Acemi Hasta
Gürcan Banger
Geçtiğimiz hafta başı bir sancı atağı sonucu bir medikal operasyonla sonuçlanan bir ‘acemi hasta’ süreci yaşadım. İşletmelerin veya siyasetin hastalıkları ile uğraşmaktan muhtemelen kendi sağlığıma yeterince ilgi göstermediğim (ve sağlık kurumları ile çok tanışık olmadığım) için bu süreci ‘acemi hasta’ olarak isimlendiriyorum. Sözün kısası bir buçuk yıl kadar önce çözülmesi gereken bir sorun geç de olsa sağlıklı bir sona ulaştı. İyi bir hastanede iyi hizmet alarak iyi bir dinlenme fırsatı oldu. İlk gün aldığım ilaç desteği sonucu normal bir düzene geldiğim halde bırakın bilgisayarla ilgilenmeyi; gazete okuyup bulmaca çözmek bile istemedim. Dinlenmenin hakkını vermeye çalıştım.
Sağlık konusunda düşünsel olarak çok fazla yazmadım. Ama geleceğin en önemli konu ve sektörlerinden birisinin insan sağlığı olacağına kuşkum yok. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler de bu konu çok açık ipuçları veriyor. Bir hastanede insan kendini bazen bir alışveriş merkezinin (AVM’nin) yapay dünyasında gibi hissediyor. Nasıl bir AVM’de dolaşırken dışarıda daha doğal bir dünya olduğunu unutmamak gerekiyorsa hastanede yatarken de dış dünya ile en azından ruhen ve düşünsel olarak bağı koparmamak gerekiyor. Hastane ortamı insanı giderek daha hareketsiz ve kaderine razı bir ruh haline itekliyor. Kanımca hastanelerin medikal destek dışında hastaya vermeleri gereken en önemli hizmet, yaşam sevincinin artırılması ve geliştirilmesi olmalı. Yaşam sevincini yitirince değerler ve anlamlar da silikleşip kaybolmaya başlıyor.
Hiç kuşkusuz; hasta için bir hastanede bulunmanın nedeni bir sağlık hizmeti almaktır. Dolayısıyla hasta, mantıklı ve anlaşılabilir bir nedenden dolayı hastanededir. Ama kolunda serumla bir plastik torbaya bağlı kalmak, her an her şeyi yapabilmeye alışmış bir ‘acemi hasta’ için ‘çıldırtıcı’ olabiliyor. Ancak insanın aklı, sağlık sorununun halledilmesi için sakin, uyumlu ve sabırlı olmayı tavsiye ediyor.
Sağlık insan açısından yüksek önemde bir alan… Diğer yandan bu sektörün dünya ekonomisi içindeki yeri giderek büyüyor. Önümüzde uzanan gelecekte de en değerli sektörlerden birisi olmaya devam edecek. Sonuçta sağlık hizmetlerinden ilaca, evde bakımdan sınaî üretime kadar tüm ilgili sektörlerde biteviye yeni katma değer fırsatları oluşuyor. İşin odak noktası ise sağlığın bedelinin kimin tarafından (ve tabii ki nasıl) ödeneceğinde düğümleniyor. Terazinin bir kefesinde sağlık, diğerinde para olacaksa (ki öyle görünüyor) zor bir problem karşımızda duruyor.