Gürcan Banger
Sürekli koşuşturma içindeyiz. Günlük sıradan ve alışılmış eylemler arasında yaşama ilişkin farkındalığı yitiriyoruz. Yapılması gerekenler, hazzın önüne geçebiliyor. Ödev ile zevkin dengesini kurarken, muhtemelen yaşamı çok mekanik hale getiriyoruz. Alışılmış davranışlar, sıradan bir iletişim modeli ve ilişkilerde özensizlikler insanın özümseyen ve anlam yaratan bir varlık olduğunu unutturuyor. Öylesine mekanize ediyoruz ki, insanla makine arasındaki farkı hızla gözden kaçırmaya başlıyoruz. Diğer yandan günlük yaşamımızda insanlar kadar makinelerle de iç içe yaşıyoruz. İnsan – makine sistemlerinde zor olan; insandan gelen sorunlar iken başarılması gereken, insanla ilgili sorunları aşabilmek oluyor.
Teknik olmayı abartmış kişilerin fazlasıyla gözden kaçırdıkları unsurların başında geliyor insan faktörü. Bazı kişiler stratejik ve verimli davranmanın kaygısıyla büyük yaşam sistemindeki insanı dikkate almayı unuturken, pek çoğu da insanla ilgili konuları gereğinden fazlaca uzatıyor ve abartıyor. Bir sistemde insan varsa, insanlar arası ilişkiler varsa; bu sistem, sadece bu özelliğinden dolayı bazı özgün zorluklar içerir. Bu nedenle insanlar arası ilişkiler söz konusu olduğunda, böyle bir iletişim sisteminde insan olmaktan kaynaklanan özel ve duyarlı noktaların olduğunu ve bunlara özen göstermek gereğini bilmek zorundayız.
Bugünün kişisel gelişim uzmanları, bazen ilgi ve duygu alanlarını mekanikleştirip abartarak tümüyle bir mühendislik projesi haline getirmeye çalışıyorlar. İnsanların makineler, yapay sistemler veya modeller gibi istenilen biçimde düzenlenemeyeceği, hatta düzenlenmemesi gerçeğini bilerek ya da farkında olmadan gözden kaçırıyorlar. Günümüzün kişisel gelişim uzmanlarının yaptıkları en temel hatalardan birisi budur. Kişisel gelişim sürecinin insan olmanın farklılaştıran niteliğini bir makine düzenine sokmaya çalışıp çalışmadığı konusunda uyanık olmalıyız. Mekanik ezberlerle mutlu olunamaz ama metafizik masallarla da uyumamalı.
‘İnsan mühendisliği’ şeklinde isimlendirilebilecek bir dal, bize zihinsel ve duygusal yaşamımızı kolaylaştırıcı bazı gelişim araçları sunabilir. Bunları kullanarak yaratıcılığın ve yenilikçiliğin bazı sorunlarını aşabilir, eğitimde iyileşmeler sağlayabilir ve bazı problemlerimize daha kolay çözümler bulabiliriz. Ama insan mühendisliği, insanın bir bilgisayar gibi programlanması anlayışına dönüşmemelidir. Çünkü kişisel gelişim alanında insanlar için bir bardak su ile yutulabilecek basitlikte ilaçlar üretmek mümkün değildir. Bana sorarsanız doğru da değildir. İnsan makineleşmemeli; insan, kendisini farklılaştıran kimi gizemli özelliklerini yitirmemeli.
Genel ve Özel
İnsanlar için model çözümler olduğuna inanmıyorum. Ancak dersler çıkarılacak başarı veya başarısızlık öyküleri olabilir. Bir toplum içinde yaşamanın aynılaştırıcı etkileri olmakla birlikte, her insanın kendi farklı doğruları olduğu kanaatindeyim. Bu doğrular, bir anlamda da onun farklılığının kanıtlarını oluşturuyor. Dolayısıyla seçilmiş bir insana ilişkin konularla ilgilenirken, bir örnek olayı incelenmekte olduğumuz ayrıntısı gözden kaçırılmamalıyız. Özeli genelleştirmemeli.
Her insan, bir deneyim birikimidir. Her deneyim, bizim için dünyamıza ışık veren, yolumuzu aydınlatan bir rehber oluyor.
Her insan, bir deneyim birikimidir. Her deneyim, bizim için dünyamıza ışık veren, yolumuzu aydınlatan bir rehber oluyor. Önemli olan, kendi deneyimlerimizden doğru dersleri kendimizin çıkarabilmesi ve bu dersin değişime neden olabilmesi… Yaşamdan işaretler almalı ve yaşama işaretler vermeli. Çünkü yaşam çoklu ve nitelikli iletişimdir.
Merhaba.
daha birkaç gün önce bir arkadaşımla konuşuyorduk…
kişisel gelişimin sürekli değişimi telkin etmek için daha akademik , daha popüler, daha ısrarlı görünme yarışında eksik olan; acaba kişiye özgü dil ve düşünme biçimini gözardımı ediyoruz diye…
ne varki yazınızda da verdiğiniz mesajlar arasında ; kişisel gelişim uzmanlarınında bir öğrenme ve gelişim süreci içinde olmaları yadsınamaz bir gerçek… ne varki bilgiye daha erken ulaşmış olma ve ulaşma gayretini sürdürüyor olması taktire şayan bir duruştur…hekimde sürekli öğrenme sürecindedir..bununla birlikte eylemlerini sürdürür..yetkin ve yeterli bir insiyatife sahiptir…bilgi biz ona doğru hareket ettikçe hep önümüzde ilerleyen bir şeydir…bu nedenle bu yürüyüş hep gizemini korur…ve yol hiç bitmez…insanın kendini keşfetmesinin yaşadığımız kürede insana yakışır yaşam koşullarına sahip olması için olmazsa olmaz bir süreç…bu sürece katkılarınız için çok teşekkürler…