Kişisel Verimliliği Yükseltmek İçin
Gürcan Banger
Aynı zaman dilimi içinde daha fazla yol gitmek için (trafik kurallarına saygı göstermek şartıyla) hızınızı artırmanız gerekir. Günlük yaşamdaki iş yapma hızımız da benzer bir durum gösterir. Bir yemeği daha hızlı hazır hale getirmek için iş yapma hızınızı artırmayı düşünebilirsiniz. Yönetimin sizden istediği bir raporu, çalışma hızınızı artırarak daha kısa sürede bitirirsiniz. Pek çok kişi için (sağlık sınırlarını zorlamadan) iş yapma hızını artırarak kazanılması muhtemel olan zaman kayıpları vardır.
Hızlı çalışma yaklaşımını, yavaş ve atıl halimizi sağlayan mevcut zihin haritamızın daha nitelikli olan yenisi ile değiştirmeyi hedefleyen bir ‘deneyimler silsilesi’ olarak görmek gerekir.
Bir noktanın altını çizmeliyim. Daha hızlı çalışmak; akıllı, pratik, hazırlıklı ve planlı olmak anlamına gelir. Çoğu zaman hızlı çalışma girişimine panik hali hâkim olur. Bu, asla istenmeyen bir durumdur. Hızlı çalışma yaklaşımını, yavaş ve atıl halimizi sağlayan mevcut zihin haritamızın daha nitelikli (verimli) olan yenisi ile değiştirmeyi hedefleyen bir ‘deneyimler silsilesi’ olarak görmek gerekir.
Teknolojik gelişmelerle birlikte odaklanmamızın ve yoğunlaşmamızın önünde duran zaman engellerinin sayısı ve çeşitliliği de artıyor. Geçmişte bir iş yerinde çalışma arasına girebilecek engeller sadece ziyaretçiler veya telefon çağrıları iken günümüzde başta İnternet olmak üzere çok fazla ‘potansiyel engel ve uyaran’ ile birlikte yaşıyoruz.
Bilişim, iletişim, İnternet ve medya teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak herhangi bir anda ve yerde erişilebilir haldeyiz. Cep telefonları, e-posta servisleri, sosyal medya platformları, bloglar ve çok sayıdaki görsel medya kanalı giderek yaşamımızda daha fazla yer kaplıyor. Burada önemli bir gerginlik noktası var. Bu çeşitlenmiş medyayı izlemediğimizde sanki ‘bir şeyler kaçırıyormuşuz’ gibi bir bireysel ve sosyal ruh hali oluştu. Cep telefonu adeta sürekli ilgilenmeyi gerektiren bir bedensel uzvumuz haline dönüştü. Böyle bir durumda telefona göz atmadan, e-postalarımızı incelemeden veya TV kanallarındaki haber ya da magazin kuşaklarını izlemeden ‘rahat edemiyoruz’. Çok sayıda gürültü ve uyaran olduğunda da daha verimli olmamızı sağlayacak odaklanma ve yoğunlaşma oluşamıyor.
Kendi dışımızdaki ekosistemden gelen ve verimli çalışmayı zorlaştıran engellerden kurtulmanın ilk adımı bir kurallar dizisi oluşturmak olmalı. Örneğin günün yaratıcı ve verimli olduğumuz bir dilimini yalnız başına, yoğun çalışma için ayırabiliriz. Görüşmeler için bir zaman dilimi ayırabiliriz. Telefon görüşmelerimizi belirlenmiş zamanlarda ve aralıklarda yapabiliriz. Toplantı ve görüşme için uyulması mümkün kurallar koyabiliriz. E-posta ve sosyal medya ile ilgilenmek için belli zaman noktaları belirleyebiliriz. Kişisel tercihlere bağlı olarak bu tür önlemler kişisel olarak daha verimli olmamıza katkı yapacaktır.