Gürcan Banger
Olumsuz düşüncelerimize neden olan olayları not aldığımız bir ‘düşünce günlüğü’ tutmanın öneminden söz etmiştim. Bu günlük bir yandan ‘olumsuzluk tarihimizin’ en değerli belgelerinden birisi olurken, aynı zamanda olumlu değişimin de en etkili aracı olacaktır. Her negatif düşünce oluşumu için tarih ve saat ile birlikte kısaca notlar aldığınız defteri gün ve hafta sonunda tekrar gözden geçirin. Aldığınız her notu kendi kişisel gelişiminiz ve beden-duygu-düşünce sağlığınız açısından olumluluk yönünde yeniden yorumlamayı deneyin. Başlangıçta negatif düşünceye neden olan olay hakkındaki ‘şimdi daha olumlu hale dönüşmüş’ yeni düşüncenizi nota ekleyin. İlk andaki olumsuz düşünce ile sonradan yaptığınız değerlendirmeyle daha pozitif hale dönüşmüş olan yeni düşüncenin üzerinizde yaptığı etkileri ayrı ayrı (örneğin 10 veya 100) üzerinden puanlayabilirsiniz. (İsterseniz bunu ‘Olumluluk okulunda’ herhangi bir dersten ilk yarıyılda ve ikinci yarıyılda aldığınız karne notu olarak düşünebilirsiniz. Beklenen ve istenen durum, notunuzun olumlu yönde değişmesi ve sayısal değer olarak yükselmesidir.)
Mükemmel Olmak
Yaptığımız işlerde veya kararlarımızda mükemmel olmak isteriz. Bu, olağan bir durumdur. Fakat her durumda mükemmeli hedeflemek, aynı zamanda (hatta kimi zaman kaçınılmaz biçimde) olumsuz duygu ve düşüncelere neden olur. Çünkü her zaman ve her şart altında mükemmeli elde etmek mümkün değildir. Bu gerçek, mükemmeliyetçi tutumumuzu gözden geçirmemiz gereğini ifade eder. Hatta mükemmeliyetçi düşünceler çoğu durumda meydan okunup mücadele edilmesi gereken şeylerdir. Gerçekler bizim isteklerimizin ve algılarımızın dışındadır. Hiçbir olay, biz mükemmel olmasını istiyoruz diye mükemmel olmaz. Bu nedenle başka kişilerden, uzak ve yakın çevremizden beklentilerimizde mükemmeliyetçi olmadan önce gerçekçi olmamız gerekir.
Olumlu bir etki-tepki profili elde etmek üzere mükemmeliyetçilik takıntılı düşüncelerle mücadele etmemiz gerektiği doğrudur. Ama bu gerçeklik yüksek hedeflere yönelmemiz, başarılı olma isteğimizin sürekliliği, ilişkide olduğumuzun kişilerin de başarılı olmalarını beklememize engel oluşturmaz. Buna karşılık işler mükemmel şekilde yolunda gitmediğinde de negatif duygu ve düşünceler oluşturmak gerekmez. Beklendiği gibi gelişmeyen olaylar, olumlu kişi için yaşamdan alınacak derslerdir. Başarısızlığın bir probleme yol açması durumunda ise yapılması beklenen faaliyet, çeşitli seçeneklerden oluşan bir çözüm(ler) seti oluşturmaktır.
İşler kimi zaman gerçekten yolunda gitmeyebilir. Böyle bir durumda bile kendinizi negatif duygu ve düşüncelere (dolayısıyla davranışlara) savrulmaktan alıkoyabilirsiniz. Bunu başarmak için sorunlu alanlara odaklanmaktan uzak durmaya ve olayların / konuların olumlu yönlerine ihtiyaç duyarız. Negatif oluşumları genellemek yerine pozitif olanlara odaklanmak uygun olur. Bir olayın kötü gelişmesi bundan sonra her şeyin olumsuz olacağı anlamına gelmez. Olumsuz bir gelişme durumunda negatif özelliği olan hangi ‘şeylere’ yöneldiğimize ve bunların hangilerini fazlaca abarttığımıza dikkat etmek iyileştirme için değerli ipuçları sağlar.
Çin kültüründe negatif-pozitif karşıtlığı konusunda çok bilinen bir örnek var. Bu kültürde problem sözcüğü, fırsat anlamına gelecek biçimde kullanılır. Sorun olgusu tematik olarak daima içinde yeni fırsatlar ihtimalini taşır. Burada önemli olan, problemli duruma nasıl baktığımız ve olup biteni nasıl yorumladığımızdır.
Bu noktada bir özet yapabiliriz. Problemli örnekleri geleceğe yönelik olarak uzatıp çeşitlendirmeyin. Çok büyük ihtimalle bugün doğan güneş yarın da doğacaktır. Ama geçmişte yaşadığımız olumsuzlukların biteviye tekrar edeceğini öngörmek olumsuzluğu fazlaca abartmak olur. Olayın negatif detaylarından birine odaklanmak ve yoğunlaşmak yerine resmin bütününü görmeye çalışın. Hata yapmak için kendinize ‘izin’ verin.