Gürcan Banger
Bizi olumsuzluğa savuran, dışımızdaki gerçekleri değiştirmemiz mümkün olmayabilir. Fakat bu gerçekliğin algısını değiştirmek pek çok durumda elimizdedir. Duyularımıza ulaşanları ve zihnimizde oluşan olumsuz resimleri pozitif hale getirmekle daha başarılı sonuçlar elde edebiliriz. Olumlu zihinsel resimler oluşturmak, (zor olduğuna dair önyargımıza karşın) birkaç basit alıştırma ile sağlanabilir. Bu amaçla bir olay ve durum karşısında oluşan içsel resimleri pozitife dönüştürmeyi hedefleyebiliriz. Bu tutum, gerçeğin kendisini değiştirmez; ama bizim onunla ilgili algımızı daha sağlıklı biçimde oluşturmamızı sağlar. Bir başkasına ilişkin kızgın bir yüz içselleştirdiğinizde bunu yumuşatmayı denemek daha az korkutucu hale getirecektir. İç sesinizde bir düşüş hissediyorsanız enerjinizi yenilemek ve yükseltmek için kendinizi uyarın. Geçmişte negatif bir duygu-düşünce-davranış durumuna sürüklenmenize neden olan olayları zihninizde görselleştirerek o andaki algınızı hatırlayın ve olumluya dönüştürmek için yol-yordam geliştirin. Bunlar gerçekten başarılması mümkün ‘işlerdir’.
Kapıyı Aralamak İçin
Görselleştirme eyleminin altını bir kez daha çizelim. Görselleştirme sayesinde olaylar karşısında zihnimizde oluşan resimleri adeta bir sinema kısa filmine dönüştürürüz. Beynimiz bu gibi eylemler konusunda gerçekten üstün yeteneklere sahiptir. Görselleştirme becerisinden yararlanarak bir karar oluşturabilir, bir hedef tasarlayabilir veya daha önce belirlediğimiz bir hedef için yola çıkmak üzere ilk adımı atabiliriz.
Zihnimizde bir durumu veya olayı görselleştirmek, önemli bir kişisel gelişim tekniğidir. Böylece bireysel yaratıcılık düzeyimizi yükseltebilir, bulunduğumuz duygusal-düşünsel durumu dönüştürebilir, odaklanma ve yoğunlaşma sağlayabilir ve yaşadığımız gerginliği düşürebiliriz. Görselleştirme, değerli bir düşünsel eylemdir. Asla ayaküstü hayaller görmek anlamına gelmez. Kendi ‘filminizi’ oluşturmak için sakin ve dingin bir ortama ihtiyacınız olabilir. Böyle bir ortamda incelemek istediğiniz durumu veya olayı zihninizde bir film gibi görselleştirin. Bir yandan filminiz zihninizde oynarken, siz de peşpeşe geçen karelerin size neler hissettirdiğini kavramaya çalışın. Negatif hislere yol açan film kareleri gördüğünüzde peşpeşe nefes alıp verin, gerinin ve gözlerinizi açın. Bu durumu uykunuzda kötü bir rüya görürken bunun sadece bir rüya olduğunu ‘düşündüğünüz (hissettiğiniz)’ rahatlatıcı duruma benzetebilirsiniz.
Karşıda sizi etkileyecek bir durum var ya da bir olay meydana geliyor. Duruma veya olaya ‘özel tasarlanmış bir video kamera’ ile yaklaştığımızı hayal edebiliriz. Kameranın vizöründen baktığınızda ne büyüklükte resimler görüyorsunuz? Özel kameranızla ‘konuya’ yakınlaşın; olumlu resimleri büyün, negatif olanları küçültün. Ne kadar uzaktasınız? Pozitif resimleri yakına getirin, olumsuz olanları uzaklaştırın. Gördüğünüz resimler bulanık mı, sert çizgilerle mi belirlenmiş? ‘Konunun’ hissettirdiği ihtiyaca göre kameranın odağını kendinizi rahatlatacak biçimde ayarlayın ya da ‘konuya’ odaklanmak ve yoğunlaşmak üzere keskin ve netleştirici bir odak ayarı yapın. Sanal kameranızın renk ayarı da önemlidir. Gördüğünüz resimler siyah-beyaz mı, yoksa renkli kareler mi görüyorsunuz? Enerjinizi, heyecanınızı ve yaşam sevincinizi artırmak üzere kameranızın renk ve ışık ayarlarını ‘daha canlandırıcı’ hale getirin.
TV kanallarının haber kuşaklarında fiziksel mücadele içeren olayları görüntüleyen kameramanların durumunu izlemişsinizdir. Kimi zaman görüntü alan medya mensupları doğrudan olayların içinde kalırken, bazı durumlarda uzaktan izleyici olarak bulunurlar. Siz ve sanal kameranız (doğrudan veya dolaylı olarak sizinle ilişkili olan) ilgilendiğiniz olay veya durum karşısında hangi konumdasınız? Pozitif sahnelerde olayın ve durumun içine giren; negatif olanlarda ise uzaktan gözlemci olmayı tercih edin. Kimi zaman olaylar çok hızlı gelişir. Hatta bu tür sahnelerde yüksek hız ve tempo nedeniyle izlemek zorlaşır. Sanal kameranızın hedefindeki olayda nesneler hareketli mi, yoksa daha durağan bir duruma mı yönelmiş durumdasınız? Kendinize enerji katmak için çekimi hızlandırabilir, sakin ve dingin kalmak için (‘slow motion’) yavaşlatabilirsiniz.
Burada verdiğim sanal kamera olaylara bakışımız ve yaklaşımımız konusunda bir örnektir. Olumlu bir yaşamı özleyen her birey, kendisi için buna benzer yaklaşımlar, sanal mekanizmalar veya metaforlar geliştirebilir.