Nasıl Bir Plan Gerekiyor? - 1
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi - Ana Sayfa
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
LinkedIn’de izle
Planlı ve bütçeli olmaktan hoşlanmıyoruz. Bunda gerekli eğitimi almamış olmamız yanında toplumun genel alışkanlıklarının da etkisi var. Bir başka özelliğimiz ise (diğer başka alanlarda olduğu gibi) planlamayı da klişe haline getirmek… Bunu kurum ve kuruluşların yapmaya ‘çalıştıkları’ stratejik plan çalışmalarında sıklıkla görüyoruz. Sormadan, sorgulamadan bazı teknikleri uygulayarak sonuca ulaşacağımız kanısına kapılıyoruz. Hâlbuki planlama süreci bir dizi tekniğin peş peşe uygulanmasından ibaret bir süreç değil. Öncelikle doğru ve sağlam planlama için insanın aklını, bilgisini, deneyimini ve öngörülerini tekniklere eklemlemesi gerekiyor.
Son yıllarda iş planı olarak isimlendirdiğimiz kavram da bu tür bir klişeleştirmeye kurban gidiyor. Girişimcilik eğitimleri kapsamındaki iş planı hazırlama çalışmaları neredeyse hazır hapı yutma şekline getirilmiş bir mekanikliğe dönüştü. Eğitimlerin girişimci adaylarını iş kültürü ile donatma hedefi adeta birtakım boşlukların doldurulması gereken bir başvuru formuna indirgendi. Hâlbuki planlama olarak isimlendirdiğimiz kavram, sadece peş peşe uygulanması gereken bir teknikler manzumesi ya da bir formdaki bazı boşlukların doldurulmasından ibaret değil.
Bu uzunca girişten sonra farklı ihtiyaçlar için çeşitli plan türleri ya da planlama tarzları olduğunu söyleyebilirim. Değişik plan yaklaşımlarından birisinin seçimi işletmenin birikimine, yapılacak işin türüne veya planlama yöneticisinin tercihine bağlı olarak yapılır. Burada önemli olan, planlama tarzının seçiminde plandan etkilenecek (işletme, yatırım, ortaklar, paydaşlar gibi) unsurların dikkate alınmış olmasıdır. Hiç kuşkusuz; işletmenin plandan beklentileri de seçimi etkileyecektir.
Çok Kullanılan Planlama Türleri
Planlama geleneği mevcut pek çok işletmede planın hazırlanma süreci yönetim kademeleri açısından yukarıdan aşağı doğru işler. Çoğu zaman danışmanlık desteği almadan üst yönetim tarafından merkezi olarak hazırlanan plan, organizasyon yapısının alt kademelerine doğru akar.
Burada önemli olan nokta, planın odağını oluşturan amaç ve hedeflerin doğru belirlenmesidir. Bir diğer önemli nokta ise planı hazırlayanların işletme içinde planın uygulanması konusunu ne denli dikkate almış olmalarıdır. Genelde üstte hazırlanıp aşağı doğru akan plan denemelerinde uygulayıcıların plana uymaları ve planın gereklerini yerine getirmeleri ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Sonuç olarak; yukarıda teorik olarak belirlenmiş hedefler uygulamadaki başarısızlıklar nedeniyle beklenen başarıyı oluşturamıyor.
Bir başka planlama yaklaşımı ise aşağıdan yukarıya doğru tümevarım tekniği kullanır. İşletmenin en küçük birimlerinde başlayan planlama çalışması, birim bazındaki planların üst kademede merkezi birleştirmesi ile son halini alır. Bu tarzın iyi yanı katılımcılığa açık olmasıdır. Diğer yandan çok zaman alan, tekrarlar ve geri dönüşler yaşayan bir tarz olabilir.
Alttan üste doğru akan planlama yaklaşımı çoğu zaman bütçeleme süreçlerinde kullanılır. Birimler tarafından yapılan küçük bütçeler, üst kademede merkezi bütçe haline dönüştürülür. Bu tür bir planlama yaklaşımında birimler kendilerini (kendi planlarını) kolay hedeflere göre hazırlayacaklarından planın son hali işletmenin gerçek ihtiyaçları ile çakışmayabilir. Diğer yandan bütçe planlaması örneğinde olduğu gibi (her birim kendine daha fazla kaynak isteyeceği için) kaynak dağıtımı ve ataması işletmenin gerçek ihtiyaç ve durumuna uygun gelişmeyebilir.
Bazı işletmeler üstten alta ve alttan üste planlama yaklaşımlarının bir karışımını kullanırlar. Bu tarz da kurumsal amaçlar ve hedefler üst yönetim tarafından merkezi olarak belirlenir; birimlerin bu verilerin ışığında kendi planlarını hazırlamaları istenir. Birim planları üst kademede birleştirilerek merkezi plan haline getirilir. Bu yaklaşımın kullanıldığı örneklerden birisi finansal anlamda risk sermayesini belirleyen ekonomik sermaye planlamasıdır.