Gürcan Banger
Pek çok işletmede insan kaynakları (İK) yönetimi, personel giriş-çıkış ve bordrolama faaliyetlerine indirgenir veya böyle anlaşılır. Bu yanlış çerçevesinde pozisyon-rol tanımlama, kariyer geliştirme, eğitim, performans ve motivasyon gibi diğer ilgili unsurlar gözden kaçırılır. İşletmenin ölçeğine göre bir unvana sahip insan kaynakları birimi olmayabilir. Fakat –ayrı bir örgütsel birim olmasa bile– bu fonksiyonun gereklerinin işletme yapısı içinde gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır.
Küçük İşletme ve İK
İnsan kaynakları (İK) yönetimi özellikle küçük ölçekli işletmelerde daha büyük önem kazanır. Bu nedenle küçük işletme sahibinin veya yöneticinin bu fonksiyonun yönetilmesi konusunda birikimli olması beklenir.
Çelişkili gibi görünen bu duruma ilişkin bir örnek vereyim. Örneğin küçük bir işletmede her çalışan, iş sürecine dâhil olan en az iki iş konusunda beceri ve yeterlilik sahibi olmalıdır. Bu ihtiyaç teknik konularda daha ağırlıklı olarak öne çıkar. Diğer yandan işletmede bazı kritik süreç veya faaliyetler bulunabilir; buralardaki aksamalar işletmenin ana sürecinin tümüyle aksamasına neden olabilir. Bu tür süreç ve faaliyetler için en az üç çalışanın gerekli bilgi, yeterlik ve deneyimle donatılmış olması beklenir. Görüldüğü gibi; yedekleme konusu sadece hammadde veya malzeme ile ilgili değildir; işin aksamaması için çalışanlar konusunda da yedekleme yapılır.
Yukarıda anlattığım üzere işgücüne esneklik ve yedekleme özelliği kazandırılması insan kaynakları yönetiminin bir parçasıdır. Çalışanlara yeni beceri ve yetkinlikler kazandırılması için bir zaman planı içerisinde eğitim ve danışmanlık hizmetleri verilmesi gerekir. Böylece gelecekte oluşabilecek bazı darboğazlara ilişkin önlemler zamanında alınmış olacaktır.
Bir iş sahibinin teknik bilgi, yöneticilik ve girişimcilik (vizyonerlik) özelliklerinin eş ağırlıkta olması istenir. Çoğu zaman sanıldığı gibi iş konusunda teknik bilgi ve deneyim sahibi olmak başarılı bir işletme yaşamı için yeterli değildir. Bunu yönetim becerileri ve girişimcilik nitelikleri ile geliştirmek gerekir.
Diğer yandan her girişimci örneğinde saydığım bu üç niteliği eş biçimde dağılmış olarak bulmak mümkün olmaz. Böyle bir durumda iş sahibi (girişimci) kendisine hangi işi iyi yaptığını sormalıdır. Bazı kişiler iş fikri geliştirme, kimileri satış, başkaları ise örgütleme konularında daha başarılı olabilirler. Girişimci kendi beceri alanını doğru saptadıktan sonra başarılması gereken diğer nitelikleri ve bunlara bağlı rol ve pozisyonları tanımlar; uygun kişilere delege eder. İşlerin başkalarına delege edilmesi ise bu rol ve pozisyonların uygun izleme ve raporlama ile yönetim ve denetimini gerektirir. Ayrıca nitelik veya işlerin delege edilmesi, bunları yüklenecek olanlara eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmesi demektir.
Delege etme, liderliğin ikiz kardeşidir. İşleri delege eden iş sahibinin buna karşılık liderlik niteliklerini geliştirmesi gerekir. Gemin kaptanı, özellikle son kararlarda işletmenin sahibidir.
İletişim
İnsan kaynakları (İK) yönetimi özellikle küçük ölçekli işletmelerde daha büyük önem kazanır.
Birkaç basit açıklama verebilirim. Eğer bir iş sahibiyseniz, çalışanlarla konuşabilmeyi başarmalı; onların önerilerini almalısınız. Böyle bir iletişim çalışanlar tarafından yapılan hataları düzeltme için olumlu havayı da yaratacaktır. Bir çok işletmede iş sahipleri ve yöneticiler tarafından saptanan sorunların çözümleri çalışanlar tarafından bilinir, ama kademeler arası gerekli iletişim sağlanamadığı için çözüm gecikir ve kayıplara neden olur.