Okumak ve Gerçeğin Adaleti

PrintFriendly and PDFYazdır

Okumak ve Gerçeğin Adaleti Okumak ve Gerçeğin Adaleti

Gürcan Banger

Kâğıt üzerinde veya bilgisayar ekranında; ortam ne olursa olsun daha uzunca bir süre bilgi edinme eylem türlerimizden birisi okuma olmaya devam edecek. Başka eylemlerin devreye girmesiyle karmaşıklaşan yaşamımızda okumanın özel bir yeri olmaya devam edecek gibi görünüyor. Eğer bir faaliyet var ise hiç kuşkusuz bunun daha verimli ve etkili yapılması da konuşulmayı sürdürecek. Okumanın da bundan kaçar yanı yok. Giderek artan miktarda enformasyon oluştuğu da dikkate alınırsa daha etkili ve verimli nasıl okuyabiliriz?

Hızlı Okuma

Hızlı okuma, daha fazla ve çeşitli bilgi edinme yolunda sahip olmamız gereken ve okuma verimliliğini artırması muhtemel olan önemli beceriler arasında sayılabilir. Gerçekten Bilgi Çağı’nda okumamız ve içinden yararlı olanları ayıklamamız gereken dev yığınlar halinde enformasyon var. Yeni yayın listelerini veya kitapçı raflarını incelediğimizde piyasaya sürülen kitap ve dergi sayısının çığ gibi büyüdüğünü görebiliriz. Kitap okumadığını söyleyen kişiler bile her gün gazeteden İnternet sayfalarına kadar çok fazla materyali okumak durumunda oluyorlar.

… kişisel verimliliği artırma yolunda hızlı okuma, elde etmek için emek vermeye değecek bir beceridir.

Hızlı okuma konusunda yapılan çalışmalar, bu amaçla alınacak eğitim ve danışmanlık sonucunda okuma hızının üç katına kadar artırılabildiğini gösteriyor. Hiç kuşkusuz; ‘hızlı okuma’ kavramı, aynı zamanda kişinin okuduğunu anlamasını demek oluyor. Eğer bir kişi üç misli hızla okuyabiliyorsa bu onun birim okuma zamanında üç kat daha fazla okuyabileceğini gösteriyor. Üç kat olarak söylenen hıza ulaşılamasa bile sonuçta anlayarak yapılan hızlı okuma, kişinin yeni edindiği bilgi miktarının artması anlamına gelecektir. Bu da bugünün iş dünyasında kaçınılmaz bir gereklilik olan okuma için harcanan zamanın daha verimli tüketilmesidir. Özetle; kişisel verimliliği artırma yolunda hızlı okuma, elde etmek için emek vermeye değecek bir beceridir.

Hayal ve Gerçek

Canlı yaşamın tüm niteliklerini henüz bilmiyoruz. İnsan dışındaki canlılar üzerine yapılan düşünceler onların algıları ve zihin sistemleri konusunda bazı bilgiler üretse de henüz yeterli değil. Kaldı ki, doğa ve çevresi ile ‘akıllı’ etkileşim yapabilen insan konusunda da bilgilerimizi oldukça yetersiz. Diğer yandan insanın hayal kurma, plan yapma ve geleceği kurgulama konusunda becerileri olduğunu biliyoruz. Bu, (elimizdeki bilgiler çerçevesinde) insanı diğer canlılardan farklı bir konuma yerleştiriyor.

Hayal kurmak ve biraz daha sistematik olup plan yapmak kolaydır. Plan yaptınız diye riske girmezsiniz. Sana dünyanızda planı kurgulayıp yakın veya uzak gelecekte neler olacağını zihninizde bir film gibi hayal edebilirsiniz. Son yıllarda bilişim donanımı ve yazılımı ile sanal görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler bu tür hayal ve planların daha ‘gerçeğe yakın’ şekilde yapılmasına katkı yaptı. Bu nedenle film endüstrisi yanında bilgisayar oyunu hazırlama işi de bir ‘sınaî’ sektör haline dönüştü. Eskiden sadece kurmaca roman veya öykü okuyarak hayal ettiklerimiz, artık ekran üzerinde işitsel ve görsel duyularımıza hitap ederek gerçekleşiyor.

Hayali ve planı, gerçeğin adaleti ile sınamak zorundayız.

Sanallaşmanın şimdiye değin alışık olmadığımız bir hızda ilerliyor olmasının sonuçlarından birisi, doğa ve somut yaşam ile olan etkileşimimizin de sanallaşıyor olmasıdır. İnsanın bir bütün olarak doğa ile olan ilişkisi zayıflıyor. Gerçek yaşama yabancılaşmanın, bilgisayar ekranı karşısında sanal hayallerin veya masa başında teorik planların içinde boğulup kalıyoruz. Hayal kurduğunuzda ya da plan yaptığınızda aslında hiçbir şey yapmıyorsunuz. Gerçekler, doğanın ve yaşamın kendisi ile etkileşim haline geçtiğimizde ortaya çıkıyor. Hiç kuşkusuz; önce hayal etmek, sonra plan yapmak ve geleceğe hazırlanmak önemli ve değerlidir. Ama gerçek futbol oyununda sahada etkili 5 dakikalık gerçek mücadele, saatler boyu masa başında yapılan yorum ve planlardan çok daha etkili ve verimli olabiliyor. Kimi zaman bir işletmede fiilen edinilen bir deneyim, kitaplar dolusu okuma ile sağlanamıyor. Özetle; hayaller ve planlar her zaman gerçek dünya için yapılıyor. Gerçek dünya deneyimi ve sınaması olmadan tüm sanal hazırlıklar sadece sahilde kumlar üzerindeki yazılar olabiliyor; bir gerçek dalga gelip onların tümünü süpürüyor. Hayali ve planı, gerçeğin adaleti ile sınamak zorundayız.

(Devamı var)

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi koordinatörüdür. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı Kişisel gelişim, Verimlilik kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>