Kurumsal Liderlik İhtiyacı
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi - Ana Sayfa
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
LinkedIn’de izle
KOBİ kategorisine girenler başta olmak üzere, firmalarımızın işletme sermayesi yetersizliğinden ürün geliştirmeye, insan kaynaklarından belge sistemine kadar sayısız alanda zafiyet ve sorunları var. Neredeyse tamamının sorunu, geleneksel bir yapıyı aşarak çağa uygun işletmeler olamamalarından kaynaklanıyor.
Ülkemizde ekonomik sektörlerin pek çoğu, kendi iç dinamikleri ile gelişmediğinden Batıda görülen örneklerin başarısına ulaşamıyor. Çoğu zaman babadan görme, kulaktan dolma veya deneyerek becerme gibi usullerle başarıya ulaşılmaya çalışıyor. Böyle olunca da; başarılı olabildiğimiz iki unsur kalıyor geriye. Birincisi, gözü kara bir girişim cesareti; ikincisi, ucuz işgücü ile yürümeye çalışma gayreti…
Danışmanlık ve Eğitim
Son yıllarda firmalara yönelik danışmanlık ve eğitim çalışması yapan organizasyonlar oluştu. Ama ne yazık ki, yapıları ve iş modelleri açısından her gün gördüğümüz diğer işletmelerden fazlaca bir farkları yok. Danışmanlık ve eğitim işini sıradanlaştırarak kurum ve kuruluşlara sağlıklı hizmet aktaracaklarına, sadece para kazanma adına ortalığı karıştırıyorlar.
Bu firmalardan bazılarının yapageldiği ciddi hatalardan birisi de, yabancı danışmanlık ve eğitim deneyimlerini, ülke ve bölge koşullarını dikkate almaksızın uygulamaya çalışmak. Bu tür bilinçsiz yaklaşımlar sayesinde Batıda geliştirilmiş bazı yararlı yöntem ve teknikler de bir ucube haline dönüştürülüyor.
Danışmanlık ve eğitim alanlarında çalışan her kişi ve kuruluş, Türkiye gibi bir ülkede, Batılı örneklere göre geleneksel özellikleri olan bir alanda çalıştığının farkında olmak zorunda. Yerelliği ve gelenekselliği dikkate almayan kurumsal çalışmaların bu toplum koşullarında başarılı olması zor…
Gelenek ve Kalite
Toplumun iş geleneklerinin farkında olmak, standartlardan taviz vermek veya kalite çıtasını düşük tutmak anlamına gelmez. Değişimin peşinde olan birey veya kuruluş, öncelikle hangi iklimde yaşamaya çalıştığının farkında olmak zorundadır. Kendi sistem çevresini, burada yer alan ekonomik ve sosyal aktörleri dikkate almayan bir değişim projesinin başarıya ulaşması zordur.
Yukarıda sözünü ettiğim savı, işletmenin iç çevresi açısından da tekrar edebilirim. Örneğin yaptığım kurumsal çalışmaların bana öğrettiği ana ilkelerden birisi şudur. Bizim toplumumuzda ‘hiza önderliğini’ özel bir değeri ve anlamı var. İnsanlar, soyut ve kuramsal bilgilerden daha çok, hiza önderi olarak gördükleri kişi ve kuruluşların tutum ve davranışlarını dikkate alıyorlar. Bu açıdan bakıldığında; bir kuruluşta değişimin önemli noktalarında duracak liderlerin özel bir öneme sahip olduğu fark ediliyor.
Liderlik
Kurumsal kültürün yeterince gelişmediği ortamlarda, liderlik önemli bir işlev görür. Bu tür iklimlerde ‘tebliğ’ yoluyla iletilemeyen mesaj, lider vasıtasıyla onun kişiliğinde ‘temsil’ edilir. Liderlik (bize uyan şekliyle ‘hiza önderliği’) kurumsal iyileştirme ve yenileştirme için kurum ve kuruluşlarımızın vazgeçmemesi gereken bir fonksiyondur.
Herhangi bir kurum veya kuruluşta “Değişimi sağlamak için ilk adımda ne yapmam gerekir?” şeklinde bir soru ile karşılaşırsanız, size önerim “Yerel kurumsal liderler üretin!” olacaktır. Böylece hem ağır görevi paylaşmış olacaksınız, hem de diğer bireyler için hiza önderleri yaratmış olacaksınız. Okuyup gerekli dersleri çıkararak, kendi kararımızı üretebileceğimiz noktaya dek liderlere (hiza önderlerine) ihtiyacımız olacak.