Gürcan Banger
Bazı Darboğazlar
Nesnelerin İnterneti (Nİ) pazarına girip burada iş modeli ve ürün-hizmet geliştirmek geleneksel pazarda oyuncu olmakla aynı mıdır? Hiç kuşkusuz; yeni teknolojilerin baskın olduğu bu pazarda dikkate alınması gereken –sektöre özgü– bir dizi farklılık olmalıdır. Beklenen gelişim hızı ile 2020 ve sonrasında İnternet ağına bağlı trilyonlar mertebesinde nesne (sistem, cihaz, araç) olacak. Sensörlerle donatılmış bu akıllı ve bağlantılı cihazlar 7×24 çalışıp eksabayt (milyar gigabayt) mertebesinde veri üreterek bulut bilişim depolarına gönderecek, dev büyüklüklerdeki veri yığınlarının gerçek zamanlı analizi gerekecek. Üretilen ham verilerin çok büyük ölçeği ve bunların gerçek zamanlı işlenmesine ilişkin hizmetlerin geliştirilmesi ve uygulamaya konması Nİ’nin önündeki en ciddi konulardan iki tanesidir.
Büyük miktarlarda enformasyon toplayan ve işleyen sosyal medya platformları Nİ’nin veri esaslı problemleri konusunda ilginç örnekler olarak kabul edilebilir. Bunlardan Facebook uygulaması pazarlama iletişimi üzerine kurgulanmış önemli bir iş modeli geliştirmeyi başardı. Resmi kayıtlara göre Facebook katılımcılarının zaman tünelinde paylaştığı reklâm ve tanıtımlar sayesinde kişi başına 2,5 dolar kazanç elde ediyor. Buna benzer şekilde veriye odaklanmış bir Nİ iş modelinin ev pazarında başarılı olabilmesi için –yukarıda sözü edilen– gerçek zamanlı veri depolama ve işlemeye ilişkin problemlerin üstesinden gelebilmesi gerekiyor.
Veri odaklı problemlerin tümü yüksek hacim, depolama ve gerçek zamanlı işleme ile sınırlı değil. Konunun bir başka boyutu söz konusu verilerin içeriği ile ilgilidir. Örneğin bir klima (iklimlendirme ürünü üreticisi) cihazın kullanımı ve çevre şartları hakkında bilgi edinerek iyileştirme yapmak isteyebilir. Bu durumda klimanın hangi sıcaklık, nem, basınç ve hava kirliliği şartlarında, ne kadar sürelerle çalıştırıldığına veya boş beklediğine ilişkin veriler yeni geliştirmeler için değerli içerikler taşıyabilir. Bu içerik yorumlanıp değerlendirilmediği sürece veri toplamanın ve depolamanın fazlaca anlamı olmayacaktır.
Ayrıca söz konusu klima esaslı verilerin toplanması ihtiyaç duyulan bütün içeriğin elde edildiği anlamına gelmeyebilir. Örneğin evdeki (başka firmalar tarafından geliştirilmiş) ısıtma sisteminin veya diğer elektrikli cihazların çalışma zaman ve süreleri ile bunların teknik özellikleri klimanın sağlıklı çalışması üzerinde etki yapabilir. Bunlar tarafından üretilmiş veriler de klima üreticisinin analizleri için gerekebilir. Böyle bir durumda veri sahipliği ve verinin paylaşımı gibi konularda fikri, ticari ve sınai mülkiyet hakları ihlali sorunları ortaya çıkabilir. Akıllı ve bağlantılı nesnelerin ürettiği veriler kime aittir? Bu veriler hangi şartlarla paylaşılabilir? Rekabetçi Nİ pazarına ürün ve hizmet sunmak isteyen girişimcilerin bu konuyu da dikkate almaları gerekecektir.
Günümüzde tak-çalıştır yaklaşımına uygun biçimde kullanılacak Nİ ürünleri için bir başka problem henüz tüm üreticilerin ortak kullanabilecekleri standart ve protokollerin oluşmamış olmasıdır. Pek çok geliştirici ve üretici firma mevcut müşterilerini rakiplere kaptırmamak için hâlâ kendi standartlarına uyumlu kalmayı ve ortak standartlara uyumlu olmamayı tercih ediyor. ABD’de Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu’nun (IIC) bu konuda çalışmaları olmakla birlikte bu problem henüz aşılabilmiş değil. Dolayısıyla Nİ pazarını hedefleyen girişimci adaylarının bu konuyu da dikkate alması gerekiyor. Özetle; hem ortak standartlar ve protokoller hem de veri mülkiyet hakları açısından yeni hukukun oluşumuna ihtiyaç var. Öyle anlaşılıyor ki; Sanayi Toplumu’nun fikri mülkiyet yaklaşımı Nesnelerin İnterneti Çağı’nın enformasyon, işbirliği ve paylaşım ihtiyaçlarını karşılamakta yeterli olmayacak.