Sevgi Odaklı Yaşam

PAYLAŞ: ... facebooktwittergoogle_plusredditpinterestlinkedinmailby feather
PrintFriendly and PDFYazdır

Sevgi Odaklı YaşamSevgi Odaklı Yaşam

Gürcan Banger

Keyfimizin iyi olmadığı zamanlarda pek çoğumuz bir sevgi ortamında tatmin olmayı isteriz. Sınırsız ve koşulsuz sevgi ve ilgi görmeyi isteriz. Ama bu istediğimizi sağlamak için bile bazı şartların sağlanması gereğini unuturuz. Sevgi ortamını değişik renk ve kokularda çiçeklerle bezenmiş bir bahçeye benzetirim. Sevginin bahçe kapısı ise iletişimdir. Bu kapıdan geçmeden kalbe ulaşmak pek mümkün değildir. Eğer iletişimsiz bir sevginin mümkün olacağına inanıyorsanız, istediğinizin veya bulduğunuzun sevgi olduğundan kuşku duymalısınız, derim.

Sevgi İletişimi

Birbirimiz hakkında fikirlerimizin görüşmenin daha ilk birkaç saniyesinde oluştuğunu bilirsiniz. Ne yazık ki, bu ilk anda oluşan izlenim tezi doğrudur ve sonraki zamanda karşımızdaki insan hakkındaki ilk izlenimlerimizi silmek kolay değildir.

Sevgi Odaklı Yaşamİletişimde saygılı olmayı öğrenmek, bir çırpıda anlatıverdiğim kadar kolay bir konu değildir. Hele ki karşımızdaki insan, bir saygı, hoşgörü ve demokrasi ortamı içinde yetişmediyse bizi yargılamakta hiç de eli titrek davranmayacaktır. Özetle; insanlar daha ilk temasta karşılarındaki insanı beğenip beğenmediklerine, ona güven duyup duymadıklarına ve tabii ki inanıp inanmadıklarına karar verirler. Eğer o insan hakkında daha baştan bir olumlu hava oluşursa sonraki iletişim için daha istekli, güvenli ve inançlı olurlar.

Örneğin böylesine olumlu bir ortam oluşturabilen bir konuşmacının fikirlerini dinleyicilerine kabul ettirmesi çok kolay olur. Öğrenciler en çok bireysel duruşları ile sıcak bir sınıf ortamı oluşturan öğretmenlerini beğenirler. Daha ilk görünümüyle olumlu bir izlenim yaratan siyasetçilerin başarı şansı daha yüksek olur. Daha ilk temasta sevilen bir insan olmak, yukarıda abarttığım kadar da zor değildir. Bazı özellikleri kişiliğimizin birer unsuru haline getirebilirsek bu yolda önemli bir adım atmış oluruz.

Kendi yaşamımda dikkat ettiğim bir gözlemimi paylaşmak isterim. İlk görüşmemizde ben de olumlu bir izlenim yaratan insanların gülümsemeyi bilenler olduğunu fark ettim. Muhtemelen bu durum, pek çok başka insan için de aynıdır. Bence gülümsemeyi bilmek, sevginin bahçe kapısı olan doğru iletişimi sağlayabilmek için önemli ve değerli bir unsur. Özellikle yaşamın aynasında önce kendi varlığımıza gülümseyebilmek…

Sevgi Odaklı YaşamSevgi İklimi

Sevgi, bebeklikte öğrenilmeye başlanıyor. Yaşamın ilk yıllarında sevginin odağında anne ve baba bulunuyor. Çocuklukta sosyal yaşamın çeşitlenmesi ile birlikte; sevgi de, anne ve babanın dışına açılarak yeni biçimler kazanıyor. Başka insanları sevmek ve başkaları tarafından sevilmek, anne-baba sevgisi yakınlığının aşılması ile elde edilir. Hiç kuşkusuz; aile içinde sevgiyi bulamayanlar için dış dünyada bu talebi karşılamaya çalışma sıkıntısını da hatırlatmak gerekir.

Birkaç muhtemel darboğazdan söz edebiliriz. Öncelikle; çocuk, anne ve babanın ilgisizliği ve kayıtsızlığı nedeniyle sevgiyi öğrenmekte zorlanabilir. Anne veya babanın sevgisine olan özlem, bu iklimde yetişmiş bir çocuğun sonraki sevgi ilişkilerini etkiler. Kendinden yaşça büyük kişilere duygusal ilgi duyan insanların pek çoğunun, sevgi geçmişinde anne-baba ilgisizliğinin veya ebeveyne ait sevgi problemlerinin bulunması şaşırtıcı değildir. İkinci olarak; sevginin, anne-baba sevgisinden dış dünyadaki diğer insanlara olan sevgiye doğru açılımında sorunlar olabilir. Sevgi dolu olsa bile, dar bir aile çevresinde ve fazlaca dışa açılmadan yetişmiş çocukların ileri yaşamlarında en belirgin özelliklerinin bencillik olmasının nedeni –çoğu zaman– budur.

Sevgi bir yaşam tarzıdır. Ama zorluklar ve engeller sevgi içeren bir yaşamda da vardır. Kimi zaman bu zorlukların aşılması zaman ve emek ister. Sevgi ihtiyacını hissetmek, bu uzun zorlu yolun sadece ilk adımıdır. İşin sırrı şudur: Temel ihtiyaçlarımız var. Bunları tatmin etmeden yaşanmıyor. Ama sevgisiz bir yaşam da insani bir yaşam olmuyor. İnsan olmanın keyfi, sevmekte ve sevilmekte…

İZLE: ... facebooktwittergoogle_pluslinkedinrssyoutubeby feather

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman ve eğitmen olarak çalışıyor. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı İnsan, Kişisel gelişim, Sevgi, Yaşam kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>