Gürcan Banger
Geleceğin sosyal yaşam ve iş ortamının çok büyük oranda bağlantılı olacağı anlaşılıyor. Her şeyin birbirine bağlantılı olarak işlediği bir dünyada bu durumun kesintisiz ve kaliteli olarak sürdürülmesi gerekir. Nesnelerin İnterneti’nin beklenen sonuçları vermesi açısından süreklilik ve sürdürülebilirlik vazgeçilmez önemdedir. Geleneksel şartlarda sınırlı bağlantılılık özelliğine sahip bir sistem durdurulup bakıma alınabiliyor. Diğer yandan Nesnelerin İnterneti (Nİ) gibi yaygın ve karmaşık bir sistemin arıza ve bakım ihtiyaçlarına karşı çok daha sağlam ve dirençli olabilmesi gerekiyor. Ayrıca Nİ’nin geleneksel ağ sistemlerine göre kesintiye izin vermeyecek biçimde çok daha yüksek performans kriterlerine sahip olacağı da açıktır. Günümüzde elektrik enerjisi şebekesinde oluşan bir problem nedeniyle kesintiye karşı tahammülsüzlüğe benzeterek gelecekteki durumu daha kolay anlayabiliriz.
Nİ açısından hedef zaman dilimi olan 2020-2025’e doğru İnternet ağına bağlı nesne sayısı trilyon düzeyine ulaşırken Nİ ağının kendisi de çok daha karmaşık hale gelecek. Bağlantılı cihazların artışıyla birlikte bunları düzenli olarak gerçek zamanlı olarak izlemek, içten veya dışarıdan analiz etmek, güncel verileri iletmek çok daha güç bir ‘iş’ haline dönüşecek, donanım ve yazılım performansını zorlayıcı yönde etkileyecek.
Yeni teknolojiler zemininde donanımın yerini giderek yazılımın alacağını öngörebiliyoruz. Bu durum ise her an daha fazla sürüm yükseltme işlemine ihtiyaç olacağı anlamına geliyor. Bu durumda karşımızdaki soru, “Sürüm mü yenilemeliyiz yoksa yeni cihazlara yatırım mı yapmalıyız?” şeklindedir. Yakın ve orta vadeli gelecekte Nİ cihazları sayısının trilyon mertebesinde olacağını, ama buna karşılık değişim ihtiyacının da gideren artacağını dikkate alarak birkaç yıl gibi kısa sürelerde yenileme yatırımı yapmak mümkün olacak mıdır? Bu tür sorunları çözmek için yeni yaklaşım ve yollara ihtiyaç olacağı ortadadır.
Nİ ortamında her bağlantılı cihaz bir diğerinin davranışına göre kendini düzenleyip ayar edecek. Örneğin evin dışındaki sensörler sıcaklığı, nemi veya yağışı ölçerek ev içindeki ısıtma (soğutma) sistemine veri göndererek onun çalışmasına etki edecek. Isıtma sistemi ise buzdolabının termometresini, panjurların açık veya kapalı olmasını denetleyecek. İklimlendirme cihazlarının ayarları gelen verilere göre düzenlenecek. Eğer örneğin evin dışındaki sensör sisteminde bir sorun olursa yukarıda sayılan ev sistemlerinin nasıl tepki vermeleri beklenir? Daha önceki zamanlarda evin bulut bilişim veri deposuna kaydedilmiş verilerden yararlanarak bir düzenleme mi yapılacak? Özetle; yeni teknolojik şartların oluşturulması kolayca söylenmesinin ötesinde yeni sorunlara ve muhtemel çözümlere aday demektir. Bir yandan çözüm bekleyen yeni problemler oluşurken bunlar aynı zamanda yeni iş fırsatları da yaratıyor olabilir.
Sanayi sektörlerinde halen mevcut uygulamaları olan ve kısaca SCADA olarak isimlendirilen “veri tabanlı kontrol ve gözetleme sistemi” ile geleceğin sistemi olacak Nesnelerin İnterneti (Nİ) arasında birtakım benzerlikler var. Her ikisi belirli düzeyde gerçekleşen otonomi (özerklik) niteliği var. SCADA yerel, Nİ ise bulut bilişim esaslı gözetim sistemi özellikleri taşıyor. Nİ’nin fonksiyonları sadece veri toplamak ve iletmekten ibaret değil; aynı zamanda SCADA gibi gözetmenlik fonksiyonu da var. Geleceğin sistemi olarak yükselen Nİ, çeşitli sanayi sektörlerinde işletmelere yeni fırsatlar ve imkânlar sunuyor. Yeni ürünler, hizmetler, çalışma biçimleri ve iş modelleri yaratmak için verimli bir zemin oluşturuyor. Buna karşılık Nİ, işletmeler açısından kapalılıktan kurtularak dışa (ekosisteme) açılmayı da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla işletme yönetimlerinin mahremiyet ve güvenlik açılarından Nİ’ye güven duymaya ihtiyaçları var. Bu sağlandıkça Nİ’ye değer üretecek kuruluşlar için yepyeni bir gelecek oluşacak.