşım olan inovasyon bazı problem ve ihtiyaçlar karşısında ortaya çıkar. Beklenmedik olayların meydana gelişi ya da uygunsuzlukların ortaya çıkışı inovasyona ihtiyaç duyulduğunu ifade eden belirti örneklerindendir. Kim durumlarda yeni süreçlere ihtiyaç duyulur; bunların tasarlanıp uygulanmasında inovasyon önemli bir enstrüman olur. En önemli kaynaklardan bir başkası piyasa ve müşteri profillerindeki değişimler ile tatmin bekleyen yeni ihtiyaçlardır. Ayrıca bilimsel ve teknolojik alanlarda üretilen yeni bilgiler, bir kaynak görevi görerek inovasyon yoluyla yeni yöntem, teknik ve araçların yaratılması şartlarını oluşturur.
Problemler her zaman yeni inovasyon girişimleri için fırsatlar olarak kabul edilmelidir. Karşımıza çıkan problemler küresel, bölgesel ve yerel olabildikleri için inovasyon girişimleri de benzer nitelikleri taşır. Örneğin küresel ısınma, obezite, madde bağımlılığı, çevre kirliliği, kullanılabilir kaynakların azalması gibi sorunlar dünya ölçeğindedir. Ulusal veya bölgesel bir problem örneği olarak eğitim sistemindeki bir çöküşü gösterebiliriz. Keza; bölgesel savaşlar nedeniyle oluşan göç ve nüfus hareketleri benzer özelliktedir. Sektörümüzün veya işletmemizin –hatta birey olarak kendimizin– yaşadığı sorunlar ve bunların için üreteceğimiz inovatif çözümler yerel niteliktedir. Bu arada bilimsel ve teknolojik gelişmeler farklı ölçeklerde olmak üzere kimi zaman problem, bazı durumlarda ise çözüm yönünde etki yaparlar. Unutmamalıyız ki; problem ve çözüm yumurta – tavuk ilişkisi içindedir. Örneğin her çözüm aynı zamanda yeni sorunların kaynağıdır. Problemler ise yeni çözüm (inovasyon) fırsatları oluşturur.
İnovasyon Nedir?
Basit olarak söylendiğinde; inovasyon, yaratıcı fikirlerin kullanılabilir uygulamasıdır. İnovasyon girişiminin temelinde yeni kazanç fırsatları olması düşüncesinden kaynaklanarak bu kavram kazandıran yenilik olarak da tanımlanır. Fakat inovasyon için herkesin hemfikir olduğu kısa bir tanım vermek zordur. Bu nedenle inovasyon sözcüğünü onu oluşturan unsurlar açısından kavramsal olarak anlamaya çalışmak uygun olur.
İnovasyon girişimi, bir gerçek yaşam problemine veya bilinen, algılanan bir soruna ya da henüz açık biçimde ifade edil(e)memiş bir ihtiyaca yönelik çözüm arayışı olarak tasvir edilebilir. İnovasyon girişimi, ilgili ihtiyaç veya problem alanında dünyayı daha iyi şartlarda yaşanabilir hale getirmeye çalışır. İnovasyon girişiminin etkili sonuç(lar) oluşturabilmesi için basit ve odaklı olması gerekir. İnovasyon çoğunlukla yeni bir ürün veya hizmet yaratmayı hedefler. Ancak tek neden bu değildir. Süreç geliştirme, örgütsel yapı oluşturma, iş modeli, pazarlama ve müşteri ilişkileri gibi başka konularda da inovasyon yapılabilir. Küreselleşmenin ve İnternetin getirdiği yeni imkânlarla oluşan yeni fikirler inovasyon süreçleri sayesinde seçilebilir, uygulanabilir ve değişik formlarda pazara sunulabilir. Ama kesin olan bir nokta var ki; seçilen bir fikirle başlayan inovasyon süreci sonunda oluşan yaratı (ürün, hizmet vb.) yaygın olarak benimsenip insan ve toplum yaşamına eklemlenmediği sürece inovasyon olarak kabul edilemez.