Gürcan Banger
Bazı problemlerin basit ve hızlı çözümleri vardır. Evde ekmek yoksa gider, bakkaldan veya fırından alırsınız. İnançlarla ilişkili olanlar gibi iç dünyamızı ilgilendiren problemler ise çok daha karmaşık olabilir. Değiştirip dönüştürmeyi hedeflediğimiz olumsuz temel inançlarımızın kökleri (ne zaman ve hangi şartlarda oluşmaya başladığı) konusunda öncelikle farkındalık ve bilgi sahibi olmamız gerekir. Hiç kuşkusuz; bir insan bütün olarak ve iç dünyası açısından bir makineden veya maddi sistemden farklıdır. Ama değişim ve dönüşüm kişisel düzeyde bir strateji, politika, plan ve program konusudur.
Hedefler ve Engeller
Bir negatif inancımızı değiştirmek için önümüze bazı hedefler koyacağız. Örneğin “Ben işimde başarısız kabul edilen bir insanım” şeklindeki bir inancı “Ben işimde başarılı bir insanım” olarak değiştirmeyi düşünelim. Bu amaçla önümüze “Herkesle uzlaşma içinde olacağım” biçiminde bir hedef koymak yeterli olmayabilir. Bazı durumlarda uzlaşma yerine farklı görüş belirtme veya tartışmaya ihtiyaç duyulabilir. Aynen yetkin muhabirlerin haber konusunda yararlandığı 5N1K (ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden, kim) kuralında olduğu gibi; inanç dönüşümüne giden yolda ‘hedefin’ arka planını açmak gerekir. Kimi zaman hedefi (basitleştirmek adına) kapalı halde ifade etsek bile bunun açılımını çalışmış olmalıyız. Yukarıdaki örneğe dönersek; bu çalışma, hangi şartlarda uzlaşmacı olacağımız konusuna açıklık ve netlik getirir. Kendi yaşamımızdaki pozitif örneklere bakarak herhangi bir hedef (ne zaman, nasıl davrandığımızda olumlu sonuçlar elde ettiğimiz) hakkında doğrulamalar bulabiliriz.
Bir olay veya durum oluştuğunda bundan pozitif veya negatif dersler çıkarmak bizim elimizdedir.
Negatif inançları besleyen bir diğer unsur başka kişilerin tutum, davranış ve eylemleri konusundaki hatalı yorumlarımızdır. Başkalarının ne düşündüğünü öğrenmek kendimize ‘ayna tutmak’ açısından önemlidir. Fakat kendi öznemizi ihmal ederek fazlaca dış odaklı olmak negatif inancı besler; kendimize olan güven ile özsaygı zayıflar. Başkalarının (bizi ilgilendirip etkileyebilecek) tutum, davranış ve eylemleri konusunda temelsiz varsayım ve yorumlarda bulunmak yerine (akıllı bir iletişim tarzıyla) doğru bilgiyi kaynağından almayı tercih edebiliriz.
Kıyaslama hem kişisel hem de kurumsal düzeyde çok değerli bir tekniktir. Kıyas sonuçları önümüze yeni hedefler koymak gibi olumlu yorumlandığında yükseltici etkiler yapar. Buna karşılık kıyaslama; bizden daha iyi olanların altında kaldığımız ve asla onlara yetişemeyeceğimiz gibi negatif bir anlayışla yorumlanırsa kişisel gelişimin önünde engel teşkil eder. Hiç kuşkusuz; kendi konum ve düzeyimizi bilelim. Bizden daha ‘iyi’ ve ‘kötü’ olanlar her zaman olacaktır. Bu bağlamda kıyaslama sadece konumumuz ve durumumuz hakkında veri sağlar; bunu da geleceği kurgulamamız için pozitif yorumlamamız uygun olur.
Eğer (maddi beden sağlığı dışında) domates çorbası içmekle ya da yumurta yemekle ilgili bir probleminiz varsa geçmişte bu soruna yol açan bir olay yaşamış olabilirsiniz. Çoğu durumda bir negatif temel inanç geçmiş yaşamınızda yer alan önemli bir olayla veya durumla ilgilidir. (Kendi yaşamıma geri dönüp baktığımda bunun net örneklerini hatırlıyorum.) Geçmişe geri dönerek bu olayı yeniden değerlendirdiğimizde bugün olumsuz etkilerini yaşadığımız olayın pozitif olarak yorumlanabilecek yönleri olduğunu da görürüz. Bir olay veya durum oluştuğunda bundan pozitif veya negatif dersler çıkarmak bizim elimizdedir.