Teknolojik Girişimcilik: Tanımlamak - 1
Gürcan Banger
Girişimcilik konusunda çok sayıda tanımlama, sınıflama ve teori var. Bu farklı yaklaşımlar girişimcilik ile ilgili bir kavrama karışıklığına neden oluyor. Değişik yazar, akademisyen veya araştırmacı tarafından yapılan tanımlar arasında birbirleri ile çakışan veya çatışan yanlar bulmak mümkün oluyor. Girişimcilik üzerine bir ulaşma olmaması doğal olarak yeterli bir teknolojik girişimcilik tanımı olmaması sonucunu da getiriyor. Hem girişimcilik hem de teknolojik girişimcilik konusunda yapılmaya çalışılan tanımlar bu alanda çalışan ve yazan kişinin kendi iş ve teknik özelliklerini yansıtıyor. Bazı yaklaşımlar konuya iş-işletme kültürü açısından bakarken kimi yaklaşımlarda daha fazla teknolojik ve teknik nitelemeler görüyoruz.
İktisat alanına mikro ve makro yaklaşımların bir benzerini girişimciliği yorumlama ve değerlendirme konusunda da izliyoruz. Örneğin girişimciliğe iş kurma ve işletme açısından bakan araştırmacılar konuyu mikro ölçekli olarak ele alıyorlar. Diğer yandan devlet ve kamu politikalarının girişimcilik olgusuna bakışı daha farklı oluyor. Örneğin konuya makro bakan kamu açısından girişimcilik ekonomik dönüşümün, büyümenin ve istihdamın araçlarından birisidir. Mikro ve makro yaklaşımlar arasındaki farklılıklar kimi durumlarda girişimcilik olgusunun doğru kavranmasında sorunlara neden oluyor.
Diğer yandan girişimcilik tanımlarını incelemek benzeşen veya farklı yönleri fark edip daha sağlam bir girişimcilik anlayışına ulaşmak açısından yararlıdır. Pek çok girişimcilik tanımı, gerek ekonomi gerekse işletme bazında girişimciliğin bir ‘değişim aracı’ olduğundan söz eder. Kimileri ise bunun kapalı biçimde ima eder. Bir değişim aracı olmak ise geçmiş veya bugünle değil, gelecekle ilgili bir konudur. Özellikle yaşadığımız çağın hızlı değişim özelliği dikkate alındığında girişimcilik olgusunun geleceğe yönelik bir kavram olduğunu düşünmemi gerekir.
Bazı tanımlar girişimcilik konusunda “yeni kuruluşlar oluşturmak” veya “mevcut bir kuruluşta yeni oluşumlar yaratmak” ya da “gözlenip yakalanan fırsatları yakalamak üzere yeni işler kurmak” gibi faaliyetlere işaret ederler. Bu işaretlerin özünü araştırdığımızda bunların tümünün “yeni iş geliştirme” olgusu ile ilişkili olduğunu fark ederiz. Özetle; girişimciliğin bir başka boyutu ister –var olan bir işletmede ‘iç girişimcilik’ olarak, ister yeni bir iş bir kurarak– yeni iş-işletme geliştirmedir.
Girişimcilikten söz ettiğimizde çoğu zaman bunu yeni bir iş kurma olarak düşünürüz. Girişimciliğin aynı zamanda mevcut bir işletmede yeni bir iş alanı oluşturma olabileceğini dikkate almayız. Hâlbuki ‘iç girişimcilik’ olarak isimlendirdiğimiz bu olgu mevcut işletmelerin geleceğe doğru yürüyüşlerinde her zaman göz önünde bulundurmaları gereken bir konudur. Bir de; fırsat yakalamak ya da yeni fırsatları görmek konusuna değinelim. Örneğin insanların yoğun olarak bulunduğu, ama yemek yeme imkânlarının olmadığı bir alanda bir lokanta ihtiyacı bir iş fırsatıdır. Fakat iş fırsatı ifadesi ile sözünü ettiğimiz durum sadece mevcut bilinenlerden ibaret değildir. Bazı sorunları çözmek veya kimi ihtiyaçları tatmin etmek için bilinenden veya alışılmıştan daha farklı yol-yordam, ürün veya süreçler geliştirebiliriz. Bir sorunun veya ihtiyacın böyle bir yenilikle çözülerek fırsat olarak değerlendirilmesi bir ‘inovasyon’ örneğidir. Özetle; karşılanmamış ihtiyaçlar veya çözülmemiş sorunlar girişimci adayları için inovasyon fırsatları sunarlar. Bu tür fırsatlar pazara ilk giriş sırasında girişimcilere önemli katma değer (kâr) elde etme imkânları sunar.
Başka girişimcilik unsurları saymamız gerekirse; bir kuruluş oluşturma, yönetim, fırsatları değerlendirmek üzere risk alma, belli ürün ve hizmet kalite gereklerini sağlarken kâr odaklı olma, inisiyatif kullanma gibi özellikleri de eklememiz gerekir.