Gürcan Banger
Mükemmel olmak pek çoğumuzun özlediği bir niteliktir. Faaliyetlerimizden dolayı eleştirilmemek, üstün başarılı işler için alkışlanmak ve bu durumumuzla sosyal vitrinde yer almak isteriz. Böylece öz saygımızın artmasını, daha fazla ilgi ve saygı görmeyi ümit ederiz. Ama yaşamın gerçekleri her zaman bu özlenen durumu mümkün kılmıyor. Eğer ilerlemeye çalıştığımız yolda başarılı olursa özgüvenimiz ve öz saygımız artacaktır. Bu nedenle mükemmel olmayı hedeflemek yerine gerçekçi olarak erişilebilecek hedeflere odaklanmak tercih edilebilir. Hiç kuşkusuz; basit, sıradan ve kolay erişilebilir hedeflerle üstün başarılara ulaşmak nadiren mümkün olur. Geleceği öngörmek, doğru zamanda bu geleceğe yönelmek ve gerekli hazırlıklarla donanmak büyük başarılar için gerek şartları oluşturur. Düşük nitelikli hedeflerle sıradan yollarda gitmeye çalışarak arzulanan geleceği yakalamak mümkün olmaz.
Başarı Algısı
… kendi hedef ve beklentilerinizi ortaya koyun; başarınızı bu yoldaki iyileştirme ve geliştirme performansınızla ölçün.
Hepimizin farklı kişisel ve çevresel şart ve imkânları var. Başarı veya başarısızlığımızda bazen kişisel özelliklerimiz, kimi zaman ise çevresel şartlarımız etkili oluyor. Bunların bazıları güçlü yönlerimizi, kimileri ise zayıflıklarımızı oluşturuyor. Sonuçta her birimiz farklı bir özne olarak belirginleşiyoruz. Bu durum kendimizi başkaları ile kıyaslama açısından dikkatli olmamız gerektiğine işaret ediyor. Kendimizi diğer kişilerle olan kıyaslamalarımız bize bir ‘ayna görüntüsünün’ karşılaştırma, düzeltme ve iyileştirme imkânlarını sağlar. Ama başkalarından farklılaşan performans ve başarı karnemiz ‘sadece bu yönüyle’ bir sevinç veya üzüntü kaynağı da olmamalıdır. Özetlersek; kendi hedef ve beklentilerinizi ortaya koyun; başarınızı bu yoldaki iyileştirme ve geliştirme performansınızla ölçün.
Yaşamım boyunca kendi ilgi alanımda benden daha bilgili ve deneyimli olan kişilerin verdiği küçük ipuçların ne denli yararlı olduğunu hatırlıyorum. Bazen küçük bir katkı çok değerli sonuçların önünü açabiliyor. Bu nedenle yaşam çevremizde birbirimizin gelişimine katkı koymanın ne kadar önemli olduğunu iyi biliyorum. Bu; kişisel öz saygının gelişimi konusunda da dikkate almamız gereken bir durumdur.
Geliştirici değişim doğru gözlemle başlar.
İçinde bulunduğumuz şartlar etki-tepki biçimimizin oluşmasına katkı yapıyor. Bu nedenle kişisel gelişim, hangi şartlar altında nasıl davrandığımızla yakından ilintilidir. Bizi çepeçevre saran özel şartları ve kısıtlamaları bilerek eylemimiz konusunda nasıl bir yargıya varacağımızı bilmek ve bundan doğru dersi çıkarmak çok daha olay olur. Geliştirici değişim doğru gözlemle başlar.