Akıllı İşi Kişisel Verimlilik

PrintFriendly and PDFYazdır

Akıllı İşi Kişisel Verimlilik Akıllı İşi Kişisel Verimlilik

Gürcan Banger

Eşli olarak katılım yapılan bir TV yarışmasında sunucu, giriş konuşmasının ara yerinde erkeğe şöyle bir soru yöneltti: “Eşinizle aranızda bir sorun olduğunda ne yaparsın?” Er kişinin verdiği cevap ilginçti: “Üç gün beklerim.” Daha sonra neden üç beklediğini açıklasa da, söylediği ilk beklenmedik cümlenin çağrıştırdığı bir konu oldu: Akıllı erteleme. Ertelemeyi sadece zorunluluktan veya çıkan engellerden kaynaklanan olumsuz bir durum olarak algılamamak uygun olur. Pek çok kriz durumunda olduğu gibi, bir erteleme de avantaj sağlayacak biçimde değerlendirilebilir.

Diğer yandan önemli bir kişisel işi veya faaliyeti herhangi bir nedenle ertelemek, ona ayrılan ve şimdi boşalmış olan sürenin boş geçirileceği anlamına gelmez. Geciktirme ihtiyacı ile oluşan boşluk, daha önce yapmak için zaman ayrılamamış bazı ufak tefek işlerle doldurulabilir. Örneğin bir makalenin gözden geçirilmesi, çalışma mekânındaki yakın karmaşanın giderilmesi, e-posta kutusunda birikmiş, gereksiz iletilerin temizlenmesi, yapılacak orta ve uzun vadeli işler konusunda bir liste hazırlanması gibi eylemler böyle bir ‘boş’ zamanda gerçekleştirilebilir.

Kritik bir nokta var. Bir erteleme faaliyetinin önemli kabul edilen ve bu nedenle zaman ayrılmış bir işin geciktirilmesi anlamına geldiğini doğru kavramak gerekir. Erteleme nedeniyle ödenecek maddi ve manevi ‘maliyetler’ olması çok muhtemeldir. Çoğu durumda olduğu gibi erteleme nedeniyle boşaltılan zamanın daha iyi değerlendirildiği gibi bir genel önyargıya kapılmamak doğru olur.

Akıllı İşi Kişisel Verimlilik Telefon - E-posta Ödünleşmesi

Bilişim, iletişim ve İnternet teknolojilerindeki ilerlemelere bağlı olarak enformasyon alışverişi tarzımız da değişiyor. Mektup yazma gündemden kalkalı çok oldu. Telefon kullanımın çok ciddi kısmı ‘sosyalleşme’ amaçlı olarak yapılır oldu. İş gibi önemli haberleşmenin veya kararlara esas olabilecek iletişimin büyük bölümü artık e-posta yoluyla yapılıyor. Eğer İnternetin varlığı söz konusu ise adeta iletişim, e-posta ile eşdeğer oldu.

E-posta iletişiminin mevcut durumuna bir göz atalım. Engelleyici tüm yasal mevzuata rağmen her an çok sayıda ileti e-posta kutumuzu işgal etmeye devam ediyor. Bu karmaşa içinde gerekli ve acil olanla ‘çöp’ olanı birbirinden ayırmak zorlaşıyor. E-posta, mevcut kullanım şartları ile enformasyon kadar dezenformasyonu da içinde barındırıyor. Bu durum, e-posta kullanımındaki etkililiği ve verimliliği düşürücü etki yapıyor.

E-posta iletişiminin iş esaslı veya karara yönelik olarak kullanılmasının yarattığı bir durum daha var. Öncelikle bu amaçlara uygun e-posta yazımı hazırlık ve zaman gerektiriyor. Tam anlaşma sağlanamadığında e-posta iletişiminin soru-cevap olarak birkaç kez tekrar edilmesi ihtiyacı oluyor. Posta kutunuzdaki muhtemelen yüksek debili ‘çöp’ nitelikli ileti karmaşasını da düşündüğünüzde, işin veya kararın oluşması daha uzun zaman alıyor.

… telefon görüşmesi öncesinde görüşülecek konular hakkında kısa notlar almanın, görüşmenin akışı içinde unutulma ihtimalini ortadan kaldıracağının altını çizmek isterim.

E-posta bataklığında boğulmamak için ne yapmalı? Bu amaca uygun olarak e-posta dışında kurum içi ve dışı iletişimi sağlamak için bazı önlemler alınabilir, uygulamalar geliştirilebilir. Ama basit ve etkili yaklaşımlardan birisi, ihtiyaç duyulan durumlarda telefon kullanımını tercih etmektir. Telefon iletişiminde karşılıklı sorular ve cevaplar değiş tokuş edilebileceği için e-postadaki zaman kaybı oluşmaz. Hacimli bilgi dosyaları gene e-posta yoluyla gönderilmekle birlikte telefon iletişimi sayesinde daha hızlı çözüme ulaşmak mümkün olabilir. Diğer yandan bir yaptırıma esas olan iletişimin, son tahlilde (e-posta da dâhil olmak üzere) yazılı ortamda yapılması hususunu hatırlamakta yarar var. Son olarak; telefon görüşmesi öncesinde görüşülecek konular hakkında kısa notlar almanın, görüşmenin akışı içinde unutulma ihtimalini ortadan kaldıracağının altını çizmek isterim.

(Devamı var)

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı Kişisel gelişim, Verimlilik kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>