Eğer bir başlangıçta iseniz ve bu başlangıcın farkındaysanız ilk günler heyecanlıdır. Ya alınan riskin ürkekliği vardır ya da yaşanmamışı yaşamaya başlamanın coşkusu. Sonra her şey ‘olağan’ olmaya başlar. Heyecanlı başlangıç, alışılmış monotonluğa dönüşür. Neden ve nasıl başladığımızı bile unuturuz.
Aşk, ilk kez binilen döner dolap gibidir. Hele ilk günlerde, ayaklarımızın yere basıp basmadığınızı bile anlayamayız. Sanki bu ilki, ilk yaşayan bizden başkası olmamıştır. Bir ormanda ağaçların arasından ara sıra sızan gün ışığının rehberliğinde heyecanlı bir yürüyüştür aşkın ilk günleri. Bilinmeyene doğru cesur bir yürüyüş…
Yüzünüze bir gülümsemenin düştüğünü görür gibiyim. Hatırladınız, değil mi?
Bir de madalyonun diğer yüzü var. Günlük yaşamın acımasız akışı, bir yanıyla basit bir başka yanıyla karmaşık güncel sorunlar, aşkı tehdit ediyor. Karşılıklı ilgi, başka alanlara yöneliyor. Sanki o ilk günler hiç yaşanmamış gibi bir sıradanlık sarıyor yaşamı. Bir gürültülü ama monoton trafik içerisinde ilk günlerin heyecanı, güzel sözleri, saygı gösterileri yitip gidiyor.
Galiba bir ilişkiyi kurtarmaya başlamanın ilk adımı, o ilk günleri hatırlamakla başlıyor. Sonra dün ve bugün arasındaki farkı görmekle… Dünden bugüne doğru yürürken nelerin nasıl değiştiğini sorgulamakla. Ama pozitif bir ruh hali ile.
Günün külleri arasında yitip gitmiş aşk yeniden kazanılabilir. Gerçekten mümkündür bu. Ama önce aşkı kurtarmayı istemek gerekli… Sonra da bunun için emek vermeli. İşte o zaman pırıltılı bir Anka kuşu olan aşk, günün külleri arasında yeni ilk günlere doğru kanat çırpacaktır.
Aşkın ilk günlerini hatırlamak, onu geri kazanmanın mucizevi ilacıdır. Bugün adeta ‘unutmuş’ olduğunuz o varlığa, o insana (her kim ise ‘O’) aşık olan sizdiniz. Dünkü o heyecanlı ruh, hala sizin içinizde bir yerlerde yaşıyor. Onu yeniden gün ışığına kavuşturabilirsiniz.
Tabii ki; sorunlarınız var. Herkesin var. Özellikle maddi olanlar, bizi aşktan uzaklaştırmak için her an tetikte bekliyor. Sorunlar, bir sarmal gibidir. Başladı mı sarmaya bir kez; durdurmak ne mümkün. Bu sarmala direnmenin yollarından birisi (sadece birisi), huzuru ve dengeyi aşkla yakalamayı denemektir.
Bir reçete var mı yeniden başlamak için! İnsanın faktör olduğu ortamlarda genel davranış kuralları söylemek hem kolay değil, hem de doğru değil. En azından bireysel seçim ve özgürlükler söz konusu olduğunda doğru değil. Her birey kendi davranış modelini kendisi üretebilir.
Aşka yeniden yaklaşmanın ilk ve belki de tek ilkesi; doğru hatırlamak, olumlu başlamak ve emek vermektir. Sonrası kendiliğinden gelecektir.
O ilk günleri hatırladınız mı?
Gürcan Banger