Bir İlişkinin İncelikleri
Gürcan Banger
Bir duygusal ilişki, pek çoğumuz için bir yüzme havuzuna ya da yaz tatilinde gidilmiş deniz kıyısına benzer. Sıcak bir yaz gününde yanıp mavi sularda serinlemenin hasretiyle kendimizi bir çırpıda suyun içine atıveririz. Bir duygusal ilişkiye olan hasret öylesine yakıcıdır ki, ne kendi durumumuzu ne de karşımızdakini çok fazla düşünmeye fırsatımız olmaz.
Sonra hiç akla gelmeyen sorunlar başlar. Bu sorunların ilk sırasında, bu ilişkide yer alan bireylerin birbirini yeterince tanımıyor olması yer alır. Çünkü sevgi özlemi, bireylerin gözlerini adeta kör etmiştir. Muhtemelen tarafların, yokuş aşağı kayarcasına bu ilişkinin içine savrulmalarından çevrelerine dikkat etmek, karşılarındaki insanı tanımak şansları bile olamamıştır.
Sağlıklı bir ilişki için bireyin önce kendini iyi tanıması gerekir. Yaşamın herhangi bir anındaki karakter yapımız, daha çocukluğumuzda belirlenmeye başlar. Sevgiyi küçük yaşlarımızda aile içinde öğrenmeye başlarız. Okul ve sokak yaşamımızda pekiştirmelerimiz olur. Bu süreçte sevgi süreçlerine ilişkin eksikliklerimiz olursa, bunlar sonraki tüm yaşantımıza yansır.
Örneğin; sevginin ifadesi, daha çocukluk yaşlarından başlayarak öğrenilir. Kişi, bir başka insana olan duygularını ifade edemediği sürece sevgisinin yüceliğinin de fazla bir anlamı olmaz. Sevgi ifadesizliğinin kırılması ise hiç kolay bir iş değildir. Çoğu zaman ifadesizlik açmazına girmiş bireyin yardıma ve desteğe ihtiyacı olur.
Bireylerin birbirlerini değiştirmeyi umarak bir duygusal ilişki dünyasında buluşmalarını pek akla yatkın bulmam. Ama sevgisizlik veya ifadesizlik sarmalını kırmanın yolu da bir ilişkide yer alan bireylerin karşılıklı destek ve paylaşımları ile gerçekleşir.
Anne ve babanın birlikte baskıcı bir karakter göstermeleri, çocuğun genelde sevgi açlığı ama aynı zamanda sevgi ifadesizliği ile sonuçlanır. Sevgiye aç ama ifadesiz iki birey, bir ilişkide buluştuklarında, konuşul(a)mayan bir sorunlar yumağı da kendiliğinden oluşur. Bu durumda taraflardan birisinin (belki kendi alışkanlıklarını da kırıp) doğru adımı atması gerekir.
Sevgi ifadesizliği, bir duygusal ilişkide başa gelebilecek sorunlardan yalnız bir tanesidir. Bu sorunun ikizi, sevgi şımarıklığıdır. Doyurulamaz bir açlığa benzeyen sevgi şımarıklığı da çocuklukta ailede öğrenilen sorunlu karakter özelliklerinden birisidir. Genelde anne veya babadan birisinin çocuk üzerinde baskı uygularken diğerinin sınır tanımaz müsamahalı davranması sonucu oluşur. Bu sorunlu ortamda büyüyen çocuk ise büyüdükten sonraki duygusal ilişkilerinde benzer sevgi şımartılmalarını arar.
Durumun en vahim olduğu şekillerden birisi, bireylerden birisinin sevgi ifadesizliği, diğerinin ise sevgi şımarıklığı sorunlarıyla donanmış olduğu durumdur. Böyle bir ilişkinin sağlıklı süreklilik kazanması pek kolay bir durum değildir. Bu tür bir ilişkide bireylerin kendi sorunlu özellikleri nedeniyle her iki taraf, karşısındakinden şikayet eder. Kimi zaman yolunda gidiyormuş gibi görünen (bir yanı ifadesiz, bir yanı şımarık) ilişki, ikide bir ruhsal gerilmeler nedeniyle aksamalar yaşar.
Sorunlu ilişkilerde taraflar, (sorunların hallolması için) karşısındaki insanın kendisine açılmasını ve beklentilerini ifade etmesini bekler. Ama bilmezler ki; ifadesizlik karşılıklıdır. Çünkü yukarıda sözünü ettiğim iki ayrı sorun, aynı madalyonun farklı yüzleridir. Bu tür bir ilişkide taraflardan (en az) birisi, net ve açık soruları sorabilmeli; diğeri de kendini ifade için gayret sarf etmelidir.
merhabalar.. yazı ban çok uygun. Kendimi anlatamıyorum ifade edemiyorum. Tanımak istiyorum bilmiyorum hangi soruyu soracağımı beni çok seviyor fakat hiç bişeyi paylaşamadık çünkü benim aklıma doğmuyor düşünceler ve kendimi ifade edemiyorum. Cahil biri değilim dikkat eksiliğim var kabul ediyorum ama nasıl aşıcam kitap okumak istiyorum doğru kitabı bulamıyorum ..