Karar Vermek, Verimli Olmak

PrintFriendly and PDFYazdır

Karar Vermek, Verimli Olmak

Gürcan Banger

Yalın felsefe çerçevesinde sıkKarar Vermek, Verimli Olmak ça tekrar edilen bir ilke var: “Kritik kararları vermekte acele etmeyin, mümkün olduğunca geciktirin.” Bunun nedeni, önemli bir konuda erken verilen hatalı bir kararı, iş sürecinin (projenin) sonuna kadar taşıyıp geri dönülmez, olumsuz bir sonuca yol açmamaktır. Bu geciktirme süresi içinde diğer konulardaki belirsizliklerin bazıları ortadan kalkacağından ve bu sürede yeni veriler elde edileceğinden geciktirilmiş karar daha sağlıklı biçimde verilebilir. Bu geciktirmeye karşı işi zamanında bitirebilmek için kişi, takım ya da kuruluşun hızlı ve çevik olması istenir. Erken verilen hatalı kararların örnekleri sıklıkla yazılım, endüstriyel tasarım gibi projelerde yaşanır. Hatalı karar bir kartopundan çığa doğru büyüyerek ilerlediğinden sona yaklaşıldığında bir düzeltme veya iyileştirme yapmak mümkün olmaz; yapılanın tamamı ‘çöpe’ gider.

Karar konusunda ikinci bir durum operasyonel işler düzeyinde söz konusu olur. Örneğin bir işletmede ya da herhangi bir kuruluşta her gün olağan şekilde yapılan (şartları zaten belirlenmiş) işler konusunda ‘kişisel takdir’ unsuru içeren kararlar üretmek gerekmez. Operasyonel işi yürüten her kim olursa olsun; bu faaliyet yönerge, prosedür, talimat ve iş emirlerine uyumlu olarak aynı şekilde yerine getirilir. Bir başka deyişle söz konusu faaliyet, kişilere bağlı değil; önceden kurulmuş, sınanmış ve sürekli ölçülerek performansı denetlenen bir sistemin parçasıdır. Bu durumun örneklerini kişisel yaşamımızda da çokça bulabiliriz. Her gün yapılagelen bir faaliyet konusunda karar üretmek için beklenenin dışında ve ‘ölçülebilen’ bir gelişmenin olması gerekir. Örneğin fiyatı değişmeyen, aynı kalitede ekmeği satın aldığınız fırını değiştirmek için neden olmadığı gibi, bu konuda her gün yeni karar vermenize de gerek yoktur.

Hızlı Karar

En kötü karar verilememiş olan karardır.

Yukarıda özetlediğim durumlar dışında kişisel verimliliği etkileyen karar durumlarına bir göz atalım. Temel bir kural var: En kötü karar verilememiş olan karardır. Pek çok durumda kişilerin bir karar oluşturması çok uzun zaman alır. Biteviye kararı (belirsiz bir geleceğe) erteleyerek müzmin bir sorun oluşmasına neden olurlar. Bir sonuca bağlanması gerektiği halde sürekli ertelenen karar ihtiyacı, adeta kişinin ayağını sıkan bir ayakkabı gibidir. Dar ayakkabının verdiği sıkıntı ve acıyı her an hissetmeseniz bile o ayağınızda sizi zorlamaya, dolayısıyla ayağınıza zarar vermeye devam etmektedir.

Hiç kuşkusuz; yaşamımızdaki her karar uzun süre ertelememizi gerektirecek kadar önemli olmayabilir. Ama karar verememe durumunun kişisel verimlilikle ve performans ile ilgili ciddi bir ‘toptan sorun’ olduğunu söylemek yanlış olmaz. Konunun ölçeği ne olursa olsun; ilk gereklilik, karara esas oluşturacak enformasyona sahip olmaktır. Yeterli veri olmadan verilecek karar büyük piyangonun size çıkmasından daha küçük bir ihtimal dâhilindedir.

Karar Vermek, Verimli Olmak Eğer herhangi bir konuda hızlı ve ‘verilere dayalı olarak hesaplanmış’ bir kararı 1-1,5 dakika dolayında üretme becerisine sahip iseniz bunun size pek çok yarar sağladığını izleyebilirsiniz. ‘Veriler veya hesaplama’ ile kast edilen konu, genel anlamda karara ilişkin bağlamla ilgili bilgi ve deneyim sahibi olmaktır. Bu birikimi kimi zaman yaşam derslerinden, bazen çevremizden edindiğimiz danışmalardan ya da yazılı belgeleri okuyarak ediniriz. Bu şekilde donatılmış olarak verdiğimiz kararlar konusunda yeniden düşünerek zaman kaybetmemiz gerekmez. Verdiğimiz karar olumsuz bir sonuç oluşturursa bu durum deneyimimizi artıran yeni bir ders edinmiş oluruz.

Yaşadığımız hızlı ve değişken çağda kişisel verimliliğe olumlu katkılar yapacak kararlar üretme konusunda genel bir kural söylemek zordur. Ama sınırları belirleyici, genel bir çerçeve çizmemiz gerekirse kişisel yaşamımızda daha hızlı, etkili ve verimli olabilmek için karar verme faaliyetinin kısa bir süreç olması gerektiği söyleyebiliriz.

(Devamı var)

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı Karar - Karar verme, Kişisel gelişim, Verimlilik kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>