Gürcan Banger
Sosyal yaşamda veya iş dünyasında iyi izlenim yaratmanın gerekçesi, bir toplum içinde yaşıyor olmamız ve toplum tarafından oluşturulup bizi saran bir kültürün varlığıdır. Bu nedenle sosyal yaşam içinde başarıyla var olmanın şartlarından birisi, onun yarattığı bazı ritüelleri yerine getirmektir. Beden dili ile iletişimin unsurlarından olan tokalaşmayı bunlara örnek olarak gösterebiliriz.
Biraz Daha Beden Dili
Bir iş toplantısında ya da sosyal etkinlikte pek çok kişi, ilk karşılaşma anında olumluluk taşıyan bir tokalaşmayı bekler. Bu türden birkaç saniyelik bir tokalaşma takdirle karşılanır. Tokalaşma sırasında sıcaklık göstermek niyetiyle bu ritüeli güç denemesi haline getirmemek gerekir. Bu eylem sırasında kolu aşağı-yukarı hareket ettirmek gerekmez, muhtemelen karşı tarafça iyi de karşılanmaz. Tokalaşma sırasında göz temasının kurulması bu ritüelin gereklerindendir.
Herkesin hayatı, –başkalarının değerlendirmesi ne olursa olsun– kişinin kendi ölçülerinde bir romandır.
Yakından tanıdığımız bir kişinin bir başka kişi ile görüşmesi sırasında farklılaştığına tanık olmuşsunuzdur. Konuşma tarzı, seçtiği sözcükler ve beden dili bir anda değişiverir. Bu görüntüyü karşı tarafı etkileme amacıyla oluşturmaya çalışırlar. İyi izlenim yaratmanın şartlarından birisi bu tür maskeler kullanmamaktır. Hiç kuşkusuz; iş ortamlarında çok yakın dostlarımızla olduğumuz gibi davranmayız, ama farklı bir kişilik ve karakter maskesi oluşturmaya da asla gerek yoktur. Kurgulanan maske, er geç bir noktada kırılıp dökülecektir ki bu da iyi izlenim yaratma çabasını hüsranla sonuçlandıracaktır. İyi izlenim hedefleyen bir iletişimde kişi öncelikle rahat, ama mutlaka kendisi olmalıdır. Böylece konuşma insana dinginlik veren bir ırmak akışı içinde sürebilir.
Başarılı iletişimin değerli kriterlerinden birisi başarılı dinlemedir. Konunun anlatıcısı konumunda olsanız bile karşı tarafından konuşma ve beden dilinin iyi bir dinleyicisi olmak iyi izlenim yaratmaya yardımcı olur. Karşı tarafı iyi dinlemek, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde nasıl devam etmeniz gerektiği konusunda önemli ipuçları verecektir.
Bazı durumlarda özgeçmişiniz hakkında bilgi vermeniz istenebilir. Böyle bir soru karşısında konuyla ilgili ana noktaları vurgulayarak gereksiz ayrıntıya girmemek ve sözü fazla uzatmamak uygun olur. Sorulan sorular karşısında ilgiyi kaybetmediğinizi de belli eden, tatmin edici uzunlukta cevaplar seçilmesi uygun olur. Özetlersek; iyi dinleme, karşı tarafa saygı göstermenin simgesidir; başarılı görüşmeci bu aracı doğru biçimde kullanır.
“Hayatım roman” ifadesini duymuşsunuzdur. Herkesin hayatı, –başkalarının değerlendirmesi ne olursa olsun– kişinin kendi ölçülerinde bir romandır. Bu nedenle insanlar, yaşam deneyimlerine ilgi duyulmasını ve öz öyküleri hakkında konuşmayı severler. Uygun zamanda ve özel yaşam alanlarına girilmemeye dikkate edilerek hayatları, iş deneyimleri ve başarı öyküleri hakkındaki sorular konuşmayı ilginç hale getirebilir. Buradaki temel düşünce, sizin aşırı ölçüde kendinize odaklı olmadığınızın zımnen belirtilmesidir.