Sanal Değer Zinciri - 1
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi - Ana Sayfa
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
LinkedIn’de izle
Bir değer zinciri (tedarik zinciri), bir ürün veya hizmetin üretenden müşteriye kadar ulaşmasını sağlayan sistemdir. Bu sistem bünyesinde işletmeler, başka kuruluşlar, insanlar, eylemler, bilgi ve kaynaklar içerir. Değer zinciri sayesinde doğal kaynaklar, hammaddeler ve diğer ilgili unsurlar son kullanıcıya iletilmek üzere bitmiş ürüne dönüştürülür. Değer zincirleri daha büyük zincirler oluşturmak üzere bir araya gelebilirler. Bir değer zincirinde hammadde tedarikçileri, servis sağlayıcılar, üretim birimleri, ambalaj ve lojistik hizmeti sunanlar, pazarlamacılar, satıcılar, finansal kuruluşlar, sigorta yapıları ve geri dönüşümcüler gibi çok farklı sektörlerden kişi, kurum ve kuruluşlar birlikte çalışırlar. Amaç; son ürün veya hizmeti müşterinin (yani pazarın) erişim ve kullanımına sunmaktır.
Bilişim ve İletişim
Bilişim, iletişim ve İnternet teknolojilerindeki (BİT) gelişmeler sayesinde yukarıda özetlediğim değer zinciri yapısı ciddi anlamda etkilendi. BİT temelli süreç ve işlemler, değer zincirinin en önemli unsurları arasında yer almaya başladılar. Böylece değer zinciri tümüyle fiziksel olmaktan çıkarak sanal (virtual) bileşenler içeren bir yapıya dönüştü. Bu durum, değer zinciri kavramına yeni açılımlar getirdi. Örneğin değer zinciri olgusuyla geçmişte büyük ölçüde fiziksel ‘pazar yerini’ anlarken şimdilerde ‘pazar uzayı’ şeklinde isimlendirilen sanal dünyanın bir başka kavramını ekledik. Artık değer zincirinden söz ettiğimizde fiziksel pazar yerinden ve sanal pazar uzayından birlikte söz ediyoruz. Değer zinciri de anlam açısından zenginleşerek sanal değer zinciri adı verilen yeni bir boyuta geçiyor.
Değer (tedarik) zincirinin tanımını değiştiren olgulardan birisi 1970’li yıllara kadar geri gider. İşletmeler bir ürünün oluşumu sürecinde her şeyi kendilerinin yapması gerekmediğinin farkına vardılar. Eğer ürünün bazı aşamaları dışarıda (başka işletmelerde) eşdeğer kalitede olmak üzere daha ucuzca yaptırılabilecekse bu tür işleri dışarı verdiler. “Kendin yap veya satın al” şeklinde bir sorunun cevaplanmasının sonucu, pek çok alanda dış kaynak kullanımının daha etkili, verimli ve katma değerli olduğu ortaya çıktı. Bu durumda neredeyse tamamı işletme içinde kalan değer zinciri, işletmenin dışında çok sayıda bileşene sahip oldu. Önceleri işletmeye sıkışmış olan değer zinciri, dışa açılarak bir ‘yaygın işletme’ görünümünün oluşmasını sağladı.
Bilgi Gerçeği
Dış kaynak kullanımının artması ve ‘tam zamanında teslim’ yaklaşımının yaygınlaşması ile birlikte bir bütün olarak değer zincirinin izlenmesi daha önemli hale geldi. Bu önem hem istenen kalitenin oluşması, hem de teslimat zamanlarına uyulması açısından bilişim ve iletişim sistemlerinin daha fazla kullanılması ile sonuçlandı. Sanal değer zinciri, özellikle bilgi temelli sanayilerin anlaşılması için yeni ve değerli bir iş modelidir. Sektörler arasına bankacılık ve benzeri finansal işleri de ekleyebiliriz.
Bir tanım vermek gerekirse; sanal değer zinciri, bir yaygın işletmede (örneğin sınai bir kümelenmede) değer üreten bilgi hizmetlerinin yayılımını tanımlayan bir iş modelidir. Bu kavramdan ilk kez 1996’da söz eden Sviokla ve Rayport, makalelerinde şöyle bir örnek veriyorlar: “Eğer kullanıcılar telefon mesajı bırakmak için bir cevaplama cihazı kullanıyorlarsa, gerçek fiziksel dünyada var olan ve fiziksel ‘pazar yerinde’ satılan bir nesne kullanmaktadırlar. Diğer yandan bir telefon şirketinden elektronik cevaplama hizmeti alıyorlarsa bu durumda bir ‘pazar uzayını’ kullanıyorlar anlamına gelir. Pazar uzayı, ürün ve hizmetlerin sayısal bilgi olduğu ve bilgi temelli kanallardan dağıtıldığı bir alandır.”
(Konuya devam edeceğim.)