Gürcan Banger
Takvim hesabıyla yeni bir yıla başlamak üzereyiz. Kişiler veya kuruluşlar olarak yeni yılın başı yeni bir ‘kalkış noktası’ anlamına gelebiliyor. Bitmekte olan yılı olumsuz değerlendiriyorsak, yenisinin daha iyi olmasını bekliyoruz. Zaten iyi diyebileceğimiz bir zaman dilimini arkada bırakıyorsak, yenisinde sürdürülebilir olmayı ve yeni yükselişlere kanat çırpmayı bekliyoruz.
Yeni yılın iyi ve olumlu olması gerekli mi? Olumsuz ve kötü olanın insan doğasına uygun olmadığı şeklinde bir doğal ezberimiz var. Gözlemler ile yazılı ve sözlü kaynaklar insanın varoluş tarihi boyunca kendisi için olumluyu, iyiyi ve mutlu edeni aradığını, umut ettiğini ve beklediğini söylüyor. Ancak kahraman diye isimlendirdiğimiz bazı özel insanlar kendilerini feda ederek (kendi iyilerinden vazgeçerek), ama başka insanların iyilikleri için kaynaklarını harcamışlar, canlarını vermişler.
Yeni Yılın Kapısı
Yeni yılın kapısında bir an için durduğumuzu hayal edelim. Ya “herru merru” diyerek neler yaşayacağımızı düşünmeden ve öngörmeden kapıdan içeri gireceğiz ya da hesap yapmak için biraz zaman ayıracağız. Umutları, beklentileri veya arayışları olmadan ve mevcut olanla yetinerek hızla kapıdan içeri adım atana saygı duymak gerekir. Sorgulamadan attığı adım, yaşamıyla ilgili bir seçimdir. Bilinmeyen geleceği ve kendi varoluşunu böyle –naif ve kendiliğinden– bir tarz ile şekillendirmek istemektedir.
İkinci tarz ise kapıda durup düşünmeyi gerektirir. Kişi geçen yıllarda elde ettiği deneyimleri düşünerek, kafasında kendisi –ve muhtemelen kendisiyle ilgili başka kişi ve kuruluşlar– için net veya muğlak bir gelecek tasarımı yapacaktır. Bunu şöyle düşünebiliriz. Kişi, kendi hayal dünyasında yeni yılın sonunda olmayı düşündüğü noktadan bugününe (bitmekte olan yılın sonuna) bakmaktadır. Bu noktaya ulaşmak nasıl bir değişim – gelişim plan ve programlarını oluşturmalı ve yürütmelidir? Senaryolarını hangi ilke ve kurallar şekillendirmelidir? Planlananlar bağlamında hangi faaliyetleri yapmalıdır? Hangi kaynaklara sahip olmalıdır? Kimlerle birlikte olmalıdır?
Yukarıda sıraladığım sorulara cevap oluşturacak hazırlıklar ‘harika’ bir yeni yıl için ancak ‘gerek şartları’ yerine getirir. Bilinmeyen geleceğe belirsizlik (muğlaklık) altından ilerlediğimiz ve yaşam denetlememiz mümkün olmayan faktörler içerdiği için yapılan hazırlıklar; yeni yıla ilişkin beklentiler, umutlar ve arayışlar açısından sadece ‘gerek şartların’ yerine getirilmesi olabilir. ‘Harika bir yeni yılı’ güvence altına alacak olan ‘yeter şartlar’ ise ancak yeni yılın kapısından içeri adım attıktan sonra karşılaşacağımız zorlayıcı, engelleyici ve bozucu ihtimallerle yapacağımız mücadele sonucu tatmin edilmiş olacaktır. Önemli olan, bir yılı tanımlayan zaman parçası içinde karşılaşacağımız süreçleri (akışları) yaşamaktır.
Gerek ve Yeter Şartlar
Ancak yıl yaşanıp bittiğinde vardığımız noktanın ‘iyiliği’ konusunda yargıda bulunabiliyoruz.
İçinde insanın yer aldığı, gelecek belirsizliğinin bulunduğu ve çok sayıda aktör içeren ortamlarda ‘yeter şartlar’ ancak akışın (sürecin, yaşamın) içinde sağlanabilir. Dolayısıyla ‘gerekli hazırlıkları’ yapmış olmakla birlikte optimuma (en-iyi noktaya) ulaşmak için yıl içindeki akışları ‘başarılı’ (olumlu sonuçlanacak) biçimde yaşamamız gerekir. Bunda yıl içindeki seçimlerimiz belirleyici olacaktır. Ancak yıl yaşanıp bittiğinde vardığımız noktanın ‘iyiliği’ konusunda yargıda bulunabiliyoruz. Bu nedenle yıl sonu veya yıl başı, insan olarak yaşamımızda önemli bir zaman durağını oluşturuyor.