Oran Analizi Üzerine Kısa Bir Özet – 2

PAYLAŞ: ... facebooktwittergoogle_plusredditpinterestlinkedinmailby feather
PrintFriendly and PDFYazdır

Oran AnaliziOran Analizi Üzerine Kısa Bir Özet – 2

Gürcan Banger

İşletmenin kısa vadeli borçlarını zamanında ödeme gücünü gösteren likidite oranları içinde en değerlilerin başında “cari oran” gelir. Nakit ve nakit benzerlerinin toplamı olan dönen varlıkların, kısa vadeli borçları ne oranda karşıladığını gösteren bu sayısal veri, işletme sermayesi yeterliliğini ve borç ödeme kapasitesini sergileyen bir göstergedir. Cari oran, dönen varlıkların kısa vadeli borçlara oranı şeklinde hesaplanır.

Sermaye piyasalarının gelişmiş olduğu ve uzun vadeli borçlanma imkânları olan ekonomilerde bu oranın 2 dolayında olması beklenir. Oranın 2’den küçük olması halleri işletmenin likidite durumunun iyi olmadığını ifade eder. Sermaye ve borçlanma piyasalarının yeterince gelişmediği ve küçük işletmelerin gerekli ilgiyi görmediği ülkemizde cari oranın 1,5 dolayında olması da makul kabul edilir. Bu oran, işletmenin likidite durumu hakkında bilgi vermekler birlikte diğer oranları da incelemek gerekir.

Oran analizinde kullanılan bir diğer sayısal bilgi “asit test oranı” olarak isimlendirilir. Bu oranın hesaplanmasında (aynı formül kullanılmakla birlikte cari orandan farklı olarak) dönen varlıklar yerine bundan stokların çıkarılması sonucunda elde edilen değer kullanılır. Asit test oranı, stokların bir yıl gibi kısa vadede nakde çevrilemediği varsayımı altında işletmenin borç ödeme gücü hakkında bilgi verir.

Gelişmiş uluslararası ekonomik ortamlarda asit test oranının 1 dolayında olması beklenir. Eğer oran 1’den büyük ise bu durum işletmenin o dönem için borç ödeme kapasitesinin iyi olduğu şeklinde yorumlanır. Eğer 1’den düşük ise (cari oran gibi diğer oranlar da dikkate alınarak) işletmenin stoklara aşırı derecede bağımlı olduğu yönünde yorum yapılabilir. Asit test oranı, büyük ölçüde imalat ve piyasaya mal sunan ticaret işletmelerinde kullanılır. Stok bulundurmayan hizmet işletmelerinde cari orandan farkı yoktur. Sermaye ve borçlanma piyasaları açısından yeterli gelişkinlikte olmayan ve küçük-orta ölçekli işletmelerin gerekli ilgiyi görmediği ekonomimizde asit test oranı olarak 0,70-0,80 gibi bir oran makul kabul edilir.

Oran AnaliziLikidite analizinde kullanılan sayısal değerlerden bir başkası “nakit oranı” olarak bilinir. Bu sayısal oran stokların kısa vadede satılamadığı, alacakların zamanında ve beklenen ölçüde tahsil edilemediği varsayımları altında, işletmenin kısa vadeli borçları ödeyebilme imkânını sergileyen bir göstergedir. Oranın hesaplanmasında pay bileşeni (kesrin üst tarafı) olarak hazır değerler ile çok kısa sürede nakde çevrilebilen değerlerin toplamı kullanılır. Bunu nakit ve menkul değerler olarak anlayabiliriz. Oranın payda bileşeni (kesrin alt kısmı) ise gene kısa vadeli borçlardan oluşur.

Olağan durumda nakit oranının 0,20 dolayında olması beklenir. Bu değerin altında olan nakit oranı, stokların satışı ve alacak tahsilâtı şartlarının kötü gelişmesi durumunda işletmenin likidite sorunları yaşayabileceğini gösterir. Burada pek çok ‘iyi görünümlü’ geleneksel firmanın ‘gizli’ sorunu olan bir konudan söz etmeliyiz. Eğer nakit oranı 0,20’nin çok üzerinde ise bu durumda –eğer başkaca makul bir neden yoksa– işletmenin elindeki nakdi atıl ve verimsiz olarak beklettiği yorumu yapılabilir.

Kötü işletme yönetiminin belirtilerinden birisi firmanın stok durumudur. Aşırı stok, işletmenin likidite durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle işletmenin likidite özelliğini sergileme açısından incelenen bir diğer sayısal değer “stok bağımlılık oranı” olarak bilinir. Bu oranın hesaplanmasında pay kısmında (kesrin üst tarafında) kısa vadeli borçlardan nakit ve hızla nakde dönüşebilen menkul değerler çıkarılarak elde edilen sayısal büyüklük kullanılır. Kesrin payda kısmına (kesrin alt tarafına) ise stoklar yazılır. Stok bağımlılık oranı, asit test oranının 1’den düşük çıktığı durumlarda işletmenin stoklara olan bağımlılığını ortaya koyar. Stok bağımlılık oranı, kısa vadeli borçların karşılanması için stokların ne kadarının kısa vadede satılması gerektiği konusunda fikir verir.

Ele alacağımız diğer oran türlerine geçmeden bir noktayı tekrar hatırlamakta yarar var. Söz edilen oranların yararlı olması için sürekli izlenmesi gerekir. Böylece hem zaman ekseninde hem de piyasa sektör ortalamaları ile karşılaştırma imkânı doğar. Böylece işletme kendisini çok daha iyi konumlayabilir; uygun politikaları üretme olanağı yakalar.

(Devamı var.)
İZLE: ... facebooktwittergoogle_pluslinkedinrssyoutubeby feather

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman ve eğitmen olarak çalışıyor. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı Finansman, İş kültürü, İşletme kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>